Son anda “yahu ben ne yapıyorum” diyerek vazgeçmezse görevi bırakacak gibi görünüyor gerçekten de. Henüz 64 yaşında ama artık yaşlandığını düşündüğü için “ülkenin genç liderlere ihtiyacı olduğunu” söyleyerek bu kararı aldığını duyurdu ciddi ciddi.
İnsan, gençlerine bu kadar güvenen devlet başkanlarını görünce gıpta ediyor, ne yalan söyleyeyim. “Görevimi bırakacağım” diyen Türkmenistan Devlet Başkanı Kurbangülü Berdimuhammedov “gençlikten”, “genç”ten sadece 40 yaşındaki oğlu Serdar’ı anlıyor muhtemelen. Çünkü kendisinden sonra görevi o alacak deniyor.
Berdimuhammedov’u iktidara geldiği andan beri izlerim, uzmanıyım desem yeridir. Ben çok tutulurum bu tür devlet adamlarına. Yıldızlarım dediklerim de vardır aralarında. Eski Gambiya Devlet Başkanı Yahya Jammeh bunlardandır. Yahya’ya bayılırım ben. Halkına “AIDS’i tedavi ediyor” diye kendi uydurduğu karışımı içme zorunluluğu getirmişliği, düşürüldükten sonra da ülkeden kaçarken “beni Allah görevlendirmişti” demişliği vardır. Uganda Devlet Başkanı İdi Amin de yıldızımdı benim. Devirdiği eski Başkan Milton Obete’nin “bir Afrikalı ananın doğurduğu en büyük hayvan” diye tanımladığı Amin, gelmiş geçmiş en tuhaf tiplerdendi. Aralarındaki sınır sorununu çözmek için komşu ülke devlet başkanını boks yapmaya davet edişi unutulur gibi değildir. Daha böyle çok yıldızım vardır benim.
Berdimuhammedov da ilginç bir zat. Atlara, özellikle Akhal-Teke ırkına olan tutkusu dillere destandır. At ile insanlar arasındaki ilişkileri anlatan, biri yabancı dillere çevrilmiş üç de kitap yazmıştır. İyi bir binici de olsa atlara kendisini sevdirdiği söylenemez tabii. 2013’de bir yarış sırasında bindiği at, üstünden atıvermişti Berdimuhmmedov’u. Var böyle atlar biliyorsunuz.
“Vatanım önemli, ben neyim ki” dediği olmuştur. Ülkenin en ünlü çikolatasının üzerinde portresinin olmasına takılmayın, o kadar da olsun artık. Türkmenistan'ın ikinci şehri Mary'de bir camiye de adı verilmiştir. Dönemin Baş Müftüsü Rovşen Allaberdiev 2.500 kişinin ibadet edebileceği camiye Başkan’ın adının verilmesi fikrinin devletten gelmediğini söylemişti. “Camiye Kurbanguly-Hacı adının verilmesi müminlerin arzusu”ymuş meğer.
Duyduğumda hayran kalmıştım o müminlere. Her Türkmen Havayolları kabininin önünde fotoğrafının bulunması da mütevazılığına gölge düşürmez tabii. Bu çok normal, çünkü bir unvanı da “Arkadağ” (Koruyucu) olan Berdimuhamedov’un fotoğraflarına bakıp güvenli/korunaklı bir uçak yolculuğu yapabileceğine emin olabilir insan. Ha, diğer bir unvanı da 'Ulusal At Yetiştiricisi'dir.
Mütevazı olması, milletine rehberlik etmesine neden engel olsun? Olmadığı için zaten, kalktı milleti için iki kitap yazdı; Türkmenlere yönelik olanı “Türkmennama”, tüm insanlık için yazdığı da Adamnama adını taşıyor. Önceki Başkan Saparmurat Türkmenbaşı kendi dönemi için “Altın Çağ” yakıştırmasını yapmıştı. Berdimuhammedov da kendi zamanını "Türkmenistan'ın Büyük Rönesans Dönemi" olarak adlandırıyor. Ne de olsa alçakgönüllü biri.
Müminlerin arzuları olur da milletin olmaz mı? Millet de Akhal Eyaletindeki bir köy okuluna büyükbabası Berdimuhammed Annaev'in adını verdi. Üç katlı okul, köydeki diğer tüm binalardan büyük. Türkmenistan'daki diğer birçok kırsal okulun aksine, modern bilgisayarlarla donatılmıştır. Babası Myalikguly Berdymukhammedov'un adı da bir zamanlar görev yaptığı polis birimine verildi, çalıştığı ofisi de restore edilerek müzeye dönüştürüldü. “Ben neyim ki?” dediğini duyduğumda çok şakacı olduğunu anlamıştım.
Şarkı da söyledi. Evet, onu da en iyi yapan oydu çünkü ülkede. Ulusal televizyonda "Sizin İçin, Beyaz Çiçeklerim" adlı bir aşk şarkısını seslendirdi. Çaldığı gitarı, “büyük bir hazine” olarak değerlendirildi, saklanması için bir müzeye gönderildi. Ahali de şakacı aslında.
Katıldığı bir otomobil yarışını kazandı. Kimse geçemedi, korktuklarından değil, Başkan olağanüstü iyi bir sürücü olduğundan diğer yarışmacılar geride kaldı. "Mutluluk Kuşu" adlı romanı, bir çocuk ile babasının zorlu askeri deneyimini anlattığı bir hikaye kitabı da var. Nisan 2014'te tüm bakanlıklara buz hokeyi takımları kurmalarını emretti. Ülke sıcak bir çöl iklimine sahip bu arada.
Rus gaz firması Itera'dan “hediye” olarak 35 milyon dolarlık bir yat aldı. O kadar sevdi ki yatını Eylül 2008'de bir hükümet toplantısını yatında yaptı. Ama denize açılamadı uzun süre. Çünkü kimse nasıl yelken açılacağını bilmiyordu.
Muhaliflere hayat hakkı tanımadı. Başını kaldıranın tepesine bindi. Dünyada “kişi putlaştırmasının” en kötü örneklerindendir.
“Gençlerin önünü açmak için” görevi devrediyor. Genç dediği oğlu.
Şakacı dedim ama sadece kendisi gülüyor şakalarına. Ülkesine pahalıya patlamış bir “şaka” olduğu ise acı bir gerçektir.