İsrail, Lübnan’a saldırılarını sürdürüyor.
HAMAS Lideri Haniye’den sonra Hizbullah’ın Lideri Nasrallah’ı öldürdü.
Beyrut’u bombalamaya devam ediyor.
Askeri uzmanlar, bu aşamadan sonra İsrail’in Lübnan’ın güneyini işgale yöneleceğini tahmin ediyorlar.
Sonra da Suriye’nin güneyine ilerleyeceği öngörüsünü dillendiriyorlar.
Askeri uzmanların tahminleri Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) hedefleriyle uyumlu.
ABD, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da 22 ülkenin sınırlarının değiştirileceğini ilân ederek dünyaya duyurduğu BOP’u adım adım uyguluyor.
Bu projenin temel hedefini, ABD’nin emperyalist yayılmacılığı anlamına geldiği gibi İsrail’in daha da büyümesi ve etrafında güvenlik çemberi oluşturması diye de tanımlayabiliriz.
ABD, 11 Eylül saldırısını bahane ederek önce Afganistan’ı işgal etti, Rusya’ya karşı desteklediği El Kaide’yi, Taliban’ı Afganistan’ın ve bölge ülkelerinin başına belâ ettikten sonra çekildi.
Afganistan’ı Taliban’a teslim etti.
Ardından “Saddam’ın nükleer silahları var” bahanesiyle bu ülkeyi de işgal etti.
Saddam’ı devirdi.
Irak’ı ikiye böldü. Kuzey Irak’ta Barzanilerin yönetiminde fiilen bağımsız bir devlet kurdu. Irak’ı mezhepler üzerinden iç savaşa sürükledi.
Aynı planı Suriye’de de uyguladı.
İç savaş bahanesiyle Suriye’nin kuzeyini işgal etti.
Bu ülkeyi de ikiye böldü. Kuzeyinde PKK’ya bir devlet ve bir ordu kurdu.
Türkiye’nin sınırına çok yakın bölgede PKK’nın yönettiği bir Kürt devleti var.
Böylece bölgede İsrail’e tehdit olabilecek Irak ve Suriye’yi zayıflatarak bir tehdit olmaktan çıkardı.
Suriye’den sonra sıranın İran’da olduğu anlaşılıyor.
ABD ve İsrail İran’ı da bölmeyi amaçlıyor.
İran Kürdistanı’nın ve Güney Azerbaycan’ın İran’dan kopması BOP’un hedeflerinden biri.
ABD bir yandan Büyük İsrail’i kurmaya çalışırken diğer yandan da PKK’nın da hedefi olan “Büyük Kürdistan”ı oluşturmak için çaba harcıyor.
Suriye’nin kuzeyinde kurduğu PKK devletinin önce Kuzey Irak’la birleşmesini sonra da Batı’ya Akdeniz’e doğru genişlemesini sağlamayı hedefliyor.
Böylece oluşturulacak Arap olmayan bir devletin İsrail için güvenlik oluşturacağını hesap ediyor.
İsrail’in Lübnan’ın ve Suriye’nin güneyine doğru genişlemesi Kuzey’de ABD’nin koruması altındaki PKK devletçiği ile yakınlaşmasını sağlayacaktır.
Böylece devreye Büyük İsrail’den sonra Büyük Kürdistan projesi girecektir.
PKK’nın Büyük Kürdistan Devleti projesi, bu devletin Irak, Suriye, İran ve Türkiye’den koparılacak topraklar üzerinde kurulmasını öngörüyor.
Bu tablo İran’dan sonra hedefin Türkiye olacağını gösteriyor.
BOP’un hedefi açıkça dünyaya ilân edilmişken, Türkiye’nin bir süre de olsa BOP’un eşbaşkanlığıyla övünmesi gerçeğin görülmediği anlamına geliyordu.
Ankara’nın İran’dan sonra hedefin Türkiye olduğu gerçeğini bugün de gördüğünü söylemek pek mümkün değil.
Öyle olsaydı Suriye iç savaşı çıktığında Esad’ı devirip yerine bir İslam devleti kurmayı amaçlayan Müslüman Kardeşler’in peşinden gitmezdi.
Türkiye’de iktidar Esad’ın devrildiği günleri beklerken, ABD Suriye’nin Kuzeyi’ni işgal etti ve bir PKK devletçiliği kurdu.
Bölgedeki Arap halkı da Türkiye’ye gönderdi.
Türkiye de bunu memnuniyetle kabul etti.
Türkiye’ye milyonlarca Suriyeli’nin getirilmesi ilerde demografik yapıyı bozacaktır. BOP’un Türkiye’nin iç çatışma yaşaması, bölünmesi hedefime hizmet edecektir.
Daha yeni yeni ABD’in Suriye’nin kuzeyinde PKK’ya verdiği desteği eleştiriyor.
Oysa yapması gereken, tehlikeyi zamanında görmek ve ABD’yi yapabildiği kadar engellemekti.