Güzelbahçe yangını Türkiye'yi sarmadan...

halktv.com.tr yazarı gazeteci İsmail Saymaz, İzmir Güzelbahçe'de sobadan çıkan yangında öldükleri sanılan ancak cinayete kurban gittikleri ortaya çıkan üç Suriyeli gencin öldürülmesine ilişkin detayları köşesine taşıdı.

İzmir Güzelbahçe'de 36 gün önce bir insanlık suçu işlendi. Suriyeli üç işçi çalıştıkları beton şirketinin barınağında uyurken benzinle yakılarak öldürüldü.

Vahim olan şu ki...

O güne kadar sobadan çıkan yangında öldükleri varsayılan üç Suriyelinin cinayete kurban gittiği, Kemal Korukmaz adlı katilin 30 Kasım'da bir çifti bıçaklaması üzerine ortaya çıktı. Korukmaz, bıçaklı saldırıdan sonra götürüldüğü Emniyet'te, yangın çıkarıp üç Suriyeliyi öldürdüğünü kendiliğinden itiraf etti.

Biri daha 17 yaşında

Birlik Beton adlı iş yerinin işçi barınağından 16 Kasım'da sabah 4'te alevler yükseldi. Üç işçi "Yanıyoruz!" diye yardım istedi.

Üçü de Suriyeliydi.

Memun En Nebhan, 23 yaşında.

2016 yılından beri Türkiye'de kaydı var.

Ahmet El Ali, 21 yaşında.

2020'den beri kayıtlarda geçiyor.

Öteki Muhammed El Hüseyin El Abdo El Biş.

Daha 17'sinde...

Üç işçi diğer Suriyelilerle birlikte 1-2 yıldır sigortasız çalışıyordu.

Katil olay yerinde

Yangından sonra olay yerine gelenlerden biri de Güzelbahçe'de bahçe ile uğraşan 40 yaşındaki Kemal Korukmaz'dı. İş yeri sahibine "Yandı, öyle mi?" diye sordu.

Soğukkanlıydı.

Arkasında iz bırakacak kadar...

Birkaç gün önce Birlik Beton'un Urla'daki tesisinde çalışan bir işçiye "O Suriyeliler yanacak" demişti. Yangından sonra bu bilgiyi öğrenen iş yeri sahibi Emniyet'i haberdar etti. Polis, Korukmaz'ı takibe aldı.

Korukmaz, 30 Kasım'da Seferihisar'da sokak ortasında bir iddia bayisi sahibi ve eşini bıçakladı. Kanlı vaziyette dönünce aracı kullanan arkadaşı polise haber verdi. Korukmaz, yangını kendisinin çıkardığını itiraf etti ve tutuklandı.

'Temizliğe başla' notu

Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Avukat Eda Bekçi'nin verdiği bilgilere göre Korukmaz, ifadesinde, 2000 yılında askerlik yaptığını, bir komutanın JİTEM'e katılmayı önerdiğini, kendisinin kabul ettiğini ve devletin pek çok operasyonuna girdiğini iddia etti. "Bunları açıklayamam, gizli işler" dedi.

Korukmaz, bir gün arabasının üzerinde "Göreve başla" diye yazan bir not bulduğunu, birkaç gün sonra "Göreve devam et" yazılı ikinci notun bırakıldığını anlattı. "Temizliğe başla" şeklindeki üçüncü notla harekete geçtiğini belirten Korukmaz, "Bu notu 'Türkiye'deki Suriyelileri temizle' diye anladım" dedi.

Camiye montunu bıraktı

Bir cinayet planı yapan Korukmaz, Birlik Beton'a giderek, "Burada kalabilir miyim?" diye sordu.

Suriyeli işçilerin kaldığı barınak gösterildi.

Korukmaz, ilerleyen saatlerde "Havasız kaldım" diyerek çıktı.

Yakındaki camiye gitti.

Tanınmamak için montonu camiye astı.

Arabasının bagajından benzin dolu beş litrelik bidonu alıp çuvala koydu ve barınağa döndü. Bir bezi benzinle ıslatarak, işçilerin uyuduğu barınağın kapısının altına sıkıştırdı. Etrafa benzin döküp ateşe verdi.

Bu arada Birlik Beton'un Avukatı Göktuğ Dağgeçen ise katilin kendi işçileri olmadığını savunarak, "Bölgede herkes onu bilir. Çalışanları tanır. Orada kalmıyor" diyor.

Yine 'meczup' denilecek

İnsan Hakları Derneği'nden (İHD) Avukat Nehir Bilece, katilin akıl sağlığının yerinde olmadığının ileri sürüleceğine dikkat çekiyor. Bilece, cinayetin ırkçı saiklerle ve mülteci düşmanlığından kaynaklandığını ileri sürüyor.

Nitekim dün İHD İzmir Şubesi Sığınmacı Hakları Platformu'nun yaptığı açıklamada, "Yoksulluk ve işsizliğin sorumlusu olarak mültecilerin gösterilmesi, onları nefret söylemine maruz bırakarak, ırkçı saldırılara açık hale getirmektedir" denildi.

İHD'nin endişesi yersiz değil.

Çözüm, Suriye ile görüşmek

AK Parti yeni Osmanlıcılık iddiası ve Sunni dünyanın lideri olma hevesiyle Suriye iç savaşında taraf oldu. 2011'den itibaren Türkiye'den Suriye'ye binlerce militan, Suriye'den Türkiye'ye milyonlarca sığınmacı girdi.

Türkiye yoksullaşırken; işini, evini ve toprağını yitiren vatandaşlar sığınmacılara diş biliyor.

Fazla mesai ücreti istediği için kovulan işçiler aynı fabrikada asgari ücretin yarısına çalışan Suriyeliye...

Siftahsız kapanan esnaf, Afgan komşusuna...

Yüksek kiradan ötürü ev bulamayan kiracı, bodrumdaki Bangladeşliye öfke kusuyor.

Sığınmacı karşıtlığının taraftar bulduğunu düşünen kimi siyasetçiler yangını körüklüyor. Sürmek ve susuz bırakmak gibi insanlık dışı öneriler dile getiriliyor.

Bunlar Türk halkının alnına insanlık suçu lekesini çalmaktır.

Çözüm bellidir:

Türkiye, vakit kaybetmeksizin Esad ile görüşmeli. Suriyelilerin dönüşü için müzakere masası kurulmalı. Suriyeliler gönüllülük temelinde ülkelerine dönerken, siyasi af çıkarılması sağlanmalı, can ve mal güvenlikleri teminat altına alınmalı.

Güzelbahçe yangını Türkiye'yi sarmadan harekete geçilmeli.

Muhalif ülkücülerin kurduğu öğretmen sendikası da hedefte

Alparslan Türkeş Vakfı tarafından gerçekleştirilen Türkeş'i anma gecesinin MHP'liler tarafından basılmasının üzerinden bir ay geçmeden, milliyetçi öğretmen sendikası şiddetin hedefi oldu.

MHP kontrolündeki Türk Eğitim Sendikasından ayrılarak Hürriyetçi Eğitim ve Bilim Hizmetleri Sendikası'nı kuran Ali İhsan Hasanpaşaoğlu, önceki gün maskeli ve beyzbol sopalı grubun saldırısına uğradı.

Gerilimin kökeni MHP'deki ayrışmaya dayanıyor.

15 Temmuz'dan sonra MHP, AK Parti ile yakınlaşırken, bu tavır hem partide, hem de partiye bağlı kuruluşlarda çatlak yarattı. Türk Eğitim Sen Genel Başkan İsmail Koncuk istifa etmek zorunda kaldı. Ancak sular durulmadı.

İddiaya göre Türk Eğitim Sen'in 7. Olağan Kongresi'nden önce muhalif bilinen şube başkanları aday olmamaları için uyarıldı. "İttifaka zarar veriyorsunuz" denildi.

Samsun Şube Başkanı Levent Kuruoğlu, adaylıkta diretince seçim günü tartaklandı.

Kütahya'da sendikanın şube binası basıldı.

Kayseri'de tehditler savruldu.

İstanbul 3 Nolu Şube Başkanı olan Hasanpaşaoğlu aday olmaması için Ülkü Ocakları ve MHP tarafından uyarılınca istifa etti.

Samsun, Kütahya, Kayseri ve İstanbul'da şube başkanları Türk Eğitim Sen'den ayrılıp Hürriyetçi Eğitim ve Bilim Hizmetleri Sendikası'nı kurdu. Kuruluşu 20 Aralık'ta duyuruldu. Hasanpaşaoğlu, bir gün sonra Üsküdar Henza Akın Çolakoğlu İmam Hatip Lisesi'nden çıkarken, çevresinde öğrencileri varken, saldırıya uğradı.

20 yıllık öğretmen olan Hasanpaşaoğlu, ifadesinde şunları söyledi:

"Kar maskesi ve kapüşonlu kıyafet olan 4-5 şahıs arkadan saldırdı. Diyalog olmaksızın sopalarla vurdular. Karşılık vermedim. Yere düştüm. Yerde olmama rağmen darp etmeye devam ettiler."

Dün Hasanpaşaoğlu'nu aradım.

"Bu saldırının sebebi yeni sendika kurmamızdır. Gözdağı vermek istiyorlar. Sendikal mücadelemize devam edeceğiz" diyor.

İsmail Saymaz ile görüşme suçu

Geçen 26 Ağustos'ta halktv.com.tr'de "TCDD'den yandaş avukatlara metrekare başına kıyak" başlıklı bir haber yazdım. Haber üzerine Bağımsız Taşımacılık Çalışanları Sendikası İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol'a soruşturma başlatıldı. Soruşturma yazısında Akyol’a, “İsmail Saymaz’a konuştunuz mu?” diye soruldu.

Skandal soruşturmayı 14 Eylül'de duyurdum.

TCDD, bu kez de kınama cezası verdi.

Gerekçede şöyle denildi: "Gazeteci İsmail Saymaz'a bilgi vermeniz nedeniyle 'Sözleşmeli personel göreviyle ilgili konularda basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyona bilgi ya da demeç veremezler' hükmü gereği sorumlu ve kusurlu bulunmuştur."

Akyol, şunları söylüyor:

"Sendika yöneticileri görevleriyle ilgili konularda demeç verebilir. Yapılmak istenen belli. Yapılan, sendikal faaliyeti engellemektir. 49 haftadır sürgünlere, özelleştirmelere ve kamuyu zarara uğratan işlemlere karşı açıklama yapıyoruz. 49 haftadır bu suçu işliyoruz. İsmail Saymaz ile görüşünce akılları başlarına geldi."

Ekmek ve özgürlük için mücadele etmek, kınanacak değil, övülecek bir davranıştır.

Kınanacak bir davranış varsa, bu "İsmail Saymaz ile görüşmek" değil, TCDD'den ihale almış olan şirketin Adnan Hocacı genel müdürünü kurumun başına atamaktır.

Türkiye Haberleri