Günümüz eğitim sisteminde tilkiler mi kirpiler mi öne çıkmalı?

Şahin Aybek yazdı: Günümüz eğitim sisteminde tilkiler mi kirpiler mi öne çıkmalı?

“Tilkilerin çeşitliliğini, kirpilerin derinliğiyle birleştiren bir eğitim modeli, ideal bir dengeyi sağlar. Kirpiler bir konuda derinleşip temel ilkeler ortaya koyarken, tilkiler bu ilkeleri geniş bir çerçevede yorumlayarak yenilikçi sonuçlar üretir. Hayat, bazen bir kirpinin sabit fikrine, bazen de bir tilkinin esnekliğine ihtiyaç duyar.”

“Leonardo da Vinci’nin anatomiyi öğrenerek sanatını geliştirmesi ya da Newton’un doğa felsefesi ve matematiği birleştirerek bilimde çığır açması bunun en güçlü örnekleridir. Çok yönlülük, özellikle değişen dünyaya uyum sağlamada büyük bir avantajdır. Mesela, bir bilim insanı sanatla ilgilendiğinde, yaratıcı çözümler geliştirme olasılığı artar.”

Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Şahin Bülbül ile tilkiler ve kirpiler üzerinden bir eğitim söyleşisi gerçekleştirdik.

Hayatı anlamlandırırken uzmanlaşmak mı, çok yönlü olmak mı daha etkili bir yaklaşım?

Hayatı anlamlandırma yolunda iki temel yaklaşım var: Uzmanlaşmak ve çok yönlü olmak. Bu ayrım, Isaiah Berlin’in “The Hedgehog and the Fox” (Kirpi ve Tilki) makalesinde harika bir şekilde açıklanıyor. Berlin, kirpileri tek bir büyük fikre odaklananlar olarak tanımlarken, tilkilerin birçok şeyi bilen ve farklı perspektiflerden düşünen kişiler olduğunu söyler. Bir kirpi, tüm olayları tek bir merkezi ilke üzerinden anlamlandırırken, bir tilki olayları çeşitlilik içinde ele alır ve geniş bir bakış açısına sahiptir. Her iki yaklaşımın da güçlü yanları vardır; önemli olan bu iki düşünce biçimi arasında dengeli bir yol bulmaktır.

Tarihten örnekler verir misiniz? Tilki ve kirpi metaforları kimlere uyuyor?

Elbette. Tarihten örnekler vermek bu metaforu daha somut hale getirir. Örneğin:

• Kirpiler: Platon, Dante, Hegel gibi isimler, dünyayı tek bir büyük fikir üzerinden anlamlandırmaya çalışır. Platon’un idealar dünyası ya da Hegel’in diyalektik tarihi buna güzel birer örnektir.

• Tilkiler: Leonardo da Vinci, Aristoteles ve Shakespeare ise birer tilkidir. Leonardo, sanat, anatomi, mühendislik ve bilim arasında dolaşırken hiçbir disiplini diğerinden bağımsız görmedi. Aristoteles, doğa bilimlerinden etik felsefesine kadar geniş bir alanı inceledi. Shakespeare ise insan doğasını çok yönlü bir şekilde ele alarak yazdığı eserlerle bu durumu gösterdi.

Günümüz eğitim sisteminde hangi yaklaşım öne çıkmalı?

Günümüzde, disiplinler arası bakış açısına dayalı bir eğitim yaklaşımı öne çıkıyor. STEAM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Sanat ve Matematik) bunun en iyi örneği. Bu yaklaşım, tilkilerin çok yönlülüğünü benimser. Çünkü bir mühendislik öğrencisinin sanatla ilgilenmesi ya da bir sanatçının teknolojiyi kullanması, yaratıcılığı artırır ve bireyleri çok yönlü bir bakış açısına yönlendirir. Ancak, uzmanlaşmayı da ihmal etmemeliyiz. Derinleşmek, bu çeşitliliği daha anlamlı hale getirir. Tilkilerin çeşitliliğini, kirpilerin derinliğiyle birleştiren bir eğitim modeli, ideal bir dengeyi sağlar.

Peki, bu bakış açısının hayatımıza pratik bir faydası var mı?

Kesinlikle! Çok yönlülük, özellikle değişen dünyaya uyum sağlamada büyük bir avantajdır. Mesela, bir bilim insanı sanatla ilgilendiğinde, yaratıcı çözümler geliştirme olasılığı artar. Ödül üstüne ödül alan bireylerin başarısına baktığınızda, genelde farklı alanlardaki birikimlerini birleştirebildiklerini görürsünüz. Leonardo da Vinci’nin anatomiyi öğrenerek sanatını geliştirmesi ya da Newton’un doğa felsefesi ve matematiği birleştirerek bilimde çığır açması bunun en güçlü örnekleridir.

Tilkiler mi, kirpiler mi daha etkili sonuçlar doğurur?

Bu, aslında bağlama bağlıdır. Kirpiler bir konuda derinleşip temel ilkeler ortaya koyarken, tilkiler bu ilkeleri geniş bir çerçevede yorumlayarak yenilikçi sonuçlar üretir. Hayat, bazen bir kirpinin sabit fikrine, bazen de bir tilkinin esnekliğine ihtiyaç duyar. En etkili sonuçlar ise her iki yaklaşımı bir araya getiren bireylerden gelir. Bu kişiler, bir kirpi gibi derinleşir ama bir tilki gibi geniş düşünür.

Günlük hayatta bu dengeyi nasıl sağlayabiliriz?

Kendimize şu soruları sormamız gerekiyor: Bir alanda ne kadar derinleşiyorum? Farklı alanlara ne kadar ilgi duyuyorum? Örneğin, bir mühendis olarak sadece teknik bilgiye değil, estetik ve sanatsal tasarımlara da ilgi göstermek bu dengeyi sağlar. Aynı şekilde bir sanatçı, teknolojiyle eserlerini geliştirdiğinde hem derinleşmiş hem de genişlemiş olur. Eğitim, iş ve sosyal hayatta disiplinler arası bir bakış açısını benimseyerek tilki ve kirpinin en iyi yönlerini hayatımıza entegre edebiliriz.

Son olarak şöyle bitirmek isterim…

Hayatı anlamlandırma yolunda bir kirpinin derinliğine ve bir tilkinin genişliğine ihtiyacımız var. Çünkü insan, düşündüğü kadar değil, hissettiği ve farklı alanları birleştirdiği kadar büyür. Tilkiler ve kirpiler, birlikte çalıştıklarında, dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilirler. Bir öğrencim bana daha önce söylediğim bir cümleyi hatırlattı. Halâ geçerli kaldığını düşündüğüm için paylaşmak isterim. “Herkes fırıncı olsaydı, çok sayıda ekmek küflenir, bozulurdu. Farklılıklarımız, çeşitliliğimiz; gücümüzdür, korkulmaz!”

Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...

Eğitim Haberleri