Marmaris Orhaneli’nde bir sürücü ile sohbet ediyorum. Geçen yıl havalimanına 80 Euro’ya giderlerken bu yıl aynı güzergah için 120 Euro isteniyormuş. Döviz bazında yabancıya da enflasyonu yansıtmanın sonu hüsran. Euro bölgesine bu zammı anlatamazsınız, bu insanlar ömürlerinde yüzde 10 enflasyon görmemiş. Türkiye’de döviz bazında yüzde 30/40 enflasyonla karşılaşıyorlar.
*
Geçen yıl 2 bin 500 lira olan pansiyon odalarını bir gece oda/kahvaltı fiyatı 5 bin liraya yükselmiş.
Bodrum’un, Çeşme’nin pahalılığı malumdu, Anadolu’ya yayıldı.
Tarım bitince bütün bir yılı 3 aylık turizm geliriyle çıkarmak zorunda kalan turizmci fiyat karmaşasına düştü.
*
Marmaris balı meşhurdur. Özelliklede Orhaniye balı…Önceki yıl yaşanan orman yangınları arıcılığı vurmuş.
Marina otelde garson olarak çalışan delikanlı “Bal verimimiz düştü, Arıcılığı bıraktım” diyor.
Arılar mevsimlik işçiler gibi göç ediyorlar. Kış geldiğinde kamyonlarla taşınan kovanlar Konya’ya gidiyormuş. Göçün de bir maliyeti var.
Aklımda yanıtını aradığım bir soru var, karşıma çıkan her gence soruyorum “Ne işte ne de okulda milyonlarca işsiz genç var. İşverenler eleman bulamıyor. İşgücü neden istihdama dönüşmüyor?
İlk kez duyduğum hikayeler akıyor.
*
Şu gözlemimi de paylaşayım. Lüks otellerde Anadolu’nun çeşitli kentlerinden gelen üniversite öğrencisi gençler çalışıyor; yerel halkın gençleri buralarda pek yok.
*
Otelin barında elektronik mühendisliği okuyan genç “Ben girişimci olacağım” diyor. Tasarrufunu bir finans grubunun fonunda değerlendiriyormuş. İyi de gelir sağlıyormuş.
“Yüksel getirili fon diye soygunculara denk gelmeyesin”diyorum, “Ponzi sistemi olmasın”diye uyarıyorum. Fonu işletenlerin aileden tanıdıkları olduğunu söylüyor, “e-ticaret yapıyorlar’ diye savunuyor.
Denizbank Florya şube müdürüyken müşterilerinin paralarını “yüksek getirili özel bir fon”’ diye toplayıp, buharlaştıran Seçil Erzan olayını unutmuşa benziyor. Erzan da para toplamaya yeğeninden başlamıştı, sonra kendisine “Kızım” diyen insanları sistemin içine soktu.
Ponzi olayının özelliği bu, en yakınından başlıyorsun, en yakınlara uzanıyorsun.
*
Marmaris’in Turgut mahallesinde doğal bir liman var. Turgutlu Aydoğan ailesi işletiyor. İşletme mezunu 26 yaşındaki kızları Bahar, yeni fikirlerle köyüne dönüyor. Beykoz’da döngüsel ekonomi modelini çiftliğinde uygulayan Şef Şerife Aksoy’un “sıfır atık” atölye çalışmasına katılmış. Balından sebzesine, çiftliğinde üreterek doğadan beslenen bir mutfak yaratmış.
Bahar neler yaptığını anlatıyor. Aksoy modelini uygulamaya karar verdiğinde ilk iş olarak Kütahya’dan atalık tohum toplamış. Köyde kimse atalık tohumunu paylaşmak istemiyormuş. Oysa paylaşsalar toprak bölgeyi suni tohumlardan temizlenecek.
“Topraklar kirli. Arıcılık yaygındı. Önceki yıl yaşanan büyük yangından önce 30 arıcı vardı, 2’ye düştü. Tarım yeni nesile geçmiyor. Köydeki gençler restoranda çalışmıyor. Ekibimiz Adıyaman’dan” diye de ekliyor.
Bahar’ın lokantasına gittiğimizde 3/5 masa vardı.
Bu yıl limanda kışlayan tekne sahiplerinin önemli bir kısmı gelmemiş. Son iki yıldır İsrailli turistlerin ayağı kesilince yerli turiste kalmışlar.
“Elimizi taşın altına sokmalıyız. Bu yıl kazanmayacağız. Gelecek yıl da zor geçecek. Anormal fiyatlar konuyor. Hiç ahlaki değil. Bundan vazgeçmeliyiz.” diyen Bahar, fark yaratma peşinde.
*
Orhaneli’ndeki marinadaki yönetici, “Geçen bayramda 300 tekneden yalnızca 100’ü denize açıldı.” diyor.
Yılların marina işletmecisi “Bu kadar durgunluğu ilk kez yaşıyoruz. Teknesine gelenlerin sayısının bile azaldığını belirten yönetici “Gelenler de denize açılmıyor.” diye ekliyor.
Gözümle gördüğüm bu gidişatın, görünmeyen tarafı bölgedeki gençlerin tercihleri!
12 ay restoranda çalışmak yerine sezonda tekne kaptanı olmayı tercih ediyorlar. İyi tarafı; Orhaniye, Selimiye, Turgut gibi Hisarönü koyunda turizmden ekmek yiyen ailelerin gençleri kente göç etmiyor.
Yazın kazandığı para ile kışı çıkarabiliyor. Ne var ki her işi yapma niyetinde de değil. Erkekler bir gulet edinip kaptan olmayı tercih ediyor.
Gençlerin ağzında hep Borsa; hangi senedi alsak!
*
Bir başka genç çıkıyor karşıma; Balkan göçmeni turizmci bir ailenin tek oğlu. Babası daha geçen hafta Almanca bildiği için Almanya’ya gitmiş çalışmaya…
Annesi 5 yıldızlı otellerde temizlik elemanı olarak çalışıyor. Kemer’de kendi evlerinde oturuyorlar.
Genç dil öğrenmemiş, meslek lisesini bitirmiş ama otelde şöför olarak çalışıyor. Uzun vadeli bir bakışı yok. Akranları iyi ücret buldun mu işi hemen bırakıyormuş.
Turizm işletmelerinde çalışan gençler, 2/3 bin lira fazla ücret veren yere gitmekte tereddüt etmiyor. Sürekli istihdam kayması yaşanıyor. Aldıkları ücret artan enflasyon karşısında hep az kalıyor.
*
ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza
Narlı, “Yetenek açığında Türkiye,
yüzde 76 ile 41 ülke arasında 22. sırada yer aldı. 2023’de bu oran yüzde 73’dü. Ülkemizde en fazla
yeteneğe ihtiyaç duyan sektörler taşımacılık ve lojistik & otomotiv,
tüketim ürünleri & hizmetleri ve sağlık & yaşam bilimleri sektörleri
oldu.” diyor.
Eleman bulamıyoruz diye yakınan işverenlerin dikkate alması gereken istatistik çalışma süreleriyle ilgili. Narlı yaptıkları araştırmalarda gençlerin işe girdikleri ilk ay yeni bir iş aradıkları bulgusu ile karşılaştıklarını belirtiyor.
Asgari ücretle kimse işe girmiyor.
Ücret araştırması yapan Eleman.net’te göre en düşük ücret 19 bin lira.
*
Yetenek havuzumuz hızla eriyor. Dibi delik kova gibi genç yetenekler iş gücü piyasasından çekiliyor.
Başka bir genç YouTuber arkadaşının iyi para kazandığını anlatıyor. Kendisi de Instagram’da toplama birkaç parça eşya satmış.
Instagram yasağı en çok gençleri, kadın üreticileri, sanatçıları, küçük esnafı vuruyor.
*
İktidar yasakçı zihniyetini meşrulaştırmak için çocukları korumak adına bir oyun sitesini de yasakladı.
Özellikle küçük ev tipi üreticilerinin ürünlerini pazarladıkları, tanıttıkları tek platform Instagram. Büyük şirketlerin reklam pastasında Instagram’ın payı yüzde 30’a kadar çıkıyor. Büyüyen bir pazar yeri.
*
Gençlerin kısa zamanda cep harçlıklarını çıkarmanın bir başka yolu da kumar oynamak. İpsala’dan çıkış yaptın mı; Yunanistan tarafında seni bir casino karşılıyormuş. Casinonun en has müşterileri Türkiye’den gelen TIR şöförleriymiş. Arada kamuoyunda tanınan ünlülerle de bu casinoda karşılaşmanın mümkün olduğunu dinliyorum. Uzun dönemli yüksek enflasyonun etkilerini görmeye başladık. Gençler çok çalışıp, hep enflasyonun altında kalacak bir ücrete talim etmek istemiyorlar. Kendilerince kısa yollar arıyorlar. Buldukları yol da her zaman ahlaki ya da hukuki olmuyor.
*
Turizm verileri gidişatın hiç de parlak olmadığını zaten ortaya koyuyor.
Bodrum’da yazlığına gelen insanlarda bile azalma gözle görülür ölçüde azaldı. Çocuklar zaten okumak, çalışmak için yurt dışına gitmişlerdi; bu yaz Bodrum yerine İtalya, İspanya, Yunanistan, Adriyatik kıyılarını tercih ettiler. Ege tatilini ya kısa tuttular ya da hiç gelmediler. Alkollü içki ve et ürünleri Türkiye’den ucuz bir kere…
Antalya Çıralı’da bir pansiyonda üç öğün günlük 1500 TL’ye, Marmaris Turgut’ta 5000 TL’ye, Selimiye’de 20 bin TL’ye kalanların hangisi daha mutlu derseniz, çocuğunu bir top dondurma bile alamayan anaya-babaya bu soruyu soramam.