Muhteşem bir zafer bu.
Galatasaray bu gece sadece Liverpool’u yenmedi, kendi korkularını da yendi. Avrupa’da yıllardır süren başarısızlık zincirini kırmak için bir galibiyetten fazlasına ihtiyaç vardı. İşte o ihtiyaç bu maçta doğdu. Sarı-kırmızılılar sahaya çıktığında tarih onlara bir soru sordu.
“Kendinizi aşmaya hazır mısınız?”
Ve cevap, ıslak çimlerin üzerinde, terle karışan tutkuda, tribünlerin uğultusunda geldi. Liverpool’un dev adımlarına karşı bir Anadolu kulübünün asi yüreği yükseldi. Bu gece sahada sadece bir takım değil, bir milletin inancı, kolektif iradesi vardı. Ve işte o irade, modern zamanların sahnesinde tarihe “biz buradayız” diye yazıldı.
Galatasaray maça sakin, akıllı ve kontrollü başladı. Liverpool’un baskı dalgalarını alan savunması ve yakın markajla kırarken, özellikle sol kanatta Barış Alper’in hızına yaslandı. Daha ilk dakikalarda kaleciyle karşı karşıya kalan Barış, fırsatı gole çeviremedi. Ama vazgeçmedi.
Nitekim 16. dakikada yine Barış’ın sürati rakibi çaresiz bıraktı. Onu durdurmanın tek yolu penaltıydı. Topun başına geçen Osimhen, soğukkanlı bir ustalıkla ağları havalandırdı. Bu gol, sadece tabelanın değişmesi değil, Galatasaray’ın özgüveninin de sahaya yansımasıydı.
Savunmada ise adeta bir duvar örüldü. Sanchez, Jakops ve Singo kritik müdahaleleriyle Liverpool’un hücum aklını bozdu. Onlardan sızan topları ise kaleci Uğurcan, refleksleriyle eritip yok etti. İlk yarıda topa daha çok sahip olan, daha çok pozisyon üreten taraf Liverpool’du belki; ama soyunma odasına önde giren, inancını savunma disiplinine dönüştüren Galatasaray oldu.
İkinci yarıda Galatasaray yere çok daha sağlam basan, oyunu istediği gibi yönlendiren taraftı. Orta sahada kurulan disiplin, hücumda sabırla birleşti. Osimhen’in Allison’la karşı karşıya kaldığı pozisyon gole dönüşse, belki de maç daha 60. dakikada mühürlenecekti. Nijeryalı yıldız hafif sakatlığının etkisiyle o fırsatı kaçırdı ve kısa bir süre sonra yerini İcardi’ye bıraktı.
Liverpool, beklendiği gibi son dakikalarda baskıyı artırdı. Ama sarı-kırmızılı savunma öylesine dirençliydi ki, İngiliz devi her denemesinde duvara çarptı. Ve 90 dakikanın sonunda skor tabelasına altın harflerle yazılan tek gerçek vardı: Galatasaray’ın zaferi.
Bu galibiyet sadece üç puan değil, bir tarihin yeniden yazımıydı. Çünkü bazen bir maç, bir kulübün talihini değiştirir. Galatasaray bu gece yalnızca Liverpool’u yenmedi; kendi özgüvenini, Avrupa’daki iddiasını ve taraftarının hayalini yeniden diriltti. Bu zafer, sarı-kırmızılı destanın yeni başlangıcı oldu.