Feti Yıldız'a 'eylem' daveti

 Medya Mahallesi
Ayşenur Arslan yazdı: Feti Yıldız'a 'eylem' daveti

Dönemin koşullarına uygun diplomanın bugün “İmamoğlu’nun yolu kesilsin” diye suç sayılması!!! İnsan cümlenin devamını getiremiyor. Böyle bir hukuksuzluğun nasıl olabileceğini.. Kendisine hakim, gazeteci, insan diyenlerin nasıl sustuğunu anlayamıyor.

Neyse ki İmamoğlu dünkü duruşmada öfkeden çok ironinin dilini seçti. Yeni bir kumpasa izin vermedi.

Ne var ki, her planı boşa çıkan Erdoğan’ın -yapısını da bildiğimiz üzere- haklı olmanın rahatlığındaki İmamoğlu’nun aksine çok öfkeli olduğunu düşünüyorum.

Özellikle son günlerde ittifak ortağı MHP’den gelen itiraz ve sıkıntılı mesajlar nedeniyle.

Sonuncusu, MHP Genel Başkan Yardımcısı “hukukçu” Feti Yıldız’dan geldi:

Maddi hakikate ve adalete ulaşmanın yegane yolu, hukukun evrensel ilke ve esaslarına bağlı kalmaktır. Ceza Muhakemesi yanlış delille doğru sonuca ulaşılmasını reddeder. Delilsiz ispat,maddi vakaya uygun olsa bile zan ve tahminden ibarettir. Bütün yargılama önlemleri gibi, tutuklama da geçici niteliktedir.

Tutuklama bir ceza değil, maddi gerçeğe ulaşılmasını, ceza davasının yürütülmesini ya da ileride verilmesi olası cezanın infazını sağlayan geçici bir araçtır. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını sınırlandıran çok ağır bir koruma tedbiri olması nedeniyle, tutuklama tedbirine sıkı şartlar altında, geçici çok dikkatli ve özen gösterilerek başvurulması gerekir. Ölümcül seyir izleyen hastalığı olanlar cezaevi koşullarında tedavi edilemez.

Ağır hastalığı olanları, engelli ve yaşlı mahkumları sürekli cezaevinde tutulmak demokratik hukuk devletinin iş ve işlemi olamaz. Adaleti sağlamak bir söylem değil eylem meselesidir. Adaletin gerçekleşmesi gerçekleştiğinin de görülmesi gerekir.

Ne diyor Feti Yıldız? “Delilsiz ispat zan ve tahminden ibarettir.”

Binlerce yıllık adalet arayışının sonunda varılan bu basit formül, İBB davasında karanlığa gömüldü. Bizzat AKP’lilerin dile getirdiği “tutuklama geçici önlemdir” ifadesi, Saray’ın gürültüsünde duyulmaz oldu.

Öylesine hukuken “yaralı” şeyler yaşandı ki şu son 1 yılda, sonucun sağlıklı olma ihtimali kalmadı.

*. *. *

“*Mesela reklam panoları ihaleleri hakkındaki iddialarda dinlenen gizli tanık, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadede şunları söylemiş: Benim çalıştığım pozisyon ve çalıştığım şirketin faaliyetleri kapsamında olmadığı için direkt olarak belediye veya iştiraki olan şirketlerle bir işimiz olmaz. (…) Bu nedenle somut bir şekilde şahit olduğum herhangi bir olmamıştır. Fakat sektörde bulunduğumdan ötürü bazı duyumlarım vardır.

Yani GİZLİ TANIK MEĞER TANIK DEĞİLMİŞ!”

“* Aslında böyle yüzlerce bomba var iddianamede. Sonuncusu, Merdan Yanardağ’ı tutuklatan casusluk iddiası. Sevgili Timur Soykan iddianın peşine düşmüş, yazmış. Özetle diyor ki ‘İBB Başkanı İmamoğlu ve danışmanı Necati Özkan’ın tutuklanmasına gerekçe gösterilen Darkweb’teki İBB verilerinde 2015’te işten ayrılan kişiler var. Veriler sürekli yenileniyor ve 2019’daki verilerde 2015’te ayrılan bir kişinin yer alması imkânsız. Soru şu: Veriler AKP döneminde mi Darkweb’e düştü. Darkweb açık bir kaynak. Girip bilgi almak mümkün.. Ancak eğer siz İBB’den 2015 yılında ayrılmışsanız, dört yıl sonra İBB hakkında herhangi bir veri yükleyemiyorsunuz?”

“* İçinde para değil jammer olduğu anlaşılan valizler.. Tatil günü, döviz bürosundan hem de onlarca milyon dolar çekilme komedisi.. Hatırlamayan, “birinden duydum” diyen gizli tanıklar..”

“*” Yanı sıra, Feti Yıldız’ın da dile getirdiği ciddi sağlık sorunlarının görmezden gelindiği bir adalet anlayışı.. Dün haberini aldık, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, acilen hastaneye kaldırıldı. Birden fazla kronik rahatsızlıktan muzdarip, günde 20’den fazla ilaç kullanan Böcek, Saray’da kendisine özel tam donanımlı hastaneye sahip Erdoğan için bir şey ifade ediyor mu acaba? Cevabı çok hazin: Başkan Böcek ilk müdahaleden sonra geceyarısı taburcu edilip cezaevine geri gönderildi.”

Tayfun Kahraman, Murat Çalık ve suçu yoksul çocuklara yardım etmek olan Prof. Ayten Erdoğan gibi..

Yoksul çocuklara yardım etmek nasıl suç olabilir, diyorsanız özetleyeyim: Yoksul ailelerinin çocuklarından muayene parası almıyormuş. İlacı biten çocuklara da rapor tarihinden önce ilaç veriyormuş. Yeni Şafak Gazetesi’ne göre bu nedenle ortaya “112 MİLYON TL KAMU ZARARI” çıkmış. Müfettişler, miktarın, 112 bin liradan ibaret olduğunu rapor etmiş. Üstelik Prof. dr. Ayten Erdoğan bu parayı cebinden ödemiş.. Bu gerçeğe, ağır şeker ve tansiyon rahatsızlığına rağmen hakim “TUTUKLAMA” buyurmuş.

İşte, Feti Bey, son derece yerinde tespit ve önerilerinizi insanlar, ömürlerinden ve sağlıklarından çalınanlarla deneyimliyor.

Samimi olduğunuza inanarak ben de size bir öneride bulunacağım. Açıklamanızda dediniz ki

“Adaleti sağlamak bir söylem değil eylem meselesidir. Adaletin gerçekleşmesi gerçekleştiğinin de görülmesi gerekir.”

Haklısınız. Bu yüzden ben de sizi eyleme davet ediyorum. Saray sisteminin adaletin gerçekleşmesine dair bir tutumu olmadığı açık. Bunu talep eden gençlerin, cezaevlerindeki kalabalığa karıştığı da açık.

Ama siz iktidarın ortağısınız. İcraattan doğrudan sorumluluğunuz olmasa da, etik olarak o sorumluluğun bir parçası sayılırsınız.

Size elbette İmamoğlu’nun son diploma duruşmasındaki gibi “HAK HUKUK ADALET” sloganıyla protestocu gençlerin yanında yürüyün demiyorum. Eylemin binbir çeşidi vardır. İmralı’dan sonra Silivri Cezaevine de ziyarete gitmekten aile dayanışması toplantılarından birine katılmaya kadar.. Tavrınızın söylemden ibaret olmadığını gösterecek bir yol mutlaka vardır!

*. *. *

Bakın, Devlet Bey umursamıyor ya da öyle görünüyor olabilir. Ancak MHP, Sonar’ın anketine göre, tarihinin en düşük oy oranında.. Yüzde 4.4..

Bunun elbette asıl nedeni Öcalan gündemi.

Yine de CHP’nin mitinglerinden ve oy oranından anlaşılacağı üzere önemli bir neden de Türkiye’nin itiraz ettiği İBB kumpasında partinizin söylemle yetinmesi.

SONAR Araştırma’nın Başkanı Hakan Bayrakçı, Bahar Feyzan’ın programında sıraladı:

* “İmamoğlu’na “casusluk” iddiasına halkın %53,8’i inanmıyor, AK Partililer bile şüpheli. Dava bombardımanı inandırıcılığı bitirdi.”

* “Seçmen Öcalan konusunda AŞIRI HASSAS..

*” DEM seçmeni sürece rağmen iktidara yönelmiyor. DEM seçmeninin yüzde 49’u muhalefette. ‘Öcalan bırakılsın mı’ sorusuna sadece Yüzde 9.1 oranında ‘EVET’ yanıtı gelirken.. Aynı soruya tüm katılımcılardan Selahattin Demirtaş için ‘EVET’ diyenlerin oranı yüzde 45.3..

Durum böyleyken böyle Feti Bey! Umarım söylemleriniz gibi eylemleriniz de adaletin gerçekleşmesinden yana olur. Ve tarihin doğru tarafında yer alırsınız!!

Türkiye Haberleri