Fenerbahçe, şampiyonluk yarışında en büyük rakibi Galatasaray’ın iki puan kaybettiği haftada altın değerinde bir fırsatı elinin tersiyle itti.
Kazanabilse fark dörde inecekti. Ama Sarı Lacivertliler Samsun'da futbol oynamadı, sadece seyretti.
Fenerbahçe'de teknik kadro ve oyuncular şapkayı öne koyup bu gerçeği düşünmesi gerekir. Rakibinin puan kaybettiği hafta kazanamazsan şampiyonluk hayal olur.
Fenerbahçe için işin daha acı tarafı maçın kahramanının kalecisinin olmasıydı.
Ederson ve İrfan Can sakattı, kale Tarık’a emanetti.
Ve o Tarık, bu vasat gecede tek istisnaydı. Dört kritik kurtarışıyla takımını hayatta tuttu, tribünlerin uğultusunu bile dondurdu.
Sanki o değil, tüm Fenerbahçe on birinin vicdanı kaleye geçmişti.
Ya diğerleri?
Savunma hariç herkes kayıptı.
Orta saha dirençsiz, pas trafiği dağınık, kanatlar etkisiz, hücumda hiçbir üretkenlik yoktu.
Kimse bu temposuzluğu “Nice yorgunluğu”na bağlamasın. Çünkü Polonya deplasmanından dönen Samsunspor daha diri, daha inançlıydı.
Ev sahibi bir kez direğe takıldı, dört kez Tarık’a çarptı, bir golü de ofsayta kurban gitti.
Özellikle Musaba, sağ kanatta rüzgâr gibi esti. Onu durdurmak için Skriniar neredeyse bütün enerjisini harcadı.
Fenerbahçe ise rakip ceza sahasına yaklaşmakta bile zorlandı.
Tedesco kenarda çaresizdi.
Önce İsmail Yüksek, Nene ve Oğuz Aydın’ı, ardından Fred ve İrfan Can’ı sahaya sürdü.
Ama değişen hiçbir şey olmadı. Koskoca 90 dakikada sadece iki isabetli şutları var.
Gerisi sıfır.
Çünkü sorun taktik değil, ruhtu.
Ve Fenerbahçe bu gece ruhunu sahaya bırakmayı unutmuştu. Bu maçta yenilmediği için kaleci Tarık'a teşekkür etmeliler.
Eminim ki, Samsunsporlular "Bu Tarık da nereden çıktı?" diye hayıflanıyordur.
Fenerbahçe'deki sorunu açıkladı
Sedat Kaya yazdı: Fenerbahçe'deki sorunu açıkladı.