Lizbon’un kenar mahallelerinden birinde, 16 Kasım 1993 sabahı doğdu Nelson Cabral Semedo. Portekiz’in kara tenli umutlarından biriydi. Hayatın ilk pasını fakirliğe attı, ilk çalımını yokluğa çekti. Mahalle arasında top oynayan çocuklardan biri olarak başladı serüveni. Top ona geçince, zaman yavaşlar gibi olurdu. Ne ayakları telaşlıydı, ne de bakışları kararsız. Sanki futbol, vücudunun doğal uzantısıydı.
Kırık dökük sahalardan Benfica’ya uzanan bu yol, yalnızca bir yetenek öyküsü değil, aynı zamanda direnmenin, disiplini içselleştirmenin ve doğru zamanı sabırla beklemenin hikayesiydi. Benfica formasıyla ilk profesyonel adımını attığında, solgun Portekiz güneşinin altında bir yıldız gibi parlamaya başlamıştı. Primeira Liga şampiyonlukları, kupa sevinçleri onunla birlikte geldi.
Ama kaderin çizgisi, sadece Portekiz topraklarında kalacak kadar dar değildi. 2017 yazında, yeşil sahaların en görkemli tiyatrolarından biri olan Camp Nou’ya uzandı yolu. Barcelona formasını sırtına geçirdiğinde, dünyanın en yetenekli oyuncularıyla aynı takımda yer almanın yükünü değil, onurunu taşıdı. Sağ çizgide bir koşu değil, bir beste gibiydi onun oyunu. Hücuma çıktığında bir kanat oyuncusu gibi cesur, savunmaya döndüğünde bir stoper kadar disiplinliydi. İki La Liga, bir Copa del Rey kupası onun katettiği yolun sessiz tanıklarıydı.
Ama bir futbolcu için zirve, aynı zamanda dönüşüm kapısıdır. Semedo, 2020’de İngiltere’ye, Wolverhampton’a geçtiğinde sadece forma değil, rol de değişti. Daha ağır koşullar, daha fizikli rakipler, daha sert iklim... Ama o her zaman olduğu gibi ayakta kaldı. Beş yıl boyunca Premier Lig’in en güvenilir savunmacılarından biri oldu. Hatta 2024'te takım kaptanı seçildi. Bu, onun sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda lider olduğunu da gösterdi.
Semedo, Portekiz Milli Takımı’yla da tarihe dokundu. 44 kez sırtına geçirdiği milli forma, onun için sadece bir üniforma değil, köklerini, halkını, sokakta başlayan hikayesini taşıyan bir şeref nişanıydı. 2019’da UEFA Uluslar Ligi zaferi, o formayla yaşadığı en parlak anlardan biri oldu. Ve 2025 yazında, bir başka Uluslar Ligi zaferiyle yeniden tarihe not düştü.
Şimdi, 31 yaşında... Yeni bir kıta, yeni bir yol, yeni bir hikaye: Fenerbahçe.
Bu kez kaderin çizgisi, Kadıköy’den geçiyor. Belki Mourinho’nun elinde yeniden şekillenecek, yeniden parlayacak.
Belki İstanbul’un gürültüsünde bir başka ritim tutacak ayağı. O artık Boğaz’ın rüzgârını arkalarına alan sağ bek.
GÜÇLÜ YÖNLERİ
Nelson Semedo’nun oyunu, bir denge şiiri gibi.
Hızlı. Ani çıkışlarıyla rakip savunmaları delip geçen bir yay gibi gerilir.
Teknik kapasitesi yüksek, dar alanda çözüm üretiyor.
Topla dripling yeteneği üst seviye, adeta sahada bir dans gibi akıyor.
Savunmada istikrarlı, hücumda cesaret onun alametifarikası.
Modern futbola ayak uyduran, hücumu da savunmayı da bilen ender sağ beklerden biri.
BAŞARILARI
2× Primeira Liga Şampiyonluğu (Benfica)
2× La Liga Şampiyonluğu (Barcelona)
1× Copa del Rey
2× UEFA Nations League Şampiyonluğu (2019, 2025)
Wolverhampton Kaptanlığı (2024–2025)
Nelson Semedo, sadece bir futbolcunun değil, gölgelerden çıkıp ışığın en parlak yerine yürüyen bir insanın öyküsü. Onun ayak izleri şimdi Şükrü Saracoğlu’nun çimlerinde. Belki de yazılacak en güzel bölümü, henüz başlamamış olan Fenerbahçe’deki hikayesi olacak.