Türkiye tarihinin en çekişmeli ve gerilimli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi hayatının ise en zor seçimine yaklaşıyoruz. Ekonomide şartlar bu kez iktidar partisinin aleyhine. Evdeki hesaplar çarşıya uymadı. Erdoğan yılbaşında “Kurdaki köpüğü aldık, enflasyondaki köpüğü de alacağız” demişti. Birkaç gün önce “2023 Şubat Mart ayında enflasyon yeniden aşağı düşecek” diyerek güneşli günlerin dönüş tarihini erteledi. Ancak bunun da aşırı iyimser bir beklenti olduğu, en iyi şartlarda bile resmi enflasyonun yüzde 50 üzerinde bir patikada kalacağı konjonktürde seçime gidileceği ortada.
Ekonomideki sorun sadece enflasyonla sınırlı değil. Bozulan kamu maliyesi, yanlış borçlanma politikalarının önümüzdeki yıllara yığdığı büyük yükler, firma bilançolarında gözlenen bozulmalar, uzayan ve uzadıkça derinleşen, krizden buhrana dönüşen bir tabloya işaret ediyor.
Buna rağmen Erdoğan’ın son dönemde her fırsatta ekonomi politikalarında “kesinlikle değişim olmayacağı” yönünde mesajlar verdiği dikkat çekiyor. Örneğin 27 Mayıs tarihli konuşmasında "Dünyanın hiçbir yerinde ilişkisi kalmayan gösterge faiz-enflasyon dayatmasını tek kurtuluş reçetesi gibi önümüze koyanların bir kısmı zırcahil, bir kısmı ise alenen haindir" dedi. 6 Haziran’da ise "Kimse bizden şunu beklemesin, bu iktidar faiz artırmayacak, faizi düşürmeye devam edeceğiz” sözleriyle “Değişim yok” mesajını kuvvetlendirdi. Önceki gün de “Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla üzerine kurulu Türkiye ekonomi programını, tüm ‘sabotaj ve direnişlere’ rağmen uygulamayı sürdüreceklerini” belirtti.
Erdoğan’ın mesajlarının muhatabı aslında çok da uzaklarda değil. Edindiğim bilgiler ve izlenimlerim, Erdoğan’ın piyasalara değil, daha ziyade yakın çevresinden bazı isimlere ve parti içine mesaj verdiği yönünde.
AKP=Tayyip Erdoğan diye düşünülüyor olsa da, ekonominin içinde bulunduğu duruma karşı karşısında iktidar partisi içinde hem şikayetlerin hem çözüm arayışlarının arttığı bir gerçek. Bu durum zaman zaman olası kabine ve kadro değişikliği senaryolarına da evriliyor.
İşte Erdoğan son dönemdeki katı mesajlarıyla aslında parti içindeki farklı görüşleri ve çekişmeleri bastırmayı hedefliyor.
AKP içerisinde ve Erdoğan’ın çevresinde nasıl bir dağılım ve bir bakıma kamplaşma var? Erdoğan’ın planı ne?
Önce “Endişeli ve giderek daha aktif” olan gruptan bahsedelim. Kaynaklarıma göre Binali Yıldırım, Fuat Oktay ve AKP içerisinde bazı önemli isimlerin olduğu bir grup, ekonominin gidişatına ve seçimlerin kaderine ilişkin ciddi endişeler taşıyor. Bu grup hem parti merkezi hem teşkilatlarda hakim görüşü temsil ediyor. Ekonomide temel göstergelerin bozulduğunu, halkta ciddi refah kaybı yaşandığını ve sabır tavsiyelerinin artık kabul görmediğini ifade ediyorlar. Ekonomide geçmişte Binali Yıldırım’ın koordinasyon rolü üstlenerek zor dönemlerde krizleri önlediği, onun koordinasyonunda çalışan eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile dönemin Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın aldıkları önlemlerle 2017 Referandumu ve 2018 seçimlerinin ucu ucuna da olsa kazanılmasını sağladığını hatırlatıyorlar. Binali Yıldırım’ın koordinasyonunda ekonomi politikalarında acil önlemler ve kadro değişimi dair önerilerin Erdoğan’a iletildiği belirtiliyor.
Erdoğan’ın son günlerde net ifadelerle verdiği “Ekonomi politikalarında değişim yok” mesajlarını, bu arayışlara karşı bir duruş olarak değerlendirmek mümkün.
Kaynaklarıma göre Erdoğan cephesi de sanılanın aksine tek bir yapı ve bakıştan ibaret değil. 2018 seçimleri sonrasında Hazine ve Maliye Bakanlığını üstlenen Berat Albayrak, 2020 Kasımında istifasını vermesinden bu yana ortalarda görünmüyor. Bununla birlikte ekonomi yönetiminde Albayrak’a yakın çok sayıda ismin bulunduğu biliniyor. Ancak Albayrak’ın görevden ayrılma şekli ve kamuoyundaki olumsuz algı gibi nedenler sebebiyle Albayrak’ın olası bir değişiklikte ön planda olması çok olası görülmüyor.
Kaynaklarıma göre Albayrak’ın kısa süre önce büyük umutlarla yayınladığı kitabın beklenen etkiyi yaratamaması da bunda etkili. Yine de Albayrak, hem iktidar yakın medya hem Saray’daki danışmanlar aracılığıyla hâlâ denklemin içinde. Bu arada Albayrak’ın Bakan Nebati’den desteğini çektiği de konuşuluyor.
İktidar partisi içinde bir başka etkili figür, Numan Kurtulmuş. Kurtulmuş’un parti içerisinde kendisine yakın bir ekiple birlikte çalışıp zaman zaman Erdoğan’la konuları müzakere ettiği biliniyor. Kurtulmuş’un ekonomi yönetiminin değiştirilmesini istediği söyleniyor…
Erdoğan şimdilik değişik taleplerine kapıyı kapamış durumda. Ancak sonbahar aylarında ekonomide yaşanabilecek yeni fırtınanın Erdoğan üzerinde baskıyı artırabileceğini ve parti içerisinde de endişeleri çok yukarıya taşıyabileceği belirtiliyor.