Pazartesi günü 18.4 TL ile tarihi zirvesini gören doların aynı gece düşüşe geçerek 11 TL’ye kadar gerilemesinin arkasında iktidarın iddia ettiği gibi bir değil iki neden olduğunu artık biliyoruz.
Birinci neden veya iktidara inanacak olursak tek neden, TL mevduata verilen kur garantisi.
Kur garantisinin bazı vatandaşları bankalardaki döviz hesaplarını bozarak TL’ye geçmeye ikna ettiğine kuşku yok. Ama acaba ne kadarını? Merkez Bankası verileri önümüzdeki hafta açıkladığında göreceğiz.
Dolardaki sert düşüşün ikinci nedeni ise kamu bankaları üzerinden gerçekleşen döviz satışları. Ekonomi yazarı ve eski Merkez Bankacı Uğur Gürses ile HSBC Portföy gibi farklı kaynaklar, Pazartesi ve Salı günleri Merkez Bankası rezervlerinin yaklaşık 7 milyar dolar eridiğini söylüyor. Döviz satışlarının azalarak da olsa Çarşamba günü de sürdüğü anlaşılıyor.
Bloomberg haber ajansı, Merkez Bankası’nın net rezervlerinin Pazartesi günü eksi 5.1 milyar dolara düştüğünü duyurdu.
Bloomberg’in yayınladığı yukarıdaki grafik net rezervlerdeki erimeyi gösteriyor. “Net rezervler”, Swap yani para takası ile (vadesinde geri vermek üzere) başka bankalardan alınan dövizleri de içeriyor. Swap’la alınanları da çıkardığımızda Merkez Bankası’nın rezervlerinin eksi 65.5 milyar dolara kadar gerilediğini hesaplayanlar var.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati önceki gün katıldığı televizyon yayınında “Kesinlikle müdahale olmadı, bireyler bozdurdu” demişti. Dün NTV yayınında bu kez, “Devlet yaşananları seyredecek değil” diyerek döviz satışını örtük olarak doğruladı.
Nebati’nin Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı olarak görev yaptığı 2019 ve 2020 yıllarında da böyle olmuş, faizi artırmadan doları tutmak için Merkez Bankası’nın rezervleri kullanılmıştı. Bugünkü gibi hiçbir resmi açıklama yapılmadan. Yine bugünkü gibi Merkez Bankası’nın doğrudan müdahalesiyle değil kamu bankaları üzerinden. Dünya gazetesinin 2019 yerel seçimleri öncesinde yayınladığı “Gece TL’yi nöbetçi dealer savunuyor” başlıklı haber hâlâ internette duruyor.
O dönemde ne kadarlık döviz satıldığı, hangi tarihlerde, hangi bankalardan satıldığı hiçbir zaman açıklanmadı. 128 milyar doları, Merkez Bankası’nın bilançosunu analiz edenler buldu. 2019 ve 2020 yıllarındaki rezerv satışlarıyla Merkez Bankası’nın rezervleri, Swap (para takası) hariç eksi 50 milyar dolarlara indi. Bir daha da toparlanamadı.
Ekonomi yönetimi 2019 ve 2020’de neden 128 milyar dolarlık rezerv satışı yapmıştı? Çünkü faiz düşürülüyordu ve daha da düşürülmek isteniyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Merkez Bankası’nın eski Başkanı Murat Çetinkaya’yı “Söz dinlemiyordu adam” diyerek görevden almış, yerine gelen Murat Uysal politika faizini bir yıldan kısa sürede yüzde 24’ten yüzde 8.25’e çekmişti.
128 milyar dolarlık rezerv satışı gerçekten de bir süre işe yaradı, dolar 2020 yılında uzun bir süre boyunca 6.85 TL’de kaldı.
Ama düşük faizden kaçan vatandaşlar altın ve dövize hücum etti. Önce altın ithalatı, sonra cari açık, sonra dolar patladı.
Bu hafta uygulamaya konan TL mevduata kur garantisi, enflasyondan korunmak için dolara, altına kaçma gereğini ortadan kaldırmış gibi görünüyor.
Ama faizi artırmamak (tam tersine düşürmek) için döviz satma alışkanlığı sürüyor.
Aradaki tek fark, 2019 ve 2020’deki satışlar nedeniyle Merkez Bankası’nın rezervlerinin erimiş olması. HSBC Portföy dünkü raporunda şöyle diyordu: “2020 yazında olduğu gibi bu desteğin sürdürülebilir olmadığı ve düşük net rezerv seviyeleri nedeniyle uzun süre devam edemeyeceği unutulmamalı.”