Yukarıdaki başlık ve şu cümleler Cumhurbaşkanına ait. “Yetersiz kalan hiçbir bürokrat, makamı fuzuli yere işgal etmesin, şahsım üzerinden bürokratik oligarşi inşa edilmeye çalışılması asla kabul edilemez. Bizi bahane ederek kendini kurtarmaya, temize çıkarmaya çalışan herkes, benim gözümde başarısız kişidir. Açık söylüyorum; kurallar, kaideler dışında iş yapan bürokratik oligarşideki herkes sahtekârdır, dolandırıcıdır; bunlara yol vermeyin.”
Eğitimde başarıyı yakalayabilmek için eğitimin bürokrasiyle imtihanını kazanmak zorundayız. Bürokratik oligarşi ve obez devlet demokrasinin olduğu gibi eğitimdeki başarının da önündeki en büyük engellerdendir. MEB’de de bürokratik oligarşiye izin vermemeli ve bürokratik devlet aklını korumaya yönelik olarak adımlar atılma zorunluğu vardır, diğer bakanlıklarda da olduğu gibi.
Eğitimimizin geleceği bürokrasiyle olan bu imtihana bağlıdır. Çünkü eğitimdeki başarı ancak liyakate uygun seçilmiş eğitim bürokratları ile gerçekleşebilir. Filozofun ifade ettiği gibi ‘’En iyi eğitim sistemi, sistem en kötü bile olsa en nitelikli kimselerin yönettiği sistemdir.". Diğer türlü mezarından Platon, John Locke, Rousseau, John Dewey’i bile kaldırıp, getirip Milli Eğitim Bakanı yapsak başarılı olamazlar.
Bu problem çözülmezse devletin ve eğitim bakanlarını eğitim amaçları bürokrasinin derin ve karanlık odalarında kaybolur. Bürokrasi problemi ile neyi ifade ettiğimi biraz daha açayım. Ne midir bu problem? Bürokratlar nitelikli değillerse ve canları istemiyorsa her şeye he he yaparlar. Verimli bir çalışma ortamı oluşmasını ve katkı konulmasını engellerler, eski giysi olmaya devam ederler ve parçayla yamayamazsınız, eğitim konusunda halıyı tersine süpürürler, işleri halletmeye değil halletmemeye çalışırlar, yokuş yaparlar…
İşte Bu Statik ve Çıkarcı Bürokrasi Dinamik ve Reformcu Bürokrasinin Gelmesini de Engellemektedir
Çalışma yaşamının yarısını bir üst makama gelmek, diğer yarısını da orada kalmak için geçiren bürokrat tipi mevut durumunu korumak için statükocu olur. Koltukta kalmak için her yolu deneyip güçlüyle iş tutar. Bu kafa eğitim reformlarının ve hızlı hareket etmenin önünde engel olarak durur. Böyle bir atmosferde keyfi uygulamalar kurumsallaşmanın önüne geçer.
Amaç eğitimdeki bu statik ve çıkarcı bürokrasinin yerine dinamik ve reformcu bürokrasiyi getirmek olmalıdır. Bu problem çözülmediği sürece içerdeki bu çift başlılık sonucu içeride çıkarlara dayalı yeni bürokratik klikler oluşur. Sonra gelsin yeni oyunlar, Bizans entrikaları.
Sistem oturtulup, kurumsallaştırılmadığı sürece bürokratik oligarşide kurallar, kaideler dışında iş yapan sahtekar ve dolandırıcılar olmaya devam edecektir. Ve yeni gelen bürokratlar da öğütülecek bu çarkın bir parçası olacaklardır. Onlar da bu defolu bürokratlar gibi çalışma yaşamının yarısını bir üst makama gelmek, diğer yarısını da orada kalmak için geçireceklerdir. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…