Ali Koç ve Aziz Yıldırım arasındaki TV yayını içerik olarak tatmin edici olmaktan çok uzaktı. Bunun anlaşılabilir sebepleri var. Ama bu yayın iki rakibin aynı masaya oturabilmesi, konuşabilmesi ve medenice tartışabilmesi açısından güzeldi. Daha yayının başında Aziz Yıldırım’ın çağrısıyla ikilinin tokalaşıp öpüşmesi şık oldu. Bu tabloyu siyasette de görmek isteriz.
İşte bu nedenle liderlerin görüşmesini, bayramlaşmasını ve karşılıklı ziyaretlerini önemsiyor ve destekliyoruz. HALKIMIZ BUNU BEKLİYOR. Tabi ki mücadele... Ama müzakere de.
Peki Koç/Yıldırım yayını neden içerik olarak isteneni veremedi? Çünkü iki taraf da hazırlıksızdı. Her şey çok ani oldu. Esasen Ali Koç uzun zamandır bu daveti tekrar ediyordu, Aziz Yıldırım bunu karşılıksız bırakıyordu. Koç kendini ‘hücumda’ pozisyonlamış; rakibi Yıldırım ‘savunmada’ kalmıştı. Ancak kongre günü Aziz Yıldırım’ın protesto tutumuyla stadı terketmesi üzerine Ali Koç davetini yineledi. ‘Evet’ yanıtını alacağını hiç beklemiyordu. Aziz Yıldırım ise muhtemelen kongre nabzını ölçüp yarışta geride olduğunu anladı ve ‘ya herro ya merro’ dedi; ‘haydi ekranda kozlarımızı paylaşalım’ kartını açtı. Sonraki tartışmaları biliyorsunuz ‘orda mı burda mı? O mu yönetecek bu mu?’ Top bir o sahada bir bu sahada. Sonuçta o çok tartışılan TV düellosu yapıldı. Aziz Yıldırım ‘sakinlik’ kozuna sarıldı. Ali Koç ‘karizma’ görüntüsü vermeye çalıştı. Moderatörsüzlüğü tercih etmişlerdi, genç meslektaşa ‘yok’ muamelesi yaptılar. Şık olmadı. Bu tavrı tecrübeli bir isme karşı yapamazlardı. Bu noktada kaygı, mesleğimiz adınadır. Nasıl bu hale düştük?
YAPICI REKABET İYİDİR
İki rakip canlı yayında konuşulması gereken hemen hemen hiçbir önemli konuyu tartışmadı. Oysa gıyaplarında hayli ağır iddialarda bulunuyorlardı.
Ama enteresandır, Koç ve Yıldırım birbirlerine karşı nazik va saygılıydılar. Kırıcı ve kaba olmadılar. Yapıcı rekabet zaten iyidir. Yapıcı muhalefet de. İşte Morinho örneği. Kazanan kim oldu?
Bir örnek de siyasetten: Kılıçdaroğlu bayram ikramiyelerini ısrarla gündeme getirdi ve henüz muhalefetteyken iktidarı buna zorladı. EYT ve taşeron konusu da böyle. Önemli olan sonuç almak değil midir?
İşte Özgür Özel.. Bayram tebriği ile başladı. Yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllar sonra CHP Genel Merkezi’ne geliyor. Fena mı?
TV düellosu ile bitirelim.
Ne Aziz Yıldırım’a yaradı, ne Ali Koç’a, Ne Fenerbahçe’ye ne de TV kanalına ama iklimi yumuşattı. Kongre günü Ali Koç’un kazanmasının ardından birlik-beraberlik görüntüsü sahnelendi.
Belki kazananı olmadı ama açık oturum hepimize şunu hatırlattı:
Halkımız siyasette, sporda ve tüm rekabet alanlarında rakipleri bir arada, aynı masada görmek istiyor. Konuşabilsinler, medenice tartışabilsinler ve sorunlara beraberce çözüm bulabilsinler diye bekliyor. Bütün meseleler konuşarak, müzakere edilerek çözülebilir. Müzakere etmek mücadeleden kaçmak demek değildir.
Düello Kültürü
İsmail Küçükkaya Yazdı: Düello Kültürü