‘Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.’
Ahmed Arif
Türkiye değişime gebe…
Değişim rüzgarı sert esmeye başladı.
7’den 70’e yurdun dört bir yanında halk değişim için siyasi iktidara ‘Adayımı yanımda, Sandığı önümde istiyorum’ diyerek tepkisini dile getiriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tutsak belediye başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Ekrem İmamoğlu’na yapılan kumpas adalet kurumunun ne denli iktidarın güdümünde olduğunu toplumun gözüne sokarcasına göstermiştir.
Cumhurbaşkanlığı Adaylığı için yapılan önseçim yoklamasında yurttaşlardan 16 milyon oy alan Sayın İmamoğlu’nun tahliye edilmesi için CHP’nin ülke genelinde başlattığı imza kampanyasını imzalayan yurttaş sayısı 15 milyonun üzerinde bir sayıya ulaştı.
CHP’nin her Çarşamba günü İstanbul ilçelerinden birinde ve her cumartesi bir ilimizde gerçekleştirmeye başladığı mitingler toplumun tüm kesimlerinin motivasyonunu yükselten eylemler oldu.
Son olarak geçen cumartesi günü Yozgat’ta onbinlerce yurttaşla gerçekleştirilen miting ülke genelinde büyük bir yankı uyandırdı. AKP ile MHP’nin kalesi olarak gördüğü Yozgat’ta gerçekleşen eyleme bir çiftçinin siyasi iktidara ‘Turpunan, Şalgamınan ülke yönetilmez. Adaletle, hukukla yönetilir’ şeklindeki mesajı damgasını vurdu.
Bu mesajı iyi okumak gerek. Bu mesaj yurttaşların dayanacak takatinin kalmadığının işaretidir. Çiftçiler kan ağlıyor. Borç altında yaşamaya mecbur edildi. Bu da yetmiyormuş gibi siyasi iktidarın haksız, hukuksuz uygulamalarına karşı traktörlerle tepkilerini gösterdikleri için onbinlerce lira ceza kesildi.
Oysa çiftçiler en doğal anayasal haklarına uygun protesto eylemi gerçekleştirdi.
Değişimin fitili Saraçhane’de ateşlendi, Yozgat’ta alevlendi. Turpla, şalgamla ülkeyi yöneten Tek Adam Rejimi, kendi ayağına kurşun sıkarak, çıkmaz sokağa girmiştir. Çaresizlik içinde ne yapacağını şaşırmış ruh haliyle ekonomiyi batırdı, toplumsal barışı bozdu, 30 milyon emekli ile emekçiyi açlığa mahkum etti, son iki haftada 50 milyar Doları hiç etti.
Türkiye toplumunun bu yoksulluğa dayanacak hali kalmamıştır. Meydanları dolduran halk, haklı olarak yaşam koşulları iyileştirilmiş, daha özgür bir yaşam talebini her fırsatta haykırmaktadır.
Bugüne kadar Yozgat’ta esamesi okunmayan CHP’nin onbinlerle buluşması iktidar sahiplerinin ezberini bozmuştur. Artık muhalif güçlerden geri adım beklenmemeli.. CHP Lideri Sayın Özgür Özel geri adım atmayacağını 23 Nisan’da Birinci Meclis’in önünde yapılan eylem ile bir kez daha iktidara meydan okuyarak göstermiştir. Sayın Özel’in bu kararlı duruşu topluma güven vermektedir.
Yozgat’ta bugüne kadar böyle kalabalık bir toplama ilk kez yapıldı. Meydan tıklım tıklım doluydu. Millet iradesine sahip çıkmaya başladı. Bu da gösteriyor ki tüm hesaplar tersine döndü. Yozgatlılar ‘Artık adalet istiyoruz. Gençlerimize iş istiyoruz. Emekli maaşlarıyla geçinebilelim istiyoruz.’ diyorlar. Ve bugün yaşanılanların tek sorumlusunun Erdoğan rejimi olduğunu söylüyorlar.
Sayın İmamoğlu da geri adım atmamakta kararlı.. Ülkedeki her türlü kötü gidişat ile ilgili toplumun önüne bir perspektif koymaktadır. Son olarak ‘Kanal İstanbul’ konusunda yaptığı açıklama kararlılığının boyutunu göstermektedir. Anlaşılan geri adım atmak yok! Siyasi iktidarın üstüne üstüne gidileceği açık ve net.
23 Nisan’da deprem oldu. Ne gariptir ki İstanbul’un muhafızları tutsak. Şehircilik konusunda uzman olan İmamoğlu’nun tüm kadrosu zindanlarda. İstanbul ayakta… Halk sokaklarda…
CHP kadrolarının her hamlesi siyasi iktidarı demoralize etmeye yetmiştir, ezberini bozmuştur. Halkın nabzını elinde tutan CHP, eylemlerine ve söylemlerine süreklilik kazandırdı. 19 Mart Darbesi’ne kadar gündemi belirleyen R.T. Erdoğan, Özgür Özel’in gerisine düştü. Bu denli saldırgan olmasının nedeni bu olsa gerek.
Halk erken seçim istemektedir. Meydanlarda ‘Erdoğan istifa’ sloganları yeri göğü inletmektedir.
Bu halk artık durdurak bilmez. Haksızlık, hukuksuzluk, açlık ve yoksulluk bitene kadar mücadelede kararlı görünüyor. Bunca çekilen çileye son vermekte kararlı görünüyor. Halk değişim istiyor.
Millet büyüklüğünü gösteriyor. En demokratik hakları için en demokratik mücadele yöntemleriyle taleplerini dile getiriyor. Tek Adam Rejimi bu sese kulak vermemekte direniyor.
Bakalım nereye kadar?