Cumhur İttifakı’nın dışında kalan muhalefet partileri de kendi adaylarını çıkararak fiilen CHP’ye karşı ittifakı genişlettiler.
6’lı Masa’nın 14-28 Mayıs 2023 seçimlerini kaybetmesinden sonra iktidardan çok CHP’yi ve bir önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirmeyi temel politika haline getiren İYİ Parti; İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere kendi adaylarını çıkarak tavrını netleştirdi.
Sandık sonuçları gösteriyor ki İYİ Parti’nin İstanbul, Ankara ve İzmir’de büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanması pek mümkün değil.
İYİ Parti adaylarının üç büyük kentte alacakları oylar seçilmelerini sağlamayacak ancak CHP adaylarının kazanmasını zorlaştıracak, bu da iktidarın adayına yarayacaktır.
DEM Parti de İYİ Parti gibi kendi adaylarıyla seçime girmeye karar verdi.
İYİ Parti, İstanbul’da Buğra Kavuncu’yu, DEM Parti Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni’yi büyükşehir belediye başkanlığına aday gösterdi. Beştaş resmi aday. Çepni ise eş aday. Beştaş belediye başkanı seçilirse Çepni de fiilen “eş başkan” olacak.
İYİ Parti’nin, Millet İttifakı’nın bileşeni olarak, DEM Parti’nin öncülü HDP’nin ise aday göstermeyerek 2019 Yerel Seçimleri’nde CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na destek oldukları ve İmamoğlu’nun tekrarlanan seçimde farklı kazanmasına katkı verdikleri bir gerçek.
Bugün ise İYİ Parti’nin de DEM Parti’nin de tanınmış isimlerini İstanbul’da aday göstererek CHP ve İmamoğlu’nun karşısında yer alan ittifaka yardımcı olmak dışında bir sonuç almaları mümkün değil.
CHP listesinden milletvekili seçilen Gelecek Partili Selim Temurci’nin, canlı yayında, Ekrem İmamoğlu’nu değil Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum’u destekleyeceğini açıklamasını da partisi adına not etmek gerekir.
DEM Parti’nin özellikle üç büyük kentte yerel seçimlere kendi adaylarıyla katılma kararı bazı soruları gündeme getirdi.
Bunların başında “acaba DEM Parti AK Parti’yle seçim sonrası için bir uzlaşmaya mı vardı” sorusu geliyor.
DEM Parti sözcüleri seçime kendi adaylarıyla girmelerinin en doğal hakları olduğunu, hiçbir partiyle pazarlık yapmadıklarını söylüyorlar.
DEM Parti’yle ilgili olarak üzerinde durulan üç açıklama var.
DEM Parti Mardin Belediye Başkan Adayı Ahmet Türk’ün, “CHP Kürt sorununu çözemez, Erdoğan çözer” ifadesi çok dikkati çekti.
Aynı şekilde eski milletvekili Leyla Zana’nın, iktidara yönelik, “dondurucuya konulmuş çözüm sürecinin” yeniden aktifleştirilmesi anlamına gelen çağrısı.
Diğer önemli açıklama ise Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden gönderdiği “AK Parti ile görüşülebilir, kapıları kapatmayın” anlamına gelen mesajı.
Bu üç açıklamanın ortak yönü DEM Parti’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ve iktidar partisine yönelik olması.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti’nin özellikle İstanbul’da adayını açıklamasıyla ilgili soruyu yanıtlarken, “her partinin en doğal hakkıdır” dedikten sonra “perde arkasında temaslar var mı bilmiyoruz” anlamında bir ifade kullandı.
İYİ Parti ve DEM Parti’nin tutumuna baktığınızda bundan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın memnun olacağı görülüyor.
CHP açısından ise yerel seçimleri kazanmasını zorlaştıracak bir kablo.
“Biz birilerine kazandırmak veya kaybettirmek için kurulmadık” deseler de İYİ Parti ve DEM Parti, iktidara kazandırıp CHP’ye kaybettirecek bir tutum aldılar.
Bundan nasıl bir siyasal fayda sağlayacakları şimdilik bilinmiyor.
Bu sorunun yanıtı ancak seçimden sonra somutlaşacak.