Geçtiğimiz Perşembe ye da Cuma günüydü gazetelere göz atarken parti sözcüsü Faik Öztrak'ın S-400'ler konusunda aşağıdaki açıklamasıyla karşılaştım:
"...S-400’lerle ilgili olarak baştan beri söylüyoruz: Eğer bu ülkenin askerleri, savunma uzmanları diyorlarsa ki bizim yüksek savunma füzelerine ihtiyacımız vardır, tabii ki bunu alacaklardır biz karşı çıkmayız” diyoruz.
"Ama onun yanında bir başka bir şeyler daha söylüyoruz. Diyoruz ki, “Öyle anlaşılıyor ki, bunları alırsak F-35’leri almamızda sıkıntı çıkabilir bunu dikkate aldınız mı?” Ben iktisatçıyım her şeye alternatif maliyetiyle bakarım. S-400’ü aldık ama F-35’leri alamadık. Bu hava savunmamızda S-400’leri almamıza oranla baktığımızda daha büyük bir açığa neden olacak mıdır, olmayacak mıdır? Bununla ilgili bilgi istiyoruz. Fakat bu konuda biz türlü aydınlatılamıyoruz".
CHP sözcüsü böyle bir açıklama yaparken -hadi utanması demeyeyim- sıkılması gerekir.
CHP gibi bir asırlık geleneği ve devlet deneyimi olan köklü bir partinin S-400 sistemine Türkiye'nin ihtiyacı var mıdır, yok mudur, bunun stratejik değerlendirmesini yapacak kapasitesi olması gerekmiyor mu? Yoksa, bu, utanılacak bir durum değil mi?
Tamamen siyasi iktidarın güdümünde olan TSK'nın AKP'nin saplantılı, savruk dış siyasetinden bağımsız ve nesnel bir değerlendirme yapmış olabileceğine güvenilebilir mi?
S-400 ve F-35'ler bakımından "alternatif maliyetleri" belirlemek üzere bir stratejik karşılaştırmayı CHP yapamıyor mu? Bunun için iktidardan "aydınlatılma" dilenmesi mi gerekiyor?
Hadi bu avallılığı bir kenara koyalım....
Genel başkan Kılıçdaroğlu iki yıl kadar önce S-400 konusu kendisine sorulduğunda, aynen, "birbiriyle uyumsuz silahlar alırsanız, bu, Türkiye açısından, gelecek açısından da olumlu sonuçlar doğurmaz. Bu uyumun sağlanması gerekiyor" demişti.
Bunu da bir kenara koyalım.
Geçtiğimiz Mayıs ayında bir basın toplantısı düzenleyen Gen. Bşk. Yrd. Ünal Çeviköz, S-400 konusunda Türkiye ile NATO arasında bir komisyon kurulmasını önermiş ve "bu komisyon çalışmalarını bitirene kadar S-400'lerin konuşlandırılmasının ertelenmesini öneriyoruz" demişti.
Bu açıklamaların hangisine inanacağız?
Elbette Genel başkanın söylemlerine inanacağız. Parti sözcüleri kendi kafalarına göre bilip bilmediği her konuda açıklama yapamaz. Adı üstünde O parti sözcüsüdür. Partinin görüşlerini kamuoyu ile paylaşacaktır. Partiyi de Genel başkanın söyledikleri bağlayacağına göre parti sözcüsü sadece Genel başkanın söylediklerini ya da Merkez Yönetim Kurulunun kararlarını halka aksettiren kişidir. Haddini bilerek konuşacaktır.
CHP, Öztrak'ın dediği gibi, ihtiyaç varsa S-400 alımını destekliyor mu? Yoksa, Genel Başkanın dediği gibi, Türkiye'nin mevcut silah envanteri ile uyumsuz olan S-400 alımının olumlu sonuçlar doğurmayacağı düşüncesinde mi? Yoksa, Çeviköz'ün dediği gibi, konuşlanmasının ertelenmesi düşüncesinde mi?
Ne biçim yönetim bu! Ne olur biraz tutarlı olun. Yönettiğiniz parti bu devleti kuran parti; açın inceleyin hiçbir dönemine böyle tutarsızlık göremezsiniz.
Ama bu tutarsızlıkları tabi karşılamak lazım, partinin Atatürkçü, Ulusalcı, Millici kadroları tasfiye edilmiş, bugün partinin üst yönetiminde bir zamanlar mensubu olduğu 10 Aralık Hareketinin öncülerinden olan ve “CHP Kapatılmalıdır ve hayatına vakıf olarak devam etmelidir” diyebilen bir kişi de yer almaktadır.
Bir diğeri Anavatan Parisine yakınlığı ile bilinen, Anavatan partisinin barajı aşıp milletvekili çıkartma şansı kalmadığı için CHP’li olmuş bir kişi.
Biz her ne kadar CHP’yi yönetenlerin tutarlı olmalarını istesek de oluşan yapı içinde bu mümkün görülmüyor.