Hangi dönemde yaşanmış anımsamıyorum tabii. Kimden duyduğumu da net olarak bilemiyorum. Yıllar geçti üzerinden. Ama felsefe öğrencisiyken hocalarımdan birinden duyduğumu tahmin ediyorum. Osmanlı’da sürgüne gönderilen bir münevverle ilgili olarak gittiği bölgenin yetkililerine şöyle bir not da iletilir: Dikkat felsefeye meyli vardır.
Osmanlı’da felsefe de, akli diğer faaliyetler gibi bir endişe konusuydu. "Dinsizlik" demekti bir anlamda. Cumhuriyet döneminde hak ettiği ilgiyi görmesine, uzun zaman da okullarda ders olarak okutulmasına, dünya çapında gururumuz olan felsefecilerimizin varlığına rağmen, bugün felsefe hayli ötelenmiş durumda ülkemizde. Liselerden kaldırıldığını anımsıyorum; seçmeli ders olmaktan çıkarılıp, sadece iki saat zorunlu derse dönüştürülmüştü. Yani "felsefeye meyli olanların" bugün de sevilmedikleri bir gerçek.
Tadı hala damağımda
Eğitimini koşullar gereği tamamlayamadığım için tadı damağımda kalmıştır felsefenin. O nedenle felsefeye ilişkin her haberle ilgiliyim. Üç gün boyunca dünyanın dört bir yanından bilim insanlarının, yazarların, tarihçilerin, profesörlerin, filozofların bir araya gelerek günümüzde insanlığı etkileyen başlıca konuları tartıştıkları Felsefe Konferansı’na da kayıtsız kalamadım tabii. Bu yıl ikincisi düzenlenen bir konferanstı bu. Teması da "Bilgi ve Keşif: Uzay, Zaman ve İnsanlık"tı.
ABD, İngiltere, BAE, Meksika, İtalya, Singapur, İtalya, Almanya, Mısır dahil olmak üzere dünya çapında 19'dan fazla ülkeden toplam 71 konuşmacının katıldığı konferans, günümüz dünyasıyla ilgili fikirlerin, konuların tartışıldığı çok yönlü bir platform haline geldi. Katılımcıların sayısı yaklaşık 2.700'dü. Bakar mısınız muhteşemliğine?
Konferansa ikinci kez katılan ABD'deki Penn State Üniversitesi'nden Felsefe Profesörü Nicolas de Warren "Burada etkileyici olan şey, akademik konferanslarda bulamayacağınız çeşitlilikte, büyüklükte bir kitleye hitap edebilme becerisiydi; bu yılki katılımcılar arasında yatırım bankacıları, petrol endüstrisinde çalışan insanlar bile vardı" diyerek övüyor bu büyük buluşmayı. Katılımcıların arasında yatırım bankacılarının, petrol üreticilerinin ne işi olduğunu anlayamasam da övgüye değer tabii ki bu toplantı.
Çocuklar için de
Çocuklar için "Yarının Filozofları" adlı atölye çalışmalarının yer aldığı bir pavilyon alanı, felsefi diyalog için bir "Felsefe Kampı", üniversite öğrencilerinden oluşan eğitimli ekipler için "Satır Aralarını Okuma Yarışması" adlı bir münazara yarışması da konferansın etkinlikleri arasında.
Bir tür olarak evrende yalnız olup olmadığımıza dair temel felsefi soruyu tartışmışlar konferansta. Ne güzel. Başka yaşam formları var mı bunu da konuşmuşlar. Başka yaşam formları olup olmadığını nasıl bilebiliriz, diğer yaşam formlarıyla neden hiç temas kurulmadı, "eğer bir gün gerçekten de başka akıllı yaşam formları, uygarlıklar olduğu keşfedilirse bu gerçekten neyi temsil eder" gibi sorulara yanıt aramışlar.
İnanmış bir Müslüman için bu soruların yanıtı Kuran’da mevcut elbette. Kuran’da "18 bin alem var" denmiyor mu? Yanıtlar belliyken, şeriatla yönetilen bir ülkede felsefe konferansı düzenleyip, uzayı, uzaylıları konu etmek de ne oluyor? Bu tür bir soruyu okullardan felsefe derslerini kaldıran AKP iktidarı sorsa keşke. Bunun İslam dini açısından caiz olmadığını da vurgulasa. Şu sıralar sadece para alış verişi yapılıyor olsa da Türkiye ile arası iyi sayılır çünkü. İslam dünyasının lider ülkesi olarak Türkiye bu konuda üzerine düşen uyarı görevini yerine getirmeli. Suudi Arabistan’da "dinin elden gitmesine" AKP iktidarı engel olmalı.
Bu muazzam felsefe konferansı Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'da, Kral Fahd Ulusal Kütüphanesi'nde düzenlendi. Felsefe Konferansı’nı değerlendiren Edebiyat, Yayıncılık ve Çeviri Komisyonu Başkanı Dr. Muhammed Hasan Alwan, Krallık'taki eğitim platformları, okullar ile topluluklar içinde felsefi sorgulamayı, düşünceyi teşvik etmenin önemini vurguluyor. "Felsefeye, onun dünyamızdaki önemine inandığımız için bu buluşmayı düzenledik" de diyor. "Felsefi sorgulama" ifadesi dikkatinizi çekmiştir elbette.
Uzaya kadın astronot
Felsefe Konferansı’nda uzay ya da uzaylılar gibi konuların olması Suudi Arabistan'ın bu alandaki planlarıyla da uyumlu. Krallık Eylül 2022'de yeni bir astronot programı başlattığını duyurmuştu. Suudi Basın Ajansı'nın haberine göre, 2023'te yapılması planlanan ilk yolculukta Suudi bir kadın astronot da yer alacak.
Nasıl? Harika değil mi? Herkesin "Yüzyıl Vizyonu" birbirinden farklı tabii. Suudiler vizyonlarını anlatmak için 2 binden fazla bilim, felsefe insanını ağırlayıp felsefe tartışıyor, Yanında İbrahim Tatlıses’in de bulunduğu AKP Genel Başkanı ise "vizyon burada, vizyon Urfa’da" diye dünyaya sesleniyor.
Komik ülkeyiz vesselam "te go ti çı goti” (Kim ne derse desin)