Eskiden enflasyonun patladığı dönemlerde vatandaş parasını koruyabilmek için dolara, altına yönelirdi. Bu yıl böyle olmadı. Enflasyondaki patlamaya rağmen dolar yerinde saydı. Merkez Bankası rezervlerinden yıl boyunca yapılan 100 milyar dolardan fazla satışla döviz dizginlendi. Kur korumalı mevduat da doların dizginlenmesine önemli destek verdi. Altın ise (Dünyadaki gelişmeler nedeniyle) yıl boyunca bir ileri, iki geri gitti…
Tasarrufunu enflasyondan korumak isteyen vatandaş için geriye çok fazla seçenek kalmıyor. Parası olan için gayrimenkul hâlâ önemli bir alternatif. Ama büyük şehirlerde konut fiyatları öyle çılgın seviyelere geldi ki, çoğu kişinin parası ev almaya yetmiyor.
Geriye kalıyor borsa. Gerçekten de Borsa İstanbul, son bir yılda en çok getiri sağlayan finansal yatırım aracı oldu.
Yukarıdaki tabloda finansal yatırım araçlarının enflasyondan arındırılmış getirilerini görüyoruz. Borsa (BİST 100 Endeksi) dışındaki tüm diğer alternatifler son bir yılda tasarruf sahibinin parasının reel olarak erimesine neden oldu. Buna karşılık Borsa İstanbul BİST 100 Endeksi yılbaşından bu yana yüzde 180 yükseldi.
Borsadaki yükselişi gören yüz binlerce tasarruf sahibi hisse yatırımından pek bir şey anlamadığı halde dolarda, altında duran parasını bozup borsaya girdi, hâlâ da giriyor. Nitekim vatandaşın bankadaki döviz mevduatı son üç ayda yaklaşık 10 milyar dolar azaldı. Bu para nereye gitti?
Bir kısmı “mal”a, yani konuta, arsaya, otomobile... Ama önemli bir kısmı borsaya. Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre son bir yılda yerli borsa yatırımcısı sayısı yüzde 40 arttı ve gerçek yerli yatırımcı sayısı 3.3 milyona ulaştı.
Vatandaşın dolarını, altınını bozup borsaya girmesinden iktidarın çok memnun olduğunu tahmin etmek zor değil. Geçen yılki kur krizinden bu yana iktidarın en büyük meselesi, vatandaşı dolardan, altından uzak tutmaktı. Kur korumalı mevduat, devasa maliyeti göze alınarak bu yüzden yürürlüğe sokuldu. Bankalara bu nedenle kredi verdikleri müşteriden fatura istemek gibi çok ağır kurallar getirildi. Uygulanan politikalar tasarruf sahibi için borsa dışında bir seçenek bırakmadı.
Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı Nebati birkaç ay önce “Döviz kuru ve diğer emtialarda dengeli bir seyir var, getirisi enflasyonun altında. Vatandaşlara şu an en çok getiriyi getiren Borsa İstanbul. Vatandaşlarımızın nereye kanalize olacağı çok açık” diyerek borsa yatırımını önermişti.
Geldik en önemli soruya: Peki borsa bu yıl nasıl bu kadar çok yükseldi? “Çünkü şirketlerin ciroları, kârları arttı” denebilir. Yüzde 180’lik yükselişin tek sebebi bu mu? Şirketlerin ciroları, kârları geçtiğimiz yıllarda da artmamış mıydı? Borsa neden o zaman bu kadar yükselmemişti?
Bir başka açıklama, dolar bazında Borsa İstanbul’un çok ucuz kalmış olması. BİST 100 Endeksi dolara bölünerek, borsanın dolar cinsinden değeri bulunuyor. Sene başında BİST 100 dolar bazında 1.40 seviyesindeydi. Geçtiğimiz dönemlerde bunun 2-3 katını gördüğü olmuştu…
Evet ama borsanın çok ucuz kaldığı başka dönemler de var. Neden o dönemlerde değil de şimdi rekor kırdı?
Vatandaşı seçim öncesinde dövizden uzak tutmaya yönelik bilinçli bir stratejinin yürürlükte olduğu iddiasını ben de duydum. Komplo teorilerinden hoşlanmam. Ama şüpheci biriyim. Bu iddiayı Ankara’daki kaynaklarıma sordum.
Ankara’da da konuşulduğu cevabını aldım. Bu önemli, çünkü onların kaynağı piyasa değil, yine ekonomi yönetiminde görev yapmış başka isimler.
Eğer yükseliş piyasanın kendi dinamikleri içinde gerçekleşmiyorsa ya da kendi dinamikleri içinde gerçekleşebilecek boyutları aştıysa tecrübeli yatırımcılar seçime hissede/pozisyonda girmek istemeyeceği için rüzgar bir anda değişebilir.
Paranızı korumaya çalışırken hangi ülkede yaşadığınızı unutmayın.