CHP’nin yerel seçimlerde gösterdiği başarı önümüzdeki genel seçimleri de kazanması umudunu artırdı.
Yerel seçim sonuçları CHP’nin yerelden genel iktidara yürüme şansını artırırken, 22 yıldır iktidar olan AK Parti için de şapkasını önüne koyarak düşünmesini gerektiren bir hezimetti.
CHP’nin yerel seçimlerde gösterdiği başarıda dikkati çeken önemli sonuçlar arasında uzun yıllar seçim kazanamadığı Afyonkarahisar ve Kastamonu’da belediye başkanlıklarını kazanması da var.
Çok partili yaşama geçişten bu yana CHP’nin seçim kazanamadığı Afyon’da ve yine uzun yıllar başarı gösteremediği Kastamonu’da seçim kazanmasını sağlayan faktörler nelerdi?
Bu sorunun yanıtını arayan değerli siyaset bilimciler Evren Balta ve Behlül Özkan bu iki ilde yaptıkları araştırmanın sonuçlarını kaleme aldılar.
Balta ve Özkan’ın ortak makalesi bilim dünyasında, gazeteci ve yazarlar arasında çok ilgi gördü.
Ki bilim insanının saptamaları CHP açısından ders alınacak nitelikteydi.
CHP Genel Merkezi “Afyon’dan Ankara’ya: AKP’ye ne diyor, CHP’ye ne diyor?” başlıklı makaleyi ne kadar dikkate aldı bilmiyoruz.
Ancak CHP Genel Merkezi’nin bu makaledeki saptamalardan ders çıkarması gerektiği açık.
Balta ve Özkan, CHP’nin uzun yıllar seçim kazanamadığı Afyon ve Kastamonu’da seçimi kazanmasında en önemli faktörün belediye başkan adaylarının halk tarafından “bizden biri” olarak benimsenmesi olduğunu vurguluyorlar.
Bu konudaki saptamaları şöyle:
“Bizden biri ifadesi, Afyon seçmeninin tercihlerini ifade ederken en çok kullandığı gerekçelerden biri. Parti kimliğinden bağımsız olarak sokaktaki seçmen Burcu Köksal’ı beğeniyordu. Tıpkı Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı’da olduğu gibi Burcu Köksal’ın telefonunun herkeste olduğunu, O’na istedikleri zaman ulaşabildiklerini ve eninde sonunda onlara geri döndüğünü anlatıyorlardı. Konuştuğumuz hiçbir doğrudan partili olmayan seçmen Burcu Köksal’i milliyetçi tavırları ya da göçmenlere yönelik tutumu yüzünden övmüyor ya da yermiyordu. Hakkında söylenen ilk şey ‘Burcu bizden biri’ oluyordu. Kısaca seçmen samimiyet arıyordu.”
Bu sonuç gösteriyor ki CHP genel seçimlere giderken adaylarını halkın “bizden biri” olarak göreceği isimlerden seçmeli.
Bugüne kadar, yerel özellikleri dikkate almadan, Genel Merkez’den belirlenen adaylarla istenilen düzeyde başarı sağlanamıyor.
“Bizden biri”nin adaylaşmasının en doğru yöntemi ise adayın tavan değil taban tarafından belirlenmesi.
Balta ve Özkan, Afyon ve Kastamonu belediye seçimlerini CHP’nin kazanmasında önemli bir faktörün de AK Parti’deki olumsuz değişim olduğu saptamasını yapıyorlar.
AK Parti’nin başarısızlığını iktidar sarhoşluğuna, halktan kopmasına, aday belirlemek dahil her kararın merkezden verilmesine bağlıyorlar.
Bu kopuşu şu çarpıcı ifadeyle yansıtıyorlar:
“Mahalle çalışmasında güneş gözlüğü bile kullanmayan AKP’li imgesi, son on yılda inanılmaz bir değişim geçirecekti. İtalyan malı takım elbiselerle, 50 bin liralık lüks ayakkabılarla seçim kampanyası yapan yeni nesil AKP’lilerle vatandaşlar arasında derin bir uçurum açılıyordu. Öyle ki bir Afyonlu seçmen, ‘AKP’li adaylardan sarılıp da pahalı elbiselerini kirletmeyeyim diye uzak durdum’ diyecekti.”
Balta ve Özkan’ın sahada yaptığı araştırmanın sonuçları gösteriyor ki CHP parti içi demokrasinin çok iyi çalıştığı, yerelden genel merkeze kanalların açık olduğu, halkın tercihlerinin öncelendiği bir parti olmalı.
CHP böyle bir sistem kurabilirse yerelden genel iktidara yürüyüşü kolaylaşacaktır.