Önümüzdeki seçimi muhalefetin kazanabilmesinin yolu birlikte hareket edebilmeleridir.
6’lı Masa, göstereceği ortak adayın arkasında samimiyetle durur ve birlikte hareket ederse iktidar seçimi kazanamaz. Hatta muhalefet İstanbul yenileme seçiminde olduğu gibi açık farkla kazanabilir.
Bu gerçeği ifade edenlerden biri de seçim kazama becerisini kanıtlamış olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dı.
Erdoğan, yerel seçimleri kaybetmelerinin nedeninin muhalefetin birlikte hareket etmesi olduğunu söylemişti ki doğru bir saptamadır.
İktidarın yerel seçimlerden bu yana önce Millet İttifakı’nı sonra 6’lı Masa’yı dağıtmak, aralarında çatışma yaratmak için yoğun çaba göstermesi de muhalefetin birlikte hareket etmesini önlemeye yöneliktir.
Bu da gösteriyor ki muhalefetin önümüzdeki seçimi kazanmasının formülü birlikte hareket etmeyi başarmak.
Elbette çok kolay değil.
Bir yandan iktidarın ve iktidar yanlılarının hemen her gün Masa’yı karıştıracak hamleler yapması, diğer yandan 6 partinin doğal olarak olaylara ve sorunlara farklı bakışa sahip olmaları, birlikte harekete zorlaştıran faktörler.
6’lı Masa’nın birlikte hareket etmelerini sağlayacak iki temel amaç var.
6 parti de bu iki temel amacı esas alırsa, birlikte hareket etmek kolaylaşacaktır.
Bunlardan birincisi, seçime ortak adayla girmek ve ilk turda seçimi kazanmayı hedeflemek.
İkincisi ise güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmeyi temel hedef olarak partilerin diğer konulardaki farklılıklarının üzerinde görmek.
Muhalefet partileri, bu iki temel hedefe ulaşmanın Türkiye açısından ne kadar önemli olduğunu unutmadan hareket ederlerse başarıya ulaşmaları o kadar kolay olur.
Muhalefet liderlerine düşen, bu iki hedef için kilitlenmeleri ve tabanlarını ikna etmeleridir.
Kukusuz muhalefet partilerinin her birinin tabanı kendi liderlerini cumhurbaşkanı olarak görmek ister. Bu konuda diğer partilere ödün verilmemesini talep eder.
Ancak maharet, reel politik koşullarda iki temel hedefe ulaşmak için bir uzlaşmanın gerektiği konusunda tabanlarını ikna etmektir. Yoksa her partinin 6’lı Masa’da kendi tabanını memnun etmek için mesaj vermeyi öncelemesi birlikte hareket etmeyi zorlaştıracaktır.
Önemli olan liderlerin 6’lı Masa’da gerçekçi olabilmeleridir.
Siyasette “temenni”ye her zaman yer vardır,ancak bu temenniler siyasi gerçeklere uymayabilir.
6’lı Masa’nın düşeceği en büyük hata “madem benim dediğim olmuyor, o zaman herkes kendi yoluna” havasına girmesidir. Bunun sonucu muhalefetin önümüzdeki seçime çoklu adayla katılması olur.
Bu da iktidarın seçimi kazanmasını kolaylaştırır.
2018 seçiminde olduğu gibi her muhalefet ayrı aday çıkarırsa, Cumhur İttifakı’nın adayı olarak Erdoğan’ın seçimi ilk turda kazanma olasılığı artar.
Erdoğan’ın seçimi kazanmak için yaptığı ve yapacağı hamleler küçümsenmemelidir.
Muhalefetin önerilerini hayata geçirmekte sakınca görmeyen Erdoğan, 6’lı Masa’nın elindeki projeleri almaktan ve uygulamaktan kaçınmayacaktır.
İktidar borçlanarak veya karşılıksız para basarak seçim ekonomisi uyguluyor, uygulamaya devam edecektir.
Asgari ücreti iki kez artıran iktidar Aralık ayında asgari ücrete önemli bir artış daha yapabilir.
Muhalefetin sık sık gündeme getirdiği Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) sorununu çözerek, 3 bin 600 ek göstergeyi yaygınlaştırarak bu kesimden oy almayı hedeflediği zaten biliyor. Hükümette konulardaki çalışmalar sürüyor.
Memur, kamu işçisi ve emeklilerin maaşlarında da hatırı sayılır bir artış sağlayarak yine bu kesimden kaybettiği desteği geri almayı da deneyecektir.
Bu artışları karşılamak üzere Hazine’de kaynak olmadığı bir gerçek.
Ancak gelir, döviz, altın, üretim olarak karşılığı olmasa da iktidar Merkez Bankası daha sonra enflasyonu azdıracak olsa da para bastırarak seçime kadar geçinme zorluğu çeken kesimleri rahatlatabilir. Karşılık basılan para birkaç ay sonra enflasyonu fırlatacak olsa da iktidar koltuğunu kaybetmemek için bunu rahatlıkla göze alacaktır.
Bütün bu olasılıklar karşısında 6’lı Masayı oluşturan liderlerin ve partilerin iç kavgaya tutuşmak gibi bir lüksleri olmadığını çok iyi kavramaları gerekir.