Türkiye’de 21 yıldır süren AKP iktidarına hak- hukuk-adalet talep eden ve özgürlük ateşini harlayan gençler son verecek: Buna inancım tam.
Siyasetle ilgilenme yaşı 13-14’lere kadar indi. Belki de 10’a…
Ailelerin çektiği geçim sıkıntısının en ağır faturası gençlere çıkıyor. Umutlarının karartılmasına razı gelmeyen, ülkenin geleceğinden kaygı duyan gençler alanları kaplamaya başlıyor.
Gezi direnişi sürüyor.
14 Mayıs seçimlerinde ilk kez oy kullanacak 5 milyonun üzerinde genç seçmen, bundan böyledir ki siyasetin ana değişkeni olacaktır.
Millet İttifakı’nın 6 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenen “Büyük Maltepe Mitingi” ne, Beykoz CHP İlçe Başkanlığı’nın organize ettiği teknelerle gittim.
Güneşin battığı saatlerde dağılan miting alanını en son gençler terk etti. Onları izledim.
Teknede mitinge gelenlerle sohbet ettim. Kamu işçilerinin 2 yıldır toplu sözleşme beklediklerini anlatıyorlardı.
Bu sohbetin üzerinden 24 saat geçmeden, seçime gidilen süreçte kesenin ağzını açan iktidar kamu işçicilerini de gördü.
Karayolları, demiryolları, il özel idareleri, şeker fabrikaları, elektrik üretim santralleri, kömür işletmeleri, üniversiteler ve hastanelerin de aralarında olduğu kamu kurum ve kuruluşlarındaki 700 bin işçi adına görüşmeleri sürdüren TÜRK-İŞ ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü'nü sandık ortaya konmadan imzalayamamıştı.
Gerçi kamu işçileri ücretlerine yapılan yüzde 45 zam, TÜİK’in makyajlı enflasyon oranını bile yakalamadı.
Tekne muhabbetinde esnafları da dinledim.
3 harfli bir market, Suriyeli “göçmenlerin” memleketlerine gönderecekleri paraya aracılık ediyormuş.
Şöyle ki; Suriyeli göçmenler söz konusu marketin Türkiye’deki şubesinden, Suriye’deki şubesine kargo paketi içinde para gönderiyormuş.
Son aylarda BDDK’dan birbiri ardına izinler alan “yatırım ve kalkınma bankalarına” bakmalı…
Para hareketi geniş bir konu.
Londra’dan Türkiye’ye-Türkiye’den Londra’ya acayip bir trafik çalışıyor.
Bilgi ile söylüyorum:
Son bir ayda yüzde 4 komisyonla Londra’dan Türkiye’ye 50 bin Sterlin’lik dilimlerle para aktarması teklif edilen bir haber kaynağım anlattı.
Birilerinde kaynağı bilinmeyen, üretimden gelmeyen çok ama çok para var.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun halktan çalındığını iddia ettiği “418 milyar dolar” içinde bu para hareketleri yer almıyor.
Son bir yıldır Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’dan “Katılım Bankası” lisansı alan şirketler arasında bir marketin olması ilgimi çekmişti…
Kısa adı “T.O.M” olan "Technology of Money" Katılım Bankası 4 Ağustos 2022'de kurulmuştu.
Kurucuları arasında A101 marketlerinin Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yaşar Aydın'ın da bulunduğu bankanın sermayesi 1,5 milyar lira olarak belirlenmişti.
Marketten katılım bankacılığına uzanan bir yol…
Millet İttifakı bileşeni partilerin liderlerini; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ABB Başkanı Mansur Yavaş, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’ndan sonra kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu’nun sunumunu çoşku ile dinlediler.
“İlk Oyum Dedeme” pankartlarıyla alana gelen gençler, en gür sesleriyle “Hak-Hukuk-Adalet” sloganını seslendirdiler.
Miting bittiğinde alanı hemen terk etmediler; halaylar çektiler, türküler söylediler…
Caddeye çıktıklarında çayırlara oturup “isyanlarını-umutlarını” sazlı sözlü notalara döktüler.
Metro’ya doğru uzanan yaklaşık 1.5 kilometrelik yolu adım adım yürüyerek 1 saatte zor aldık.
Yol boyunca Metro girişi önünde yığılan kalabalığa “köfte-ekmek” satmak için sokak satıcıları sıralanmıştı.
50 lira verip köfte-ekmek-ayran alacak paraları yoktu…
Köftelerin çoğu tezgahlarda soğuyordu.
Onların halinden en iyi yine sokak satıcısı gençler anlardı. İngilizce İşletme Fakültesi öğrencisi de olan köfteci genç şöyle sesleniyordu: “14 Mayıs’a 7 gün kaldı. Aç kalsak da olur. Sülale devri bitti: Yeterrr yeterrr.”
İstasyona vardığımda bir başka şaşkınlığa düştüm. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet veren Marmaray treni Maltepe istasyonunda durmadı.
3-5 dakika daha beklemek dert değildi. Sabır!..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) işletmesi olan Metro İstanbul ise hem 6 Mayıs’ta Kılıçdaroğlu’nun Maltepe, hem de Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan’ın 7 Mayıs’ta düzenlenen Atatürk Havalimanı mitingi için ek seferler düzenlemişti.
Hangi miting alanı daha kalabalıktı sorusu benim için önemini yitirdi. Parti sloganları atmak üzere toplanan kalabalıklar hiç ilgimi çekmiyor.
Asıl soru: “Hangi miting alanında gerçek talepler dile getirildi?”
16 milyonluk İstanbul’da kalabalık mı arıyorsunuz, meydanlar hafta sonları tıklım tıklım.
Gençlerin, çocuklarına hava aldırmak isteyen çiftlerin, teyzelerin, amcaların bir kafede oturacak parası yok.
Hayat pahalılığı, yıllar yılı halkın en ucuz hafta sonu gezmesi olan piknik olayını bile unutturdu.
Yoksullaşan halkın bırakın mangalda tavuk kanadını, soğan bile pişirecek hali kalmadı.
Çocuklar, torunlar çağrılıp sofralar kurulamıyor.
Gençlerin müzik dinleyecekleri bir etkinliğe gidebilmeleri zaten mümkün değil.
Çözümü bulundu; sokak müzisyenleri…
Pazar günü de Üsküdar Meydanı’nda dolaştım. “Sekiz Vagon” Grubu’nun verdiği sokak konseri, etraftaki kalabalığı mıknatıs gibi çekiyordu.
Başları örtülü-açık genç kızlar; genç erkekler, çiftler hatta bebeler, grubun şarkılarına eşlik edip ritm tutuyorlardı.
Evlerinde “kulaklıklarına” hapsolan gençler, rock soundunda düzenlenen bütün şarkılara eşlik ediyorlardı.
Hani İmamoğlu’nun sloganı var ya; “Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var.”
Evet durum budur!
“OYUM KEMAL DEDEME”
Bir dostum, “seçim günü makyajı” yapan bir genç kızın videosunu paylaştı.
Genç kadınlar niye “Oyum Kemal Dedeme” diyor ve gerekçelerini sıralıyor:
*Kemal dedem kadın erkek eşitliği istiyor.
* İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyor.
*Erdoğan ise “Sürtük, terörist, çürük, düşük” diyor. Hatta “Kadın mıdır, kız mıdır bilmem” diyor.
*AKP sıralarından Meclis’e girecek vekiller (HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun fotoğrafını paylaşmış) 15 yaşındaki kız çocuklarının evlenmesini savunuyorlar. Eşi olmayan dul kadınların “sahiplendirilmesi” gerektiğini savunuyorlar. Baya parti programları bu. Yanlış duymadınız “sahiplendirilmek”! Bayağı köpek gibi…
*İttifak oldukları Yeni Refah Partisi’nin kadın milletvekillerinin resmi bile yok: Karanlık! Kadının adı yok kısaca bu tarafta.
*Karı gibi mutfakta işi yokmuş mesela beylerin…
*Beyler sadece ayaklarını uzatıp çay beklerler çünkü…
*Ben de sabahtan akşama kadar aynı işte, aynı mesaide çalışmamışım gibi…
*Artık devir çok daha farklı bir devir olduğundan, kadınların yalnız evde çocuk bakmaya indirgendiği zamandan farklı bir zamanda yaşandığımızdan habersizler.
*Öbür yanda “dedem” çay koyuyor. Çünkü karısıyla hayatı paylaşmaktan gurur duyuyor.
*Bu seçimi özellikle genç kadınlar olarak iyi tartmalısınız. Çünkü geleceğinizin nasıl görüneceği bu seçime bağlı olabilir.