BİM’in patronlarını tanımam, aynı ortamda hiç bulunmadık. Zaten yaşam tarzı olarak ayrı dünyaların insanlarıyız. Ayrıca geçmişte iktidara fazla yakın durmaları nedeniyle içten içe sinirlendiğim de olmuştu. Ama akıl var, izan var. Ayrıca vicdan var. Enflasyondan BİM’i sorumlu tutmak? Ayıptır, yazıktır, günahtır.
Mars’ta değil İstanbul’da yaşıyor, alışveriş için sık sık marketlere gidiyorum. Neyin ne olduğunu, hangi ürünün nerede, kaça satıldığını biliyorum yani. Önce çıplak gözle yaptığım gözlemlerden çıkan fikrimi söyleyeyim: Başta BİM, ucuzluk marketleri olmasa halk yoksulluğu bugünkünden çok daha ağır yaşardı/yaşar. BİM ve diğer indirim marketleri (A101 ve Şok) pek çok temel ihtiyaç ürününü, en azından İstanbul’da, küçük esnaftan, pazarlardan ve bu arada diğer marketlerden belirgin şekilde daha ucuza satıyor çünkü.
Ama bu yazıda çıplak gözle yaptığım gözlemleri değil verileri kullanacağım. Finnet2000’den aldığım bu tablo perakende şirketlerinin kâr marjlarını gösteriyor. En tepedeki BİMAS adlı şirket, bu yazının konusu olan BİM:
BİM’in net kâr marjı yüzde 4.5 civarında. Yani sattığı her 100 liralık üründen ortalama 4.5 lira kâr ediyor. Rakibi Şok’un kâr marjı da ona yakın. Hiçbir esnafı yüzde 4.5 kârın kurtarmayacağı, yüzde 20-30 kârdan aşağısına çalışmayacaklarını söylemeye bilmem gerek var mı? BİM, Şok ve A101 olmasa büyük kentlerde, mahalle aralarında fiyatlar çok daha yüksek olurdu. İki kere iki dört.
Ucuzcu marketler bunu nasıl yapıyor? BİM’in 10 bin mağazası var. A101’in daha fazla. Büyük ölçekli alım yaptıkları için çok daha ucuza tedarik ediyorlar. Ayrıca kendilerine özel üretim yaptırıyorlar (Market markalı ürünler.) Dekora, rafa para çok az para harcıyorlar. Ve mağazalarında çok az kişi çalışıyor. Rafa ürün yerleştiren kişi aynı zamanda kasiyerlik yapıyor ve yerleri siliyor. Doğru dürüst para verdiklerini de sanmıyorum. Zaten çalışanları, çalışma koşullarından rahatsız. İktidar bunu mesele etseydi anlardım ama ucuzluk marketlerinin enflasyonun sorumlusu olduklarını iddia etmek? Seçim öncesinde günah keçisi arayıp bulmaktan başka bir şey değil bu.
BİM’in kâr marjını yukarıda görmüştük, bir de yıllık kâr artışına bakalım:
Resmi tüketici enflasyonunun yüzde 85, üretici enflasyonunun yüzde 157 olduğu ülkede BİM kârını son bir yılda (2021’in üçüncü çeyreğinden 2022’nin üçüncü çeyreğine) sadece yüzde 109 artırmış. Yani reel olarak büyümemiş.
Aynı dönemde bankalar yüzde 400, anlı şanlı sanayi şirketleri yüzde 200-300 kâr artışları sağladılar. Ve bu arada yine yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi Şok’un kâr artış oranı yüzde 474, Migros’un yüzde 282. BİM onların epey gerisinde.
Sonuç: Ortada iddia edildiği gibi zam üzerine zam yapan, bire alıp dörde satan, enflasyondan semiren bir şirket tablosu yok.
Enflasyonun nedeni zincir marketler değil maliyet artışları. Gübre ve mazotun fiyatının son bir yılda yüzde 200 arttığı ülkede fiyatlar nasıl zamlanmasın? Aşağıda tarımsal girdilerin yıllık fiyat artışları var (Kaynak: TÜİK):
Gübre fiyatı son bir yılda ortalama yüzde 226 artmış. Mazottaki (Enerji ve yağlar) fiyat artışı yüzde 194. Enflasyonun asıl suçlusu işte bu. Daha doğrusu uyguladıkları para politikasıyla TL’nin çökmesine ve ithal ürünlerin fiyatlarının bir yılda iki üç katına çıkmasına neden olanlar. Çiftçiye ucuza gübre, mazot veremeyenler.
BİM bir perde, paravan. “Cambaza bak” çabası.