Tabii ki Hristiyan öğretilerinde geçen büyük yedi günahtan söz etmiyorum. Bu sabah yaşamını yitiren eski Papa 16. Benedict’in ‘günahları’ son derece dünyevi günahlardı. Papa’lık tarihinde 600 yıl sonra istifa eden ilk Papa olması nedeniyle zaten dikkat çeken bir figürdü. O nedenle ölümü, eski bir Papa da olsa yankı yarattı zaten. Herhalde görevde ölen bir Papa gibi gömülecek.
Her ne kadar Vatikan Sözcüsü Papa Emeritus, “Bu sabah acı içinde öldü” demiş de olsa inancı açısından bakıldığında herhalde mutlu bir ölümdür başına gelen. Çünkü ölümünden çok kısa bir süre önce odasında yapılan ayine katılabildiği belirtiliyor. 95 yaş gibi hayli uzun bir ömürden sonra her ölümlü gibi o da yaşama gözlerini yumdu. Dindaşlarına, sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Asıl adı Joseph Alois Ratzinger olan Papa 16. Benedict, polis bir baba ile aşçı bir annenin çocuğu olarak Almanya'da dünyaya geldi. Hiçbir savaşa katılmadığını, eline silah almadığını açıklamak zorunda kaldığı bir de askerlik dönemi vardır. İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna doğru firar etmiştir askerlikten.
En yaşlı oydu
Sadece görevden istifasıyla değil, 1730’da Papa seçilen 13 Clement’ten sonra göreve gelen en yaşlı kişi olarak da ilkti tabii. 19 Nisan 2005’te Papa seçildiğinde 78 yaşındaydı. Şubat 2013’e kadar yaptığı görevini ‘yaşlılığın kutsal görevlerini yapmasını engellediğini’ belirterek bırakmıştı. O günden öldüğü güne kadar da Vatikan’da kendisine tahsis edilen yerde yaşamaktaydı. Verilen bilgilere göre Almanya’daki hasta kardeşini ziyaretten döndükten sonra sağlık durumu kötüleşmişti.
Papa da olsa politik anlamda ‘günahları’ vardı elbette. Sağlığında olduğu gibi ölümünden hemen sonra da peşini bırakmayan skandallardı bunlar. Çok ama çok hırpalanmıştır bu skandallar yüzünden.
Bana göre belki de en gereksiz suçlama, henüz 14 yaşındayken Hitler Gençliği’ne katılmış olmasıyla ilgili olanıdır. O yaşta nazilerden etkilenmesi doğaldı elbette, temelsiz bir suçlama bu bence. Karşı çıkmak gibi bir seçeneği de olmamıştı belki de. Papalık, Benedict’in bu gençlik ‘hatası’ yüzünden değil, Hitler’e destek verdiği zaman itibarını yitirmişti.
Tacizlerdeki tutumu hoş değildi
Asıl ‘günahı’, hakkı yenmemeli, sonradan ciddi soruşturmalar yapmasına, karşı çıkmasına rağmen önceleri önemsemediği ‘Katolik Kilisesi Çocuk İstismarı’ denen skandalla ilgili tutumudur. Sessiz kalmadı ama soruşturmalar sırasında ciddi hatalar yaptı. Bence iyi olan tarafı şuydu: bu iğrenç suça katılan kilise görevlilerinin ‘günah çıkarma’ ritüeliyle kurtulamayacağını söyleyip polise başvurmasıdır. Ama sorunu yavaş ele alması yüzlerce çocuğun yaşadıklarına kayıtsız kalmakla suçlanmasına yol açmıştır.
Vatileaks olarak adlandırılan bilgi sızıntısı da Papalık makamına hakim olmadığı eleştirilerini beraberinde getirmişti. Eski bir Papalık uşağı olan Paolo Gabriele Vatikan’daki akıllara durgunluk veren yolsuzlukları, güç kavgalarını, nihayet Benedict’in beceriksizliğini ortaya koyan bilgiler saçmıştı ortalığa. Şu sözler onundur: “Bizimki öyle bir devlet ki, içeri girebilir, öldürebilir, rahatsız edilmeden çıkabilirsiniz. 24 saat sonra da kimse ne olduğunu sormaz.”
Yahudileri, Müslümanları kızdırdı
Benedict’in başka dinlerin mensuplarına yönelik de ciddi sözel saldırıları oldu. Örneğin 2008 yılında Yahudilere ‘karanlıktan kurtulmaları’ için Kutsal Cuma duasını önerdi. Dua, "Yahudiler için de dua edelim: Tanrımız ve Rabbimiz onların yüreklerini aydınlatsın, İsa Mesih'in tüm insanların Kurtarıcısı olduğunu kabul etsinler."
Tabii ki Yahudiler ayağa kaldıran bir gelişme oldu bu. Almanya'da yargılanan soykırım inkârcısı Piskopos Richard Williamson'ı aforoz etmemesi ise cidden büyük hakaretti Yahudilere.
Bir Almanya ziyareti sırasında üniversite hocalarına yaptığı konuşmada İslam peygamberinin öğretilerinin ‘kötü, insanlık dışı’ olduğunun belirtildiği bir Bizans metnine atıfta bulunmuştu. Daha sonra tabii ki özür dilemek zorunda kaldı İslam dünyasından.
Papa’nın terlikleri
2011 yılında Vatikan, Papa'nın Kahire'deki El-Ezher camisinin büyük şeyhi Muhammed Ahmed El-Tayeb'i öpmüştü. İtalyan giyim firması Benetton bu fırsatı kaçırmayarak reklam kampanyasının bir parçası olarak kullandı fotoğrafı. Elbette fotoşoplu haliyle. Papa firmayı tehdit etti. Papalığı adli bir konuya karıştırmakla eleştirilmişti bu nedenle de.
En ama en ‘büyük’ günahı ise, (tabii ki günah falan değil) göreve gelmesinden kısa bir süre sonra, Papa II. John Paul’un yıpranmış kırmızı deri terliklerini yeni Prada terliklerle değiştirmesiydi.
Sonuçta bir dinin en yüksek makamına gelmiş bir insan evladı olarak, skandallarıyla, günahlarıyla dünyaya veda etti.
İlginç bir adamdı.