Gübreye bir yılda yüzde 400 zam geldi.
Mazota yüzde 100.
Elektriğe yüzde 124.
Traktör yedek parçalarına yüzde 200-300.
Yukarıdaki oranları alt alta yazıp topladığımızda gıdada bugünü de aratacak bir enflasyona gittiğimizi net biçimde görebiliyoruz. (Böyleyken Cumhurbaşkanı Erdoğan neye dayanarak “Kurdaki köpük gibi enflasyondaki köpüğü de alacağız” dedi?)
Mesele sadece maliyeti artışları değil. Çiftçi astronomik zamlar nedeniyle gübre kullanamaz halde. Buna bağlı olarak rekoltede ciddi oranda kayıplar yaşanacak.
Gübre kullanımı ne kadar azaldı? Bu soruyu CHP’nin tarım politikaları uzmanı Milletvekili Orhan Sarıbal’a sordum. Tarımsal istatistiklerin çok yetersiz olduğunu hatırlattı, fakat farklı bölgelerdeki gözlemlerinin, tahıl ekiminde gübre kullanımında büyük düşüşler yaşandığına işaret ettiğini belirtti.
Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı Hüseyin Demirtaş da Bloomberg Businessweek dergisinden Mehmet Erdoğan Elgin’e, “Sahadan aldığımız bilgiler ciddi bir düşüş yaşanacağını gösteriyor. Bu nedenle rekolte kayıpları yaşayacağımızı söylemek şimdiden mümkün” diyordu.
Türkiye ihtiyaç duyduğu kimyasal gübrenin yaklaşık yarısını ithal ediyor, kalanı üretiyor. Ama üretimde kullanılan girdilerin neredeyse tamamının ithalatla karşılanması, aslında gübrenin yüzde 90 oranında ithal bir ürün olduğu gerçeğini ortaya koyuyor.
Gübre tarımda verimliliğin olmazsa olmazı. Üretimi yüzde 50’ye varan oranda artırıyor. Nitekim son yıllarda buğday ekilen arazilerde yaşanan dramatik azalmaya rağmen rekoltenin düşmemesi büyük oranda gübre kullanımından kaynaklanıyor.
İşte bu nedenle gübre kullanımında yaşanan sert düşüş bu yıl rekoltede dramatik kayıplara neden olacak. Bu da fiyatlara yansıyacak. Orhan Sarıbal, Mart ve Nisan’da gıda fiyatlarında korkunç artışlarla karşı karşıya kalacağımızı söylüyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da Mehmet Erdoğan Elgin’e, “Çiftçinin ekim döneminde yoğun biçimde ihtiyaç duyduğu gübreleri fiyat artışlarından dolayı yeterince kullanamaması sebebiyle 2021/2022 sezonunda buğday, arpa ve kırmızı mercimek gibi temel ürünlerde üretim açığı olabilir” diyor.
Türkiye’de gübre kullanılan asıl dönem yılın ilk altı ayı. Bu dönemde bir miktar hububat ve bakliyat ekiminin yanı sıra yazlık sebze-meyve ekiminde ve ayçiçeği, pamuk gibi sanayiye yönelik ürünlerde yoğun şekilde gübre kullanılıyor.
Bu ürünlerin ekimi önümüzdeki aylarda yapılacak. Orhan Sarıbal tahılda işin işten geçtiğini ama en azından sebze-meyve ve diğer ürünleri kurtarmak için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından toprak, ürün ve bölgelere göre planlanmış çok güçlü gübre desteği verilmesinin şart olduğunu söylüyor.
Fakat T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın böyle bir niyeti varmış gibi görünmüyor. Görünen o ki iktidar, “Rekoltesi düşen ürünü ithal edip sübvansiyonlu fiyattan iç pazara vermeye devam ederim” diye düşünüyor.
Ama bu sefer sorun derin ve yaygın. Taze sebze-meyvenin tüm çeşitlerinden ayçiçeği, pamuğa kadar onlarca üründe gübreye bağlı rekolte kayıpları kapıda.
Hazır olun, Türkiye önümüzdeki bahar aylarında başlayıp normalde fiyatların düştüğü yaz aylarında giderek keskinleşen bir zam dalgasıyla karşı karşıya kalacak.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun geçen yıl yüzde 43.8 olarak ölçtüğü gıda enflasyonu üç haneli orana yaklaşacak.