Avrupa neyinize dönün çabuk evinize. Beşiktaşlılar kızmaca darılmaca yok. Rezalettir bu

Gürel Yurttaş yazdı: Avrupa neyinize dönün çabuk evinize. Beşiktaşlılar kızmaca darılmaca yok. Rezalettir bu!

Hocaların hocası rahmetli Coşkun Özarı derdi ki; "İyi futbol iyi futbolcularla oynanır."
Beşiktaş'ta iyi futbolcular var mı, var!
Peki nerede? Kulübede!
Evet evet... Ajax maçına iyi futbolcuları yanında oturtarak başladı Giovanni van Bronckhorst.
Immobile mesela. Kenardaydı. Gencecik Mustafa ilk 11'de.
Uzun zamandır ortalıkta gözükmeyen Onana sahadaydı; Semih ve Joao Mario yedekte.
Acaba niye?
Ben bilmiyorum. Bilen varsa parmak kaldırsın!

Buna karşılık Ajax topu tüfeği ile sahadaydı.
Giovanni van Bronckhorst Hollandalı. Bizden iyi tanıyor olmalı Ajax'ı. Demek ki kendi takımından çok daha güçlü olduğunu düşünmüş olmalı ki; defansı sağlam tutmak istedi anlaşılan.

Onun için... Kadrosunda daha çok genç oyuncular bulunan Ajax, Türk futbolunu iyi tanıyan teknik direktörü Farioli'nin taktiği idi bu sanırım; sağlı sollu gelmeye başladı Beşiktaş'ın üstüne üstüne.
Top ne zaman bir Beşiktaşlı'da olsa iki futbolcuyla bastılar en az. Bir Rafa Silva bir de Gedson Fernandes'le ortadan atak başlatmaya çalıştılar, kenarlarda ise koskoca 45 dakikada sıfır çektiler. Hele Rashica, top kaybetme rekoru kıracaktı neredeyse.

16. dakikada ilk yarının en iyisi Fitz-Jim'in pasını alan Godts, ceza sahasının solundan nefis vurdu Mert Günok nefis kurtardı. Bu kez Fitz-Jim'in vurdu, top direğe çarparak auta gitti.
Bu pozisyon golün habercisiydi ama bundan Beşiktaş'ın haberi yoktu.
31. dakikada da Fitz-Jim, oluşan karambolde önüne düşen topu ağlara yolladı.
1-0 bitti ilk yarı.

Mustafa Hekimoğlu ile neden maça başladığını anlayamadığım Hollandalı hoca, ikinci yarıda hatasından döndü bana göre. Genç oyuncunun yerine Immobile'yi aldı oyuna. Gerçi kanatlar yine aynıydı ama... Giovanni van Bronckhorst'tan daha iyi bilecek halimiz yok ya. Herhalde vardır bir bildiği!
Ama ilk yarıyı kanatsız kuşun çırpınışlarına benzer şekilde geçiren Beşiktaş'ta kanatlarda yine bir değişiklik olmamıştı. Hadi öbür kanatta Svensson'un önünde bal yapmayan arı Rashica vardı da, solda Masuaku tek başınaydı.

Zaten korkulan da oldu. Bernard Traore'nin pasına Marcel Godts topu ağlara yollamakta gecikmedi: 2-0. Hemen peşinden Traore'nin de bir şutu direkten döndü iyi mi! Ardından Traore'nin bir şutunu da Mert iki hamlede kurtardı.

Hepimiz gibi hocamız da kenarda dur bakalım ne olacak diye maçı izlerken 55'te de Taylor yolladı topu ağlara. O sırada hocamız yardımcısıyla tartışıyordu kenarda. Hollanda televizyonuna da ilginç gelmiş olacak ki bu görüntüyü getirdi ekrana.

Ve hala Semih yedekteydi, Joao Mario da.
Semih 63'te girdi nihayet. Ama gole ihtiyacın varken Rafa Silva çıktı iyi mi.
Onana'nın yerine de yine aynı görevi yapacak olan Ndour girdi. Sistemden taviz yoktu yani. Artık Maradona'yı alsan ne olur. Atı alan Üsküdar'ı çoktaan geçmişti.
Bu sırada Farioli üst üste oyuncu değiştiriyordu. Bir de Weghorst'u aldı üstüne. 3-0'da yetmiyor muydu ne?

Yetmiyormuş! 73'te bir kez daha Marcel Godts çıktı sahneye durumu yaptı 4-0.
80. dakikada Al Musrati sakatlandı. O dakikaya kadar pek hatalı pası olmadı! Ayağına her gelen topu en yakınındakine genellikle de gerisindekine öyle güzel verdi ki! Fasulyeden oyuna alınan çocuklar gibi yani! Yerine Salih girdi.

Avrupa Avrupa diye yırtıp durun kendinizi, gidince de bakın şu düştüğünüz hale.
En iyisi geçmeyin Edirne'den öteye.
Hiç değilse böyle rezillikleri görmeyiz.
Gelin hadi! "Avrupa neyimize dönelim evimize" diye diye... Bekliyoruz sizi ülkemizin ligine.

Spor Haberleri