Lider Beşiktaş ile arasındaki puan farkını kapamaya uğraşan Galatasaray, Kayserispor deplasmanına mutlak 3 puan parolasıyla çıktı. Zaten 2 haftadır puan kaybı yaşayan Terim’in öğrencilerinin 1 puan kaybına daha tahammülü yoktu. Ancak karşılarında da Hatay deplasmanında oynadığı futbol ve aldığı 3 puanla dikkat çeken bir Kayserispor vardı.
Konuk takım maça baskılı ve istekli başlamak istedi. Ancak Sivasspor maçındaki yüksek tempo ve oyun akışkanlığı pek yoktu. Kayserispor ise oyunu sahasında kabul ediyor ve kontra fırsatlar arıyordu. Galatasaray adına benim en dikkatimi çeken konu, sarı kırmızılı oyuncuların zeminle arasında yaşanan sıkıntıydı. Kayarak dengesini kaybeden, pasın şiddetini ayarlamakta zorlanan oyuncuların yaşadığı bu sorun sanırım krampon seçimlerinden kaynaklıydı.
İlk yarıda Luyindama’nın yaptığı pas hatası az daha çok pahalıya mal oluyordu. Galatasaray adına o topun Lennon yerine Henrique’nin önünde kalması pozisyonun ucuz atlatılmasını sağladı. Galatasaray kapanan rakibine karşı beklerini çok iyi kullandı. Saracchi ve Yedlin’in dinamizmi, biraz düşük tempoda kalan Galatasaray orta sahasının defolarını da ustaca gizledi. Gedson Fernandes henüz hazır değil, Emre Akbaba 4 maç sonra ilk defa kadrodaydı. Orta sahada bütün yük de Taylan’a kalıyordu. Hal böyle olunca Galatasaray rakibini açmak için beklerin dinamizmine bel bağladı. Bekler de işlerini en iyi şekilde yaptı. Saracchi’nin ortasında Falcao’nun golüyle ilk yarının son dakikalarında perde açıldı.
Kapanan rakibini belki tam kapasiteyle oynayabilse Gedson Fernandes ile kotarabilecek Galatasaray, bütün hikayeyi sahadaki 2 bek oyuncusu üzerinden yazdı. Sağda Yedlin, solda Saracchi, yüksek tempoları, boş koşuları, sıfıra inip orta yapmaları, arkadaşlarına yaptıkları servisleriyle fark yarattı. Ayrıca kapanan tüm rakiplerini de bu ikiliyle zorlayacağını net şekilde gösterdi. Bence maçın adamı da Saracchi’ydi.
İkinci yarıda Kayserispor biraz daha öne çıkarak başladı ancak hücum aksiyonlarını hep Lennon üzerinden şekillendirmeye çalışan ev sahibi ekip, son tercihlerde basit hatalar yapınca golü bir türlü bulamadı. Kayserispor, Lennon’ın getirip diğerlerinin heba etmesine 67 dakika tahammül edebildi. Sırtı dönük top alma becerisiyle öne çıkan Luckassen’İn sahadaki varlığı, atılacak uzun topları direkt Lennon’ın önüne servis etmekti. Bunu da aslında bir kaç defa başardı ancak Kayserispor bu sayılı anlardan golü çıkartamadı.
Kayserispor’un bu hamlesine Galatasaray tek forvete dönerek yanıt verdi. Zira maça Muhammed - Falcao ileri ikilisiyle, tipik 4-1-3-2 düzeninde başlamışlardı. Muhammed yerini boş alanları iyi kullanan Onyekuru’ya bıraktı. Aslında Galatasaray maçı bu değişiklikle kazanmıştı. Kondüsyonu yetersiz Emre Akbaba’nın yerine de Kerem oyuna dahil oldu. Bu arada Emre Akbaba, Belhanda’nın sürpriz gidişinden sonraki ilk maçta onun yapmadılarını yaptı. Her kenar ortasında ceza sahasına sürpriz koşular yaptı, topla buluştu, kafa vurdu, ayağını soktu. Rakip savunma hattına karşılık sayısal üstünlük kurabilmek ve savunma organizasyonunu bozmak adına elinden geleni yaptı. Bu yönüyle günün iyilierinden biri olduğunu düşünüyorum.
Yaptığı 2 değişiklikle boş alanları daha iyi kullanmaya meyleden Galatasaray, 75’te yaptığı değişiklikle yorulan Gedson Fernandes yerine Feghouli’yi oyuna aldı ve Fatih Terim, Cezayirli futbolcuyu 10 numara mevkinde görevlendirdi. Bu değişiklikle beraber Galatasaray hücumda santrfor olarak 1 eksilmiş ama orta saha oyuncusu olarak 2 artmıştı. Kayserispor için risk almaktan başka seçenek kalmamıştı. Geride bıraktıkları alanlar onlar için giderek daha da büyük tehlikelere gebeydi ve sahada o boşlukları doldurmakta uzman bir oyuncu, Onyekuru vardı. Zaten Onyekuru da attığı 2 golle cezayı fazlasıyla kesti.
Son tahlilde 2 maçtır kayıp yaşayan Galatasaray, Kayseri’den 3 puanla döndü ve zirve takibini sürdürdü. Ev sahibi Kayserispor ise üst üste aldığı Rizespor ve Hatay galibiyetlerinden sonra mağlubiyetle yine tanışmış oldu.