Altı muhalefet liderinin bir masa etrafında buluşup ülke sorunlarına ortak çözüm arayışları siyaset açısından önemli bir dönüm noktasıdır.
Liderlerin birlikte verdikleri fotoğraf muhalefette iktidar değişikliği umudunu, iktidarda ise kaybetme kaygısını artırmış durumdadır. İktidarın “masada yoktu ama masanın altındaydı, HDP de o masadaydı” diye feryat etmesi de bu toplantının ne kadar değerli ve etkili olduğunu gösteriyor.
Altı siyasi parti liderinin, bir masa etrafında bir araya gelebilmeleri, karşılıklı saygı, güler yüz, hoşgörü ve diyalog içinde ülke sorularını konuşmaları bile başlı başına bir kazanımdır.
Türkiye’de siyasetin nezaket ve zarafet içinde, karşısındakini düşman, vatan haini, terörist ilân etmeden de yapılabileceğini göstermesi gelecek açısından çok önemli bir başlangıçtır. Toplum, kesintisiz bir şekilde yirmi yıldır kavgacı bir dille muhalefeti yok sayan, muhalefet liderlerini ve partilerini düşmanlaştıran, toplumu ikiye bölüp kutuplaştıran, ötekileştiren, hiçbir şey bulamazsa tarihle kavga eden, onu da bulamazsa gölgesiyle kavgaya tutuşan siyaset söyleminden bıktı, yoruldu.
Bu nedenle liderlerin tebessümle, güler yüzle verdikleri ortak fotoğraf toplumda hak ettiği desteği buldu ve umut verdi.
Bu toplantı, kavga yerine barışın, hakaret yerine nezaketin, kutuplaşma yerine kucaklaşmanın, ayrışma yerine işbirliğinin, sorun üretmek yerine çözüm üretmenin önemini ortaya koydu.
Liderlerin toplantısından sonra açıklanan ortak metin bir yandan Türkiye’nin temel sorunlarını bir yandan çözüm önerilerini içeren koalisyon bildirisi niteliğindeydi.
Liderlerin, etkin ve katılımcı bir yasama, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim tarafsız ve bağımsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü. demokratik, adil bir sistem inşa etme kararlılığı içinde olduklarını ilân etmeleri siyasette artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının işaretidir. Altı muhalefet partisi iktidara karşı ciddi bir alternatif yaratmıştır. İktidarı kaygılandıran da budur.
Ortak metinde dikkat çeken bir yön de Türkiye’nin bütün sorunlarının istişare ve uzlaşı içinde çözülebileceğine vurgu yapılmasıdır.
Metindeki şu ifade o masada olan ve olmayan bütün toplum kesimlerini kapsayan, kucaklayan bir yaklaşımı yansıtıyor:
“Türkiye'nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber “biz” düşüncesini, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş olarak gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye'yi inşa etmektir.”
Türkiye’nin ihtiyacı olan alternatif siyaset dili ve modeli artık sahneye çıkmış durumdadır.
Bu nedenle altı partinin oluşturduğu bu zemin “armudun sapı üzümün çöpü” denilerek tahrip edilmemelidir.
6’lı masaya kurulduğu andan itibaren yöneltilen en yoğun eleştiri “bu masada HDP niye yok, HDP yok sayılıyor” eleştirisiydi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “masa, sadece güçlendirilmiş parlamenter sistem için ilkeleri belirleme çalışması yapan partilerin toplantısıydı” açıklamasını yaptıysa da eleştirilerin arkası kesilmedi.
Oysa Kılıçdaroğlu gerçeği ifade ediyordu. Bu toplantı altı partinin genel başkan yardımcılarının 4 aydır sürdürdükleri çalışma sonrasında kaleme aldıkları Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş metninin aynı altı partinin liderleri tarafından değerlendirilmesi için yapıldı.
Ayrıca HDP, Millet İttifakı içinde yer almayacağını açıklamış bir parti olarak o masada yer almak için bir talepte de bulunmadı.
Kaldı ki HDP’nin o masada ve Millet İttifakı içinde yer almaması muhalefet açısından yer almasından daha etkili ve daha yararlıdır.
İki nedenle:
Birincisi, “HDP niye bu partilerle aynı ittifakı giriyor” gerekçesiyle bir kesim HDP’linin oy vermemesini veya sandığa gitmemesini veya “HDP’nin bu İttifak’ta ne işi var” diyerek İttifak tabanından bir kesimin oy vermemesini veya sandığa gitmemesini önleyecek olmasıdır.
İkincisi, iktidarın Millet İttifakı’nı dağıtmak için kullandığı HDP kozunu elinden alacak olmasıdır.
Bu iki gerekçeyle HDP’nin ayrı bir ittifak oluşturması, muhalefetin toplam oylarını artırması ve iktidarın HDP üzerinden Millet İttifakı’na yüklenmesini önlemesi bakımından sonuçta muhalefet için daha etkili ve daha faydalıdır.
Bugün Türkiye’nin sorunlarının çözülmesi için öncelikli olarak demokratik, laik, hukuk devleti niteliklerinin yeniden inşa edilmesi ön koşuldur.
Bu sağlanmadan ekonomik, sosyal ve hukuksal sorunların çözülmesi mümkün değildir.