Dünün ekonomideki en önemli olayına, yani Merkez Bankası’nın faiz indirimine dair sosyal medyada yeterince değerlendirme okuduğunuz düşüncesiyle bu yazıda dünün ikinci en önemli olayına odaklanacağım. Anayasa Mahkemesi’nin, Fiyat İstikrarı Komitesi Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ni Anayasa'ya aykırılık gerekçesiyle iptal etmesine. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin doğrulukları haşa sorgulanamayacak Cumhurbaşkanlığı kararlarından birini iptal etme cesaretini bulması başlı başına ilginç.
Önce Fiyat İstikrarı Komitesi hakkında kısa bilgi vereyim. Eskiden, eskiden dediğim, Ali Babacan, Mehmet Şimşek’in dönemlerinde Finansal İstikrar Komitesi vardı. Finansal İstikrar Komitesi’nin amacı, ekonomi yönetiminde farklı bakanlıklar, birimler arasında koordinasyonu sağlamaktı. 2018’deki başkanlık seçimleri sonrasında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı üstlenen Berat Albayrak, Finansal İstikrar Komitesi’ni Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi yaptı. Kısa ismi olan Fikko’yla bilinen komitenin o dönemde para politikasının belirlenmesinde üst karar organı olarak çalıştığı, yani bazı işlevleri bakımından Merkez Bankası’nın yerine geçtiği ortadaydı.
Berat Albayrak’ın istifası sonrasında Hazine ve Maliye Bakanlığını üstlenen Lütfi Elvan döneminde ismi tekrar Finansal İstikrar Komitesi’ne çevrildi. Merkez Bankası da zaten yeni başkanı Naci Ağbal’la tekrar bağımsız hareket etmeye başlamıştı.
Ama AKP iktidarı ekonomideki kızıl elmasından, yani Merkez Bankası ile para politikasını da Saray’a bağlama ülküsünden vazgeçmemişti. Naci Ağbal’ın Merkez Bankası başkanlığından apar topar alınması sonrasında bu sefer Cumhurbaşkanlığı kararıyla Fiyat İstikrarı Komitesi kuruldu. Komitenin bizzat adı, fiyat istikrarının sağlanmasında esas makam olacağını ilan ediyordu. Oysa fiyat istikrarını sağlama görevi yasayla Merkez Bankası’na verilmişti. Merkez Bankası kendi internet sitesinde temel görevini şöyle tanımlıyor: “Merkez Bankasının temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır.” Merkez Bankası Kanunu'nda da "Banka, fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla Hükûmetin büyüme ve istihdam politikalarını destekler" ifadesi yer alıyor.
Fiyat İstikrarı Komitesi toplantılardan bizzat Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati tarafından son dönemde paylaşılan karelerde Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ya bulunmuyor ya da üvey evlat gibi en kenarda oturuyordu. Nebati Merkez Bankası’nın önemini yitirmesini “Politika faizini önemsizleştirdik” diye açıklamıştı.
Anayasa Mahkemesi işte dün bu Komite’yi, anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. İptal nedeni, Anayasa’nın “Kanunla düzenlenmesi gereken konularda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılamaz” hükmüydü. Aslında bu bir hukuk skandalı. Bu kadar önem atfedilen bir komitenin hukuki statüsüne ilişkin bu kadar fahiş bir hata yapılmasına skandal demeyeceğiz de ne diyeceğiz? Komitenin hangi hukuki temele dayanarak kurulacağı yanlış hesap edilince alınan kararlarla ilgili en baştan hukuken sakat bir durum oluşturuldu.
Ama iptal kararıyla ilgili en önemli detay, Anayasa Mahkemesi’nin buna cesaret edebilmiş olması. Normalde Anayasa Mahkemesi iptal kararını almamak adına yorumlarla bir açık kapı bulup CHP’nin başvurusunu reddedebilirdi. Mahkeme maliyeti ve etkisi çok yüksek olmayan bir konuda kitaba uygun hareket ederek aslında bir mesaj verdi. Seçim yaklaştıkça hukuka aykırılığı çok açık konularda artık eğip bükmeyeceği, hukuki karar vereceği mesajı.
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararında çeşitli yerlerde çıkan, benim de önceki gün yazdığım, Meclis çoğunluğunun yitirilmesi durumunda cumhurbaşkanının yoluna herhangi bir sıkıntı yaşamadan devam etmesini sağlayacak hukuki düzenleme hazırlığı da etkili olmuş olabilir. Ankara’da parlamentoyu tümüyle devre dışı bırakacak bir sistem üzerinde çalıştığı konuşuluyor. Anayasa Mahkemesi iptal kararını yorumlayan bir kaynağım, “Acaba bu çabalara bir meydan okuma mı?” diye soruyordu.