“Bütün evren semah döner
Aşkından güneşler yanar
Aslına ermektir hüner
Beş vakitle avunmayız”
Aşık Hüdai (1940-23 Kasım 2001)
Son günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı toplum mühendisliği çalışmalarına hız verdi. Amaç çok net: Alevileri bölerek başkalaştırmak ve bölmek.
Adamlar harıl harıl çalışıyor!
Bir yandan Alevi köylerinde muhtarlar ve cemevi yöneticilerini örtülü bir şekilde himayelerine alıyorlar. Diğer yandan yaptıkları tüm çalışmalarını aleni yapıyormuş havası vermek için Türkiye’deki tüm cemevlerine yazı göndererek görüşme talep ediyorlar.
Bu bir ele geçirme operasyonudur.
BU CEMEVİ BAŞKANLIĞI NEDEN KURULDU?
Tüm hukuk kanalların tıkanması sonucu, Türkiye’de din ve inanç özgürlüğü olmadığı için 2017 yılında Cem Vakfı tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruldu. Mahkeme, Cem Vakfı’nı haklı bularak Türkiye aleyhine dava açtı. Yapılan duruşmada oy birliğiyle Türkiye mahkum edildi. Ve oybirliği ile alınan karar, cemevlerine yasal statü verilmesi ve zorunlu din derslerinin kaldırılmasına yönelikti.
ALEVİLERİN GAZINI ALMA OPERASYONU
AİHM’in bu kararından sonra AKP-MHP iktidarı ne yaptı?
Aleviliği inanç olarak görmediği için yasak savmacı bir tutumla aklı sıra AİHM’i aldatmaya çalıştı. İlkin Erdoğan Alevilere “Eğer Müslüman iseniz, Müslümanların ibadet yeri camidir” diyerek aşağıladı. Sonra ne düşündüyse “Alevi Çalıştayları” başlattı. Bu bir nabız yoklaması ve gaz alma operasyonu idi. Bu çalıştaylardan çıkardığı sonuçla Kasım 2022’de Kültür Bakanlığı’na bağlı Cemevi başkanlığını kurdurdu. Lakin Avrupa bu sahteliği de yutmadı.
Aslında Alevilik hükümetin değil, devletin sorunudur. Bu sorunun çözümünün önündeki en büyük engel ise Anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı denen Alevilik düşmanı vahabi selefi organizasyondur.
Nitekim, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 2023 Kasım ayındaki toplantısında "Devlet yetkililerinin Alevi topluluğuna, Alevilerin dini uygulamalarına ve ibadet yerlerine yönelik tutumu, Devletin tarafsızlık ve eşit mesafelilik yükümlülüğüne ve dini toplulukların özerk olarak var olma hakkına aykırı" diyerek, Türkiye hükümetini yeniden uyardı.
CEMEVİ BAŞKANLIĞI HIZ KESMİYOR
Buna rağmen bu cemevi başkanlığı hız kesmeden avcılığa devam etti. Avladığı kırsaldaki bazı cemevi yöneticileri ve köy muhtarlarından aldığı güçle şimdi de kentlerdeki cemevlerine dadandı.
Siyasi iktidar kendi “Alevisini” yaratmak için bu başkanlığın başına Alevi kökenli, siyasal İslamcı, ülkücü Alirıza Özdemir’i atadı. Alevi kimlikli bir asimilatör aracılığıyla amacına daha hızlı ereceğini hedefledi. Ne yazık ki işler planladıkları gibi gidiyor. Türlü vaatlerle cemevi yöneticilerini kandırarak himayelerine alıyorlar. Bunların ısrarcı oldukları da bir gerçek.
Bugünlerde İstanbul’daki cemevleriyle görüşmeye çalışıyorlar. Görüşen var mı? Var. Bildiğim kadarıyla Cem Vakfı, Nurtepe Cemevi, İstanbul Cemevi Eğitim ve Kültür Vakfı görüştü.
Tüm Alevi federasyonları ve Cem Vakfı Onursal Başkanı Sayın İzzettin Doğan bu başkanlığın topluma zarar vereceğine dikkat çekmesine rağmen görüşüyorlar.
Alevi toplumu, bu bölücü kurum temsilcileri ile görüşen cemevi yöneticilere tepkili olduğu da bir gerçek.
“ALEVİ AKSİKLOPEDİSİ” SİYASAL İSLAMCILAR’IN ELİNDE
Bu ucube cemevi başkanlığı bir de “Alevi Ansiklopedisi” için kolları sıvamış. Ne gariptir ki kadrosunda Alevi bilim insanı yok. Kim var? Sünni akademisyenler, ilahiyatçı, siyasal İslamcı ve Türkçüler var! Bunlar Aleviliği ne kadar biliyor acaba? Bunlar Aleviliği değil de hinliği iyi biliyor. (Alevi Prof. Ali Yaman bile bunların hinliğini fark edip yuvayı terk etti!..) Çok net, Aleviliği doğru yazmayacaklar. Sinsi emelli bu şahsiyetler, Emevi Müslümanlığı’nın ışığında Sünni bakış açısıyla çarpıtılmış bir “Alevilik” yazacaklar.
Görünen köy kılavuz istemez!
Başka bir beklenti içinde olan Alevi de yok zaten.
Demokratik Alevi hareketine sormak isterim. Devletin tüm olanaklarını kullanarak Alevileri bölmeye çalışan bu ucube başkanlığa karşı, sadece bir yazılı açıklama yapmakla mı yetineceksiniz? Alevi STK’ların bu ceberut başkanlığa karşı bir mücadele hazırlığı var mıdır, yok mudur? Bu bozgunculara karşı mücadelede nasıl bir yol ve yöntem izleyecekler?
CEMEVLERİ BİR BİR ELDEN GİDİYOR
“Alevi çatı örgütüyüm” diyen federasyonların bazı şubelerinin bile bu ucube başkanlığa teslim olması şaşırtıcı. Demek ki federasyonların yönetim kadroları şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Neden, nerede hata yapıyoruz? diye..
Cemevleri bir bir elden gidiyor! Böyle devam ederse toplumsal birliktelik büyük zarar görür. Önemli bilimsel çalışmalara başlayan Alevi örgütleri, eğer bir önlem alamazsa; cemevlerini ilahiyatçı, siyasal İslamcılara kaptırarak varlık sebeplerini ortadan kaldırır.
Bu ucube başkanlığın yöneticileri cami duvarını seviyor sevmesine lakin Alevi Dedeleri ve Alevi hareketinin öncüleri, aydınları, akademisyenleri bu tehlikeyi ne denli görebiliyor; bunu zaman gösterecek bize…
Hakk’tan hayırlısı!