Millet İttifakı’nın Altılı Masa’da eksilmeden yola devam ediyor olmasının, muhalif seçmende yarattığı heyecanı görmeyen göz, duymayan kulak kalmadı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2-6 Mart tarihleri arasında verdiği Millet İttifakı “molasına” nokta koydu. “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganı etrafında Cumhurbaşkanı Adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında hizalandı.
Bu slogan da aynen Ekrem İmamoğlu’nun İBB Başkanlığı seçim kampanyasında kullanılan “Her şey çok güzel olacak” sloganı gibi hayatın içinden çıktı.
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin oluşturduğu “Altılı Masa”, 12 Şubat 2022'den bu yana 13 toplantıyı geride bıraktı; cumhurbaşkanı adayının açıklanması ise sona kaldı.
Merkez Bankası’na “128 milyar nerede?” sorusu yönelten Altılı Masa bileşenleri; Hazine’ye yük oluşturan kamu özel işbirliği (KÖİ) projeleri, yolsuzluklar, kamu ihalelerinin AKP’nin “seçilmiş şirketlerine” akması, liyakatsizlik, eş-dost kapitalizmi eleştirilerini sürdürdüler.
9 ana, 75 alt başlıkta 30 Ocak’ta kamuoyuna açıklanan “Ortak Mutabakat Metni”; afet yönetiminden iklim değişikliğine, ekonomik güçlenmeden hukukun üstünlüğüne, devletin kurumsal yapısının güçlenmesinden, yolsuzlukların araştırılmasına kadar 2 bin 500 maddeyi içeriyor.
Bu süreçte siyaset dışı kimlikler; Kılıçdaroğlu’nu hedef aldılar. Mermi gönderdiler, şehit cenazesinde linç girişiminde bulundular…
Dün katıldığı TV programlarında Kılıçdaroğlu’na yönelik suikast planları olduğuna dair duyumları olduğunu söyleyen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı ve CHP üyesi Alaattin Aldemir, seçim güvenliğine dikkat çekerek “Gerekirse kendimiz öleceğiz, Kılıçdaroğlu etrafında etten duvar öreceğiz” dedi.
Halk TV’de “İsmail Küçükaya ile Yeni Bir Sabah” programına katılan Aldemir, uğradığı bir suikast sonucu 30 Aralık’ta öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’i hatırlatarak, “Devlet görevlilerini önlem alma” çağrısı yaptı.
MHP’den CHP’ye geçen Aldemir’in kaygısı bir anda ortaya çıkan gelişmelere işaret etmiyor.
Kılıçdaroğlu’nun 7 Mart’ta Meclis Grubu’na veda konuşmasında, “Öleceksek bu vatana aşkımızdan öleceğiz” vurgusu kirli odakların devrede olduğu izlenimi veriyor.
17 Ocak 2023 tarihli CHP Meclis Grubu konuşmasında Kılıçdaroğlu’nun siyasi suikast girişimlerine dikkat çeken konuşmasını hatırlayalım: “Paramiliter artıklar daha büyük resmin sadece bir parçası. Halkımızdan çalınan çok büyük para. Bu parayı çalan 5’li çeteler var. Bu arada 5’li çete kod ismi, bunlar binlerce… Devletin hazinesinden ne kadar çaldılar? Kuruşu kuruşuna hesapladık. Çetelerin, mafya artıklarının, uyuşturucuların çaldıkları para 418 milyar dolar. Bunu tahsil edeceğiz ve alacağız. Önce benimle konuşmak istediler. Kapıyı yüzlerine kapadım. Bunları yöneten merkezleri var. Her türlü operasyona başvurdular. Bay Kemal asla ve asla yolundan dönmez. Son aşamaya geldik; silah ve suikast tehditlerini yapıyorlar. Uzun zamandır yapıyorlar; be gafiller, be çakallar, be mübdezeller siz mi beni korkutacaksınız? Hodri meydan… Hayatınız boyunca görüp göreceğiniz en büyük kabus olmaya devam edeceğim. Eğer bana bir şey olursa halkıma emanetimdir o 418 milyarı siz tahsil edeceksiniz. Bu ülkenin doğmamış çocuklarının parasıdır o para. Her kuruşunu 85 milyona tahsil edeceksiniz.”
Kılıçdaroğlu’nun ifadelerinden de anlaşılacağı gibi CHP, “randevu” taleplerini boşa çıkarmış.
Orta Sayfa programında yorumcularından Murat Yetkin, Kılıçdaroğlu'nun '5'li çete' olarak kamuoyuna açıkladığı şirketlerin CHP ve İYİ Parti yönetimiyle görüşmek için sıraya girdiğini öne sürdü ki; bu iddiayı benim gibi yolu siyasi kulislerden (dedikodulardan değil) geçen birçok gazeteci, iş insanı, siyasetçi ilk kez duymadı.
Türkiye’de siyaset ve iş dünyası ilişkilerinin tarihine bakarsak; politika yapıcıları etkileme girişiminin yabancısı olmadığımızı söyleyebilirim.
Halk TV’nin “Nasıl Olacak” programında 418 milyar doları tahsil edeceğine dair açıklamaların bazı kesimleri rahatsız edebileceğini ve 30 Eylül 2021 tarihli yazımı da hatırlatarak, “5’li çete” nin İYİ Parti’yle ilişki kurduğu yolunda; yer ve tarih bilgileriyle bana iletilen duyumu aktardım.
Aynı programa katılan yorumcularla 418 milyar doların siyasi iklime etkilerini değerlendirdiğimiz dakikalarda Kılıçdaroğlu twitter hesabından, “418 milyar dolar ile ilgili çok kararlı olduğumun tekrar altını çizmek isterim. Her kuruşu bu milletin insanlarına geri verilecek. Kim olduğunuz, nasıl düşündüğünüz, kime oy verdiğinizin hiçbir önemi yok; bu para sizin, hakkınızı alacaksınız” mesajını paylaştı.
Sosyal medyada adının geçirilmesi üzerine İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Koray Aydın, twitter hesabından yaptığı paylaşımda kendisine yönelik iddialara şu yanıtı verdi:
"Karanlık odaklar tarafından, şahsımı ve İyi Parti'yi karalamak amacıyla basın ve sosyal medyaya servis edilen "Beşli Çete" temsilcisi ile görüştüğüm yönündeki iddialar, alçakça bir iftiradır ve gerçek dışıdır. Bu iftirayı atan ve yayanlar hakkında yargıda hesabı sorulacaktır. 'Beşli Çete' kavramını ilk kez ortaya atan ve Türk kamuoyuna mal eden İYİ Parti ve cesur liderimiz Sayın Meral Akşener'dir. Türk milleti emin olsun, İYİ Parti iktidarında "Beşli Çete" den, ülkemizin kaynaklarını yağmalayanlardan ve yolsuzluk yapanlardan mutlaka hesap sorulacaktır."
İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz’ın, Diken’den Altan Sancar’a yaptığı açıklamaları da anımsayalım…
İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz’ın “Devlette devamlılık esastır” diyerek iktidara yakın şirketlere verilen ihale ve projelerin iptal edilemeyeceği açıklaması sorulan Poyraz, “Tam bir buçuk yıl önce katıldığım bir programda CHP’nin kıymetli yetkilileri ‘Kamulaştıracağız’ demişlerdi. Bu cümle üzerine ‘Sanıyorum Cumhuriyet Halk Partisi’nin kıymetli yetkilileri, vatandaşın ve kamuoyunun anlayacağı dilde bunu söylemeyi tercih ettiler’ demiştim. Zira hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerini savunan İyi Parti olarak, iç ve uluslararası hukuka aykırı bir eylem ve faaliyeti biz uygulamayız, bunu meşrulaştıramayız.” Yanıtı vermişti.
Aradan geçen zamanda Kılıçdaroğlu, seçim sonrasını beklemeden partisinin raporladığı 418 milyar dolarlık kamu zararına yol açan işlemler dosyasını kamu bütçelerini denetleyen yargı organı Sayıştay ile paylaşacağını açıkladı.
Fatih Altaylı'nın dün akşam “Teke Tek” programında açıklamalar yapan Akşener, 2 Mart'ta imzaladığı ortak mutabakatın hemen ertesi günü Altılı Masa’ya karşı aldığı tutumunu, “Sert konuşuyorum. Geçmişimizden getirdiğimiz sabitelerimiz var” diyerek ailesinde edindiği siyasi kültüre bağladı.
Altaylı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile anlaştığı iddialarına ilişkin sorusuna “Kendimi kirli hissettim. Bu milletin imkanları ile okudum. Sıradan köy kızı, öğretmeni parlak bulmuş; İzmit’in merkezine gelmiş okumuşum. Üniversite okumuşum. Ben borçluyum. Makyavelist olsaydım kurucu olduğum partiden niye ayrılayım? Tuğrul Bey (Türkeş) ile bana başbakan yardımcılığı teklif edildi, kabul etmedim. Maaşımdan başka tek gelirim olmadı. Tayyip Bey'le gizli saklı hiçbir görüşmem olmadı.” yanıtı verdi.
Koray Aydın’ın 5’li çete ile görüştüğü iddialarına ise “Yeni duydum. Koray Bey iş insanı Kendisi ile görüşeceğim…” dedikten sonra Aydın’ın ekonomik manada birisi ile görüşmeyeceğine kefil oldu.
Akşener’e buradan soruyorum: “Altaylı’ya yanıt verirken Aydın’ın konumunu anlatmaya “İş adamı” diye başladınız. Cümleniz yarım kaldı, nasıl tamamlarsınız… Kılıçdaroğlu 5’li çetenin kendisi ile görüşmek için aracılar gönderdiğini ve bunları geri çevirdiğini anlatıyor. Sizinle de ilişki kurma çabaları oldu mu? Olsaydı nasıl bakardınız?”
Akşener’in asıl olarak vurguladığı konu açıktı: Tayyip Erdoğan’ın kişiliğinden bağımsız olarak “ucube sisteme” karşı olduğunu ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için var gücüyle çalışacaklarını söyledi.
Millet İttifakı’nı oluşturan her bir partinin kamu zararı oluşturan milyar doların peşine düşmek boynunun borcu; kirli oyunları deşifre etmekte…