AKP içinde ekonomiyle ilgili rahatsızlık büyüyor

Derinleşen ekonomik kriz nedeniyle AKP içindeki rahatsızlıklar kamuoyuna yansımaya başladı. Barış Soydan AKP içindeki huzursuzlukları yazdı...

AKP içinde kaynamadan ilk söz edenlerden biri sanırım bendim. Geçen ay bu köşede “Binali Yıldırım’ın da aralarında olduğu bir grup, ekonominin gidişatına ve seçimlerin kaderine ilişkin ciddi endişeler taşıyor. Bu grup hem parti merkezi hem teşkilatlarda hakim görüşü temsil ediyor” diye yazmıştım. Geçtiğimiz günlerde iktidar partisi içindeki kaynamaya ilişkin yeni işaretler ortaya çıktı.

Bunlardan biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en yakın isimlerden Metin Külünk’ün ekonomi yönetimine sert eleştirisiydi. Külünk şöyle dedi: Kalkınma göstergelerinin en önemlileri halkın mutluluğu ve refah seviyesidir. Özellikle dar gelir grubu ve orta sınıfın refahı ekonomi yönetiminde temele oturtulmalıdır. Ekonomi bürokratlarının ne hikmetse ilgisini çekmeyen bu alana acilen dokunulmalıdır.

Aynı günlerde iktidara yakın Yeni Şafak gazetesi, Kadir Topbaş'ın ardından 1.5 yıl İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Mevlüt Uysal'ı çok ciddi ithamlarla hedef aldı. Yeni Şafak’a göre Uysal, iş takipçiliği yapıyor, bazı şirketlere imtiyaz sağlıyor, adrese teslim ihaleler yaptırıyordu.

Bunlar herkesin gözü önünde yaşanan gelişmeler. Gelelim perde arkasındakilere… Tıpkı Binali Yıldırım gibi partinin ağır topları arasında yer alan Hayati Yazıcı’nın da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ekonominin içinde bulunduğu duruma dair endişelerini aktarmaya çalıştığı, “Acil bir şeyler yapma ihtiyacı var” dediği iddia ediliyor. Kulislerde konuşulanlara göre Erdoğan, Yazıcı’ya işlerin rayına gireceği, az kaldığı cevabını vermiş.

Binali Yıldırım’ın ekonomiyle ilgili eleştirilerini Metin Külünk’ten farklı olarak yüksek sesli olmadan dile getirmeye devam ettiği, “Gençler ve şehirlerde oy kaybımız ortada, dengeli gitmemiz ve merkezi hedeflememiz lazım, yoksa İyi Parti tahminimizden daha fazla oy koparabilir” dediği de söyleniyor.

AKP içinde umutsuzluğun arttığına dair de ilginç bazı işaretler var. Bunlardan biri, eski Maliye Bakanı ve eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın enerji sektöründe faaliyet gösteren Aksa şirketinin yönetim kurulu başkan yardımcısı olması. Ağbal’la ilgili ilginç bir gelişme daha var, Ankara’dan ayrılarak İstanbul’a yerleştiği de konuşuluyor.

Malum, Ağbal 2020 Kasımında Merkez Bankası başkanlığına atanmış ama arka arkaya yaptığı faiz artırımlarından sonra apar topar görevden alınmıştı. Faizde gaza basmasının Erdoğan’ı kızdırdığı söyleniyordu. Nitekim Merkez Bankası’ndan ayrıldıktan sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda müşavir pozisyonuna atandı. Bu görevlendirme eski Merkez Bankası başkanlarıyla ilgili teamüllere uymuyordu ve ağır bir tenzili rütbe olarak değerlendirilmişti…

Son olarak AKP’nin ileri gelenlerinden biriyle ilgili ilginç bir gelişme... Partide zaman zaman etkili görevler alan siyasetçinin son dönemde Ankara’daki gayrimenkullerini elden çıkardığı söyleniyor. Buna dair, hem de parti içinde yapılan ilginç bir yorum var: “Abi kaçıyorlar” Bu bir yakıştırma olabilir. Ama parti tabanındaki psikolojiyi göstermesi açısından hayli ilginç bir yakıştırma…

Türkiye Haberleri