ID İletişimin kurucu ortağı olan ve ünlü oyuncuların menajerliğini yapan Ayşe Barım, sektörde tekelleşmeye sebep olduğu iddialarıyla gündeme gelmiş, kendisine karşı çıkan oyuncuları piyasadan uzaklaştırdığı öne sürülmüştü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barım hakkında sosyal medya platformlarında yer alan paylaşımlar ve haberlerdeki iddiaları ihbar kabul ederek resen soruşturma başlatmış ve bu kapsamda Barım'a yurt dışına çıkış yasağı koymuştu. Yaşanan bu gelişmelerden sonra birçok oyuncu konu ile ilgili açıklama yaptı.
Yalı Çapkını dizisinde İfakat karakterine hayat veren Gülçin Santırcıoğlu da konu ile ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yayınladı. Santırcıoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"İKİNCİ LİG OYUNCUSU OLMAKLA EŞ DEĞER"
"Bu sektörde inanın tamamen hakkıyla var olan ve aldığı parayı tırnaklarıyla kazıyan yüzlerce kamera önü ve arkası insanla çalıştım. Aslında bence çoğunluk bu insanlardan ibaret. Tekelleşme yok mu? Elbette var. Ayşe Barım dışında bir menajerle çalışmak kafadan ikinci lig oyuncusu olmakla eş değer bilinir. Aslında bir açıdan da oradan seken iş olmadan payınıza iş düşmez.
"ONUN LAFINA HAYIR DİYEMEYENLER KİM?"
Kendi halinde bir menajer havasında olan ve 14 yıl çalıştığım hemcinsimden bile gördüğüm mobbingi kendime ancak son yıllarda itiraf edebildim (kilolu olmak ayrılmak istediği işlerden yapımcı tarafında olup beni sözleşmeyle korkutma gibi) Ayşe Barım nasıl tek başına güçlü olsun? Onun lafına hayır diyemeyenler kim? Mama olma mevzularını bilemem orada değildim. Kimseyi koruma ve suçlama değil derdim. Kimse tek başına kral olmaz elbet teba lazım. Olduğum halden memnun olan biri olarak soruyorum. Gaza gelecekseniz sadece Ayşe Barım üzerinden değil onun lafının üzerine laf söyleyemeyenlere de bakın."
Halk TV'ye katılan yapımcı Baran Seyhan ise bu konunun siyasi bir yanının da olduğunu, iktidarın asıl hedefinin 600 milyon dolarlık dizi sektörünün kontrolünü ele geçirmek ve tanınmış kişileri sindirmek olduğunu iddia etti. Seyhan, diğer yandan menajerlik ve kast ajanslarının aynı kişiye bağlı olmaması gerektiğini ifade etti. Seyhan bu durumu futboldan örnek vererek açıkladı:
"Dünyanın her yerinde, akıllıca bu işlerin yürüdüğü her yerinde menajerlerle cast şirketleri, cast direktörleri ayrı kişilerdir. Aynı kişi hem oyuncunun seçimini, hem de oyuncunun haklarını savunan pozisyonda olmaz. Doğru değil bu zaten. Şöyle bir örnek verelim. Daha da iyi anlaşılabilmesi için. Bir futbol takımını düşünelim. O futbol takımında ilk 11'e çıkacak kişiyi teknik direktör belirler. Aynı teknik direktörün o futbol takımında oynayabilecek oyuncuların birkaçının menajeri olduğunu düşünelim. Kendi oyuncularına forma şansı verirse daha fazla para kazanmaları veya parlatmaları adına diğer oyunculara haksızlık etmiş olur. Hem de takımın başarısına halel getirmiş olur."