'Röportaj Adam' dan Yeni Dizisine Dair Açıklama : "Dizi İçin Jigolo Bara Gittim, Gözlem Yaptım"

Sosyal medya'da 'Röportaj Adam' ismiyle ünlenen Mahsun Karaca, şöfreti yakaladıktan kısa süre sonra vizyonlarda da görmeye başladığımız ve kahkaha bombardımanına tutan filmlerle karşımıza geliyor. Hayatıyla ilglisi konuşan Mahsun Karaca, Posta'dan Oya Çınar'a açıklamalarda bulundu.

Sosyal medyada milyonların izlediği komik skeçlere imza atan Mahsun Karaca, para karşılığı kadınlarla birlikte olan bir jigoloyu konu alan 'Mahsun J' adlı filmle karşımızda. Mizahını gerçekliğin beslediğini belirten Karaca, Twitter'a ayrı bir parantez açmayı unutmuyor.

Mahsun Karaca, namıdiğer Röportaj Adam, sosyal medyada milyonlar izlenen komik skeçleri kadar, son dönemde oyunculuğuyla da adından söz ettiriyor. ‘Mahsun J’de geçimini sağlamak için jigololuğa başlayan yetenekli oyuncuyla yeni dizisini ve kendi yolculuğunu konuştuk. Diyor ki: Sevmediğin işi yapmak da bir çeşit istemsiz sevişme gibi.

PARA KARŞILIĞI SEVİŞMEK DE SEVİŞMEK İÇİN PARA ÖDEMEK DE KORKUNÇ BİR FİKİR


‘Mahsun J’nin hem çok komik bir hikayesi var hem de ciddi bir sosyal eleştirisi… Hikayenin ve karakterin sizi tavlayan yanları nelerdi?

Siz bu soruyu sorunca aklıma dizide Davut karakterini canlandıran Engin Yüksel geldi. Engin Abi projeyi “Komedi ciddi bir iştir. Bu da ciddi bir iş” diyerek kabul etmiş. Çok beğendiğim bu cümle, muhtemelen ömür boyu aklımda kalacak. Komedi biraz da insanların derdine dokundu mu, benim çok daha hoşuma gidiyor. İşin beni tavlayan yanı da bu oldu.

İlk bölümü izleme fırsatı buldum. İzleyici gözüyle bana geçen kapitalizm eleştirisi doğru mu? Projenin ‘güldürürken düşündürmek’ gibi bir derdi var mı?

Bence buna izleyecek olanlar karar versin. “Hadi oturup kapitalizm eleştirisi de içeren bir hikaye çekelim” demedik tabii ama Mahsun’a 10 saniye bakmak yeterli bence bu sorunun cevabını vermek için. (Gülüyor)

Karakterin en kolay empati kurduğunuz ve empati kurmakta en zorlandığınız yanları neler oldu?

Karakter de benim gibi Adana’dan gelmiş. İstanbul’a uyum sağlayamıyor. Ben bu kente taşınalı altı ay oldu, “Kalabalıklar içerisindeki yalnızlık” diye ifade edilen durum bende de var İstanbul’a tanıştığımızdan beri. Empati kurmakta zorlandığım kısımsa tabii ki biriyle istemeden cinsel ilişkiye girmek… Düşünüyorum ama anlayamıyorum. Oldukça keyifsiz ve zor olsa gerek.

“Hayat bazen biz istemesek de seviştirir” ifadesinin gerçek hayattaki karşılığına ne ölçüde inanıyorsunuz?

Buradaki seviştirme, çalıştırma gibi bir şey bence... Neticede Mahsun J bunu iş olarak görüyor ve yapıyor. Bence ülkemizde çalışanların yarısı işini istemeyerek, mecburiyetten yapıyor; yani azımsanamayacak bir çoğunluğun hayatında istemsiz bir “sevişme” var gibi görünüyor bana.

BU KADAR DİPTE OLAN BİR ADAM DAHA DİBE GİDEMEZ


Sizce Mahsun’un asıl dramı nerede başlıyor? Başladığı noktayı mumla arayacağı günler gelebilir mi?

Mahsun bence başladığı noktayı mumla aramıyordur. Başladığı nokta dibin dibi olduğu için, daha ne kadar dibe gidebilir ki! O kadar dipte olan bir adamın daha da dibe gitme ihtimali bence yok. Daha fazla konuşup spoiler vermeyeyim.

Role hazırlanırken gerçek bir jigoloyla tanışmak, o dünyada sosyal gözlem yapmak gibi deneyimleriniz oldu mu?

Bir ay boyunca oyuncu koçuyla çalıştım. Ayrıca yönetmenimizle birlikte jigolo bara gittik, gözlem yaptık. Birbirleriyle nasıl kaynaşıyorlar? Ne kadar rahatlar, ne kadar değiller? Nasıl giyiniyorlar, nasıl davranıyorlar? Bunlara baktık ama ‘Mahsun J’ o dünyaya yabancı olduğu için dizide çok da profesyonel olmamam, öyle görünmemem gerekiyordu

Kadın ya da erkek fark etmez, seks işçiliği kimilerinin ahlakçı bir yerden baktığı, kimilerininse yapmaya zorlandığı netametli bir konu. Peki, gerçek hayatta Mahsun arkadaşınız olabilir miydi?

Gerçek hayatta Mahsun benim arkadaşım olurdu. Muhtemelen bana yaptığı işi söylemezdi ama eğlenceli, oturup sohbet edebileceğin, derdini paylaşabileceğin biri bence. Gerçek hayatta yaptığı işi bilseydim bile sohbet ederdim. Yaptığı iş değil önemli olan çünkü; iyi bir insan olması.

BAŞTA JİGOLOLUK MAHSUN’UN İÇİNDE VARMIŞ DEDİM AMA ÇIKAN İŞE BAKINCA ONUN İÇİN ÜZÜLDÜM


“Herkesin bir fiyatı vardır” yargısı bu hikayede daha ileri bir boyuta taşınmış sanki. Mahsun, jigololuğa büyük paralar kazanmak için değil, asgari geçimini sağlamak için başlıyor. Peki, sizce gerçekten zorunda mı kalıyor yoksa biraz da Mahsun’un içinde varmış der misiniz?

Biz bunun geyiğini senaristimiz Öğünç Ersöz ve yönetmenimiz Ömer Sinir’le çok yaptık. Bu dizideki dünya gerçek olsa ve birinin 10 bin lira parası olsa işte o 10 bin lirayla dizideki bütün karakterlere, yani herkese her şeyi yaptırabilir gibime geliyor. Öyle bir dünya kurmuşuz. Evet, Mahsun J bu işi yapmak zorunda kalıyor ama bilmiyorum... Ben senaryoyu ilk okuduğumda “Bu adamın içinde bu var” diye düşünmüştüm ama çıkan işe baktığımda harbiden üzüldüm. Bu adam istemeyerek yapıyor bu işi ya... Bana öyle geçti. İzleyenler bu konuda ne karar verir, bilmiyorum. İzleyince bana bu konuda ne düşündüklerini yazarlarsa çok sevinirim hatta.

Gerçek hayatta sizin mizahınızı en çok besleyen şeyler neler?

Twitter’da 10 dakika takılırsanız saçlarınız beyazlıyor. Maalesef böyle bir gerçek var. Gerçeklik yani beni besleyen şey. Birebir yaşayalım ya da çevremizde olsun; fark etmiyor. Maruz kaldığımız, duyduğumuz, gördüğümüz her şey beni besliyor.

OYNADIĞIM KARAKTERLER GENELDE DİREKT BENİM İÇİN YAZILIYOR


Dizinin hikayesini okuyunca senaryonun da size ait olduğunu düşündüm önce. Sizce bu neyle ilgili?

Bunun nedeni bence çok da bana uymayan bir projede bulunmamam, bulunmak da istememem… Dolayısıyla proje genellikle beni düşünülerek yazılıyor, senaristle dirsek temasında oluyoruz yazım sürecinde. Birlikte vakit geçirince nasıl konuştuğumu, ne yapıp ne yapamayacağımı anlıyor senarist. Sohbet muhabbet eşliğinde de senaryo çıkıyor ve benim elimden çıkmış gibi duruyor.

Sıkı takipçiniz olan herkeste sizin kaleminizden çıkan bir hikaye beklentisi var. İlerisi için böyle bir ihtimal var mı?

Benim kalemimden çıkan bir hikaye beklentisi olması çok güzel ama senaristlik çok ciddi mesai istiyor. Böyle bir işe muhtemelen kısa vadede girişmem. Senaryonun bana ait olduğunu düşünmenize sevindim ama… Demek ki senaristimiz beni tanımış, birlikte geçirdiğimiz vakit işe katkı sunmuş. Öğünç Ersöz’e buradan da teşekkürlerimi iletmiş olayım bu vesileyle.

YOUTUBE’DA BİR EKİPLE ÇALIŞMIYORUM


“Röportaj Adam” olarak sosyal medyada çok ciddi bir kitleniz var. YouTube kanalınızda izlediğimiz skeçlerdeki tüm içerik tamamen size mi ait yoksa bir ekiple mi çalışıyorsunuz?

Ekiple çalışmıyorum. Yemek yerken, otururken, film izlerken aklıma bir fikir geliyor, çekip sosyal medyada paylaşıyorum. Genellikle prodüksiyonlu videolar olmuyor bunlar.

Fikir olarak ‘Röportaj Adam’ ilk nasıl ortaya çıktı? Geleceği noktayı öngörebilmiş miydiniz?

‘Röportaj Adam’ fikri arkadaş arasında şakalaşırken çıktı. Facebook’ta kendi arkadaşlarıma video çekiyordum, hesabım da kapalıydı üstelik. O yüzden geleceği noktayı asla öngöremedim. Planlı bir proje de değildi, “1 yıl sonra şunu yapacağım” demiyordum, diyemiyordum. Ben eğlendim, insanlar eğlendi, iş bu noktaya geldi.

Magazin Haberleri