Taşra Kabare Hayalimizdi, Gerçek Oldu

İletişimsizliğe ve tahammülsüzlüğe sürüklenişi kendine has hicviyle eleştiren Temizlik İşleri adlı oyun bu akşam Moda Sahnesi’nde.Oyunu sahneye hazırlayan Taşra Kabare’nin yaratıcıları Nergis Öztürk ve Cemal Toktaş’la...

İletişimsizliğe ve tahammülsüzlüğe sürüklenişi kendine has hicviyle eleştiren Temizlik İşleri adlı oyun bu akşam Moda Sahnesi’nde.

Oyunu sahneye hazırlayan Taşra Kabare’nin yaratıcıları Nergis Öztürk ve Cemal Toktaş’la konuştuk.

Nergis Öztürk ve Cemal Toktaş, “Böyle Bitmesin” dizisinde başlayan birlikteliklerini şimdi de sahneye taşıyor. Sinemada ve televizyonda başarılı işlere imza atan ikili, “İstanbul’un en yeni kültür ve sanat yapım merkezi” Taşra Kabare’de ‘şimdilik’ tiyatro yapıyorlar. Bu ay başında perde diyen ilk projeleri “Temizlik İşleri”nde kara kara güldürüp düşündüren ikiliyle, ikinci çocukları Taşra Kabare’yi konuştuk.

Seyircinin gittikçe televizyon ve bilgisayar karşısına hapsolduğu günlerde tiyatro yapmak ve onları salonlara çağırmak Don Kişotluk sanki?

Cemal Toktaş: Bilmem, biz yine de çağırıyoruz. (Gülüyor.) Kim neye hapsolmuş olursa olsun tiyatronun kendine has, özenli bir seyirci kitlesi her zaman vardı ve var olmaya da devam edecek bizim için. Biz bu kitleye yenilerini ekleyebilirsek ne mutlu bize. Bu, yapılan işlerin içeriğiyle de çok alakalı tabii. Son zamanlarda meydana gelen yeni oluşumlar çok umut verici mesela. Kaliteli işler çıkıyor ortaya. Eğer evde kendini bilgisayar ve televizyon karşısında yalnız hisseden birileri varsa, buyursunlar bekleriz.

Taşra Kabare fikri ne zaman ve neyin ihtiyacı olarak doğdu?

Nergis Öztürk: Bu ikimiz için de ayrı ayrı zamanlarda kurduğumuz bir hayaldi, bir araya gelince de bu hayali gerçekleştirmenin vaktidir.

Bu hayalin içinde sadece tiyatro yok sanıyorum.

N.Ö.: Tabii içinde sinema, müzik, TV de var. Tek isteğimiz, proje ne olursa olsun, dünyamıza, hayallerimize ortak olacak insanlarla bir araya gelelim, üretelim.

Yaratıcı fikri olanlara kapınızın açık olduğunu söylüyor, insanları kolektif bir üretime davet ediyorsunuz. İnsanların birbirlerinden iyice koptuğu ve bencilleştiği günümüzde bunun mümkün olduğuna inanıyor musunuz?

N.Ö.: Taşra Kabare kolektif bir oluşum olarak doğdu ve hiçbir zaman bunu sadece kendimizin oynadığı, ürettiği bir yer olarak düşlemedik. Dileğimiz, birlikte hareket etmekten keyif alacağımız insanlarla çalışmak

C.T.: Böyle bir ortam içerisinde birlikte kalmaya devam etmek büyük başarı değil midir? Farklılıkların güzelliğini keşfetmek ve bu güzelliğin tadını çıkarmak? Amaç bu. Umuyoruz ki amacımıza ulaşacağız. Çünkü bizce mümkün.

İkinizin de ödüllerle karşılanmış bir sinema kariyeri var. Ama gittikçe daha az sinema filminde görüyoruz sizi, neden?

N.Ö.: Doğru projeler denk gelmedi diyelim. Daha çok oynarız, bu mesleğin yaşı yok çünkü. (Gülüyor)

C.T.: Benim oynadığım yeni bir film var aslında. Esen Işık’ın yönettiği, İsviçre yapımı bir film; Köpek. İki ay önce Zürih Film Festivali’nde prömiyerini yaptı. Ben de henüz görmedim ama Türkiye gösterimini merakla bekliyorum.

Televizyonda da oldukça farklı işlerde izledik sizi. Televizyonun bir oyuncunun yeteneğini tektipleştirdiğine inanıyor musunuz?

N.Ö.: Oyuncu, oyuncudur; oynadığı projeye göre yeteneği değişmez.

C.T.: Aksine, oynadığı her yeni karakter oyuncuya yeni bir derstir diye düşünüyorum.

Kültür Sanat Haberleri