Köy enstitüleri, Türkiye'de ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile açıldı. Bu eğitim projesini 28 Aralık 1938 tarihinde milli eğitim bakanı olan Hasan Âli Yücel bizzat yönetti.
Köy Enstitülerinin açılmasının en önemli nedeni, Cumhuriyetin dayandığı temellerin sosyoekonomik ve kültürel olarak geliştirilmesi amacıdır. Köy Enstitüleri’yle Cumhuriyet Türkiye’sinin hem ekonomik kalkınmasına destek aranmış hem de toplumsal gelişimin kültürel olarak desteklenmesi amaçlanmıştır.
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 80.yılı vesilesiyle bir basın metni gönderdi.
Metin şöyle:
"Kuruluşunun 80. yılında “Köy Enstitüleri kapatılmasaydı, eğitim seviyemiz ne olurdu?” diye sormaktan
kendimizi alamıyoruz. Bu soru hem can alıcı, hem de can yakıcı bir sorudur. Çünkü Köy Enstitülerinin kapatılması eğitim devrimlerinin yarım kalmasına neden olmuştur. Köy Enstitüleri kapatılmamış olsaydı, Cumhuriyetin
eğitim devrimleri hedefine ulaşmış; Türkiye hayal bile edemeyeceğimiz gelişmişlik seviyesine çıkmış olacaktı.
Bu düşüncemizde yatan temel neden; Köy Enstitüleriyle az zamanda büyük işler başarmış ve çok yol kat etmiş olmamızdır. Köy Enstitüleri fikrinin günümüze ve geleceğimize ışık tutuyor olması da sorunun haklılığını ortaya koyuyor.
Köy Enstitüleri, Cumhurbaşkanı İnönü’nün talimatıyla kurulmuştur. Dönemin Milli Eğitim Bakanı efsane isim Hasan Ali Yücel’dir. Köy Enstitüleri’nin mimarı ise eğitim bilimci, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’tur.
Cumhuriyetimizin eğitim devrimlerinin ilk temellerini atanlardan biri de 1935-1938 yılları arasında Millî Eğitim Bakanlığı yapan Saffet Arıkan’dır. Saffet Arıkan Mustafa Kemal Atatürk’le çalışmış ve Köy Enstitülerinin temeli olan “Köy Öğretmen Okulları”nı kurmuştur. Aynı zamanda 1935 yılında İlköğretim Genel Müdürlüğüne İsmail Hakkı Tonguç’u atayan kişidir. İlkokul öğretmeni yetiştirmek amacıyla 17 Nisan 1940 yılında kurulan Köy Enstitüleri, “Eğitim içinde üretim, üretim içinde eğitim” yapmıştır. Anadolu’nun en ücra köşesindeki köy çocuklarının okumasına fırsat vermiştir. Yetiştirdiği öğretmenler de yine Anadolu’nun en ücra köşelerine giderek aydınlanma hareketine öncülük etmişlerdir. Ancak Köy Enstitüleri 1954 yılına gelindiğinde Demokrat Parti tarafından siyasi nedenlerle
kapatılmıştır. Güçlü devletlerin eğitim politikaları partiler üstüdür ve süreklidir. Ancak Türkiye’de bu kural dönem dönem göz ardı edilmiştir. Bunun sebebi de bir kısım siyasi partlerin Cumhuriyetimizin eğitim devrimlerine karşı gizli ajandaları olmasıdır. Üstü örtülü, dönem dönem de açık bir şekilde eğitim devrimlerine karşı mücadele edilmektedir. Köy Enstitüleri de bu hedef doğrultusunda kapatılmıştır. O dönem Köy Enstitülerini kapatan anlayış, bugün de kanunla koruma altına alınmış olan 21 Köy Enstitüsü binasını yıkmak için çabalamaktadır. En son Konya Ereğli İvriz Köy Enstitüsü binaları boşaltılmıştır. Fikri varlığını yok etmek için kapatanlar, fiziki varlığını da ortadan kaldırmak için hala mücadele ediyor.
O gün köylerde başlayan eğitim mücadelesi, bugün de köy okulları kapatılarak tam tersi yönde devam ettiriliyor. Eğitimde yaşadığımız sorunun temel kaynağı da bu anlayıştır. Ancak bugüne kadar sürdürülen çabalar nafile çabalar olmuştur. Cumhuriyetin eğitim temelleri sağlam atılmıştır. Duvarlar hasar görse de temeli kimse yıkamaz."