Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret noktaları arasında yer alan cami, Sahabe Cabir bin Abdullah'ın makamının olması sebebiyle halk arasında Hazreti Cabir Cami adıyla da biliniyordu.
Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059'da inşa edilen ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülen yapının restorasyon sürecinde Bizans bulguları keşfedildi.
Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı fresklere rastlandı.
"İstanbul'un kültür tarihi açısından çok önemli"
Sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz, yaptığı açıklamada, yapıdaki restorasyon çalışmasının 2021'de başladığını belirterek, "Hiç şüphesiz yapının birçok evresi ve katmanı olduğunu biliyorduk. Hem Bizans hem de Osmanlı devrinde çok büyük özenle korunduğunu biliyoruz. İlk kez birçok veriyi bu restorasyon çalışmaları sürecinde elde ettik" dedi.
Yapının içi, bir metre kadar toprakla doldurulduğu için o katmanda kazı yapıldığına vurgu yapan Yılmaz, bu sayede Bizans devrinin özgün kotuna inildiğini ve zeminde zengin bir döşeme mozaiğiyle karşılaşıldığını söyledi.
Bulguların sanat tarihi araştırmalarına çok büyük katkısı olacağını aktaran Yılmaz, restorasyonun tamamlanmasıyla ortaya çıkarılan eserlerin zemine yapılacak cam döşeme yöntemiyle sergilenebileceğini sözlerine ekledi.
"Çok derin çatlaklar olduğunu gördük"
Restoratör Hüseyin Baş da kazıdan freskler çıktığında işe dahil olduklarına işaret ederek, "Belgeleme aşamasından sonra temizlik ve koruma çalışmalarına başladık. Temizlik aşamasından sonra desenler ve renkler daha iyi meydana çıktı. Bunları yaparken orijinal doku ve boyayı koruduk" diye konuştu.
Restorasyon çalışmaları kapsamlı bir şekilde devam ediyor.