Çağdaş sanatı gösteriye dönüştürüp insanlığın iç yüzünü gösteren sosyal deney “rhythm 0”

Marina Abramovic performansı bittikten sonraki verdiği röportaj konuşmasında, “Gösteri bittikten sonra otel odasına gidip aynaya baktığımda saçımda belirli bir bölümün beyazlamış olduğunu fark ettim” açıklamasını yapmıştır.

Biyolojik ve tinsel açıdan canlı dokuda rahatsızlık yaratan acı, bazı toplumlarda isteğe bağlı olarak tekrarlanan bir ritüele dönüşebilmektedir. Çağdaş sanatta ise, çoğu kez eleştirel bağlamda, izleyeni uyaran ve sarsan bir mesaj olarak anlam değiştirmiştir. Sanat yapıtının oluşumu aşamasında, gözün kazandığı deneyim yerini bedenin kazandığı deneyime bırakmıştır. Günümüzde özellikle beden sanatçısı, içinde yaşadığı dönemde var olma koşullarını ve otoritenin çok yönlü olarak kendisini etkisiz kılma ve yok etme tehdidini eleştirir. Gösteri sanatçısı bazı çalışmalarında ölümün eşiğine gelecek kadar risk alır. Gösterilerini bir çeşit savunma stratejisi olarak kullanır. Sanatçının eserinde ve elinde nesneleşen acı, bir malzemeye dönüşerek sanatçının kendi bedeni üzerinden ya da başka birinin bedeni aracılığıyla söz söylediği bir anlam kazanır.

Performans sanatçısı denildiğinde akla ilk gelen isimlerden biri olan ve kendi dalında tarihe geçmiş Sırp asıllı Marina Abramovic . Performansları, kendisini izleyenleri hayrete düşürecek derecede yaratıcı ve canlı olmasından ötürü de sosyal deney statüsünde değerlendirilirdi. Ancak 1974 yılında canlandırdığı “Rhythm 0” isimli performansı insanı dehşete düşüren sonuçlarından dolayı diğer sanat performanslarından keskin bir şekilde ayrılmıştır.

Abramovic altı saat boyunca olduğu yerde hareketsiz kalarak, etrafında olan hiçbir şeye tepki vermemeyi amaçladığı Rhythm 0 performansı, başladığı gibi bitmemiştir. Bu performans insanlığın ne kadar vahşileşebildiğini gözler önüne sermesi bakımından kan dondurucu bir sosyal deneye dönüşmüştür.

Bu performans konusuyla değil, dehşet verici sonuçlarıyla meşhur olmuştur. Marina Abramović, 1974 yılında gerçekleştirdiği “Rhythm 0″ adlı performansında bir galerinin ortasında durmuş ve önüne 72 adet farklı obje yerleştirmiştir. Bu objeler arasında makas, tabanca, ip, zincir, gül, şarap, üzüm, jilet, bıçak benzeri insanların romantikleşebileceği ve vahşileceşebileceği objeler bulunmaktadır .Sanatçı kıyafetinin üzerine, "Ben 6 saat boyunca burada ayakta duracağım. Bu objelerle bana istediğinizi yapabilirsiniz, olacakların hepsinden ben sorumluyum." yazmıştır. Marina Abramović bu deneyinde insanların aslında özünde nasıl olduklarını, kendilerine hiç bir şey yapmayan hareketsiz bir sanatçıya nasıl davranacaklarını ölçmek istemiştir. Altı saat sürmesi planlanan gösteride Abramovic’in cansız bir manken gibi sabit kalmasının yanında hayatının en zor gününü yaşayacağını gösterinin en başında tahmin edip edemediği ise merak konusu olmuştur. .

Çaresiz ve hareketsiz duran bir insana diğer insanların ne tepkiler vereceğini gözlemlemek isteyen Abramovic, gösterinin ilk başlarında izleyicilerden oldukça insancıl tepkiler almıştır. Kendisine gül verenler, saçını sevenler, kek yedirenler ile başlayan ilk dakikalarda kim performansın sonunun böylesi bir yere gideceğini tahmin edebilirdi ki? Çünkü dakikalar geçtikçe bir sanat performansı adeta vahşete dönmeye başlamıştır.

İzleyicilerden birinin kadına tokat atmasıyla ve karşılık olarak hiçbir tepki almamasıyla birlikte diğer izleyiciler de bundan cesaret almışlardır. Abramovic’in reaksiyon göstermemesi üzerine bazı izleyenler kendisine daha sert vurmaya başlamışlardır. Gösterinin ilk dakikasında ona gül veren, saçını seven ve kek yediren insanlar bile karşısında gerçekten tepki vermeyen bu kadının savunmasız olduğunu anlayarak şiddete eğilim göstermeye devam etmişlerdir.

İşler öylesine çığırından çıkmıştır ki masada bulunan dolu silahın Abramovic’e dayandığı ve basit bir performans sanatının adeta vahşet gösterisine dönüşmesine sebep olmuştur. Bedenine çeşitli eziyetlerde bulunan topluluğun yanında olanlara duyarlı olan ve sessiz kalmayan insanlar da yer almıştır. Araya girerek durum karşısında çaresiz olan sanatçının gözyaşlarını silenler ve yaralarını temizleyenler bile olmuştur.

Performansın başında izleyiciler sanatçıya gül verirler, dokunurlar, öperler fakat zaman geçtikçe izleyiciler vahşileşmeye başlar. Sanatçının üzerini makasla keserler, kucaklayıp sağdan sola taşırlar, iterler, üzerini jiletlerler, keserler, soyarlar ve Marina bu süreç içerisinde hiç tepki vermez. İzleyicilerden bir tanesi eline tabancayı alır ve sanatçıya doğrultur. Bu sırada galeri sahibi gelir adamın elinden silahı alır, çünkü silah doludur ve o zamana kadar vahşiliğini iyice kanıtlamış olan topluluğun silahı ateşlemesi çok olağan bir durumdur.


6 saat sonunda galerici gösteriyi bitirir. Galeri sahibi gösteri bitti dediğinde sanatçı kan revan içerisinde hareket etmeye başlar ve herkes kaçışmaya başlar. İnsanlar kendi yarattıkları görselden korkmaya başlamışlardır.

Türlü müdahalelerden sonuncusu olan, bedenine yöneltilen silahın yarattığı ölüm gerçekliğiyle, gerçekleştirdiği gösteriye son verir. Gösteride hesaba katılabilecek acıtıcı nesneler arasında yer alan silah, sanatçının gerçeğin bu tarafıyla yüzleşemediği bir duruma dönüşebilmektedir. Bu tür gösterilerde, Ortaçağ beden teşrihlerinde olduğu gibi; önceden duyurusu söz konusudur ve izleyici kendisi için hazırlananı almak için ilgili mekanda mevcut bulunur.

Sosyal Deneyin Sonucu

Altı saatlik performansın bitmesi ile kan revan içinde hareket etmeye başlayan Abramovic’i gören izleyiciler sanat galerisini korku içinde terk etmeye başlamışlardır. Basit bir fikirle başlayan bu sıradan performans, insanların kötülük konusunda birbirlerinden cesaret aldıklarını ortaya koymuştur. Karşılarında bulunan savunmasız bir insana karşı ne kadar vahşileşebileceklerini gözler önüne sererek olayın bir sosyal deney olmasına sebep olmuşlardır. “Hiç tanımadığınız bir insana karşı olan davranışlarımızda etkili olan sebepler nelerdir?” sorusuna Rhythm 0 deneyi oldukça açık bir cevap sunar.

Marina Abramovic performansı bittikten sonraki verdiği röportaj konuşmasında, “Gösteri bittikten sonra otel odasına gidip aynaya baktığımda saçımda belirli bir bölümün beyazlamış olduğunu fark ettim” açıklamasını yapmıştır.

İnsanların zalimce davranmayı kendilerinin tercih ettiğini, vahşetin büyümesinin onları durdurmaya yeterli olmadığını görürüz bu deney sayesinde. Gücün, şiddet ile özleştiğini düşünen bir avuç insanın, tepki göstermeyen çaresiz insanın üzerinde kullanmakta hiçbir tereddüt duymadığı bu şiddet eğilimi, başka bir şiddeti de beraberinde getirmektedir. Şiddetin bir örneği, şiddeti uygulamak için mümkün bir hale gelir ve bu artarak devam eder. Deney, son zamanlardaki vahşi toplumsal olayların nasıl art arda seyir gösterdiğinin adeta kanlı bir örneğidir.

Kültür Sanat Haberleri