Bu Kez “Umut” Üzerine Yazıyor

Terry Eagleton, yeni kitabında umudun bir duygu olup olmadığını sorguluyor.İngiliz edebiyat kuramcısı Terry Eagleton, yeni kitabında umudun bir duygu olup olmadığını, tutkudan nasıl farklılaştığını, gelecek fetişizmi yaratıp...

Terry Eagleton, yeni kitabında umudun bir duygu olup olmadığını sorguluyor.

İngiliz edebiyat kuramcısı Terry Eagleton, yeni kitabında umudun bir duygu olup olmadığını, tutkudan nasıl farklılaştığını, gelecek fetişizmi yaratıp yaratmadığını sorguluyor.

İngiliz edebiyat kuramcısı Terry Eagleton üretken bir akademisyen. Çok farklı alanlarda neredeyse her yıl bir kitabı yayımlanan Eagleton bizde de birkaç ay önce Türkçeye çevrilen Edebiyat Nasıl Okunur (İletişim, çeviren: Elif Ersavcı) adlı kitabıyla ses getirmiş, tıpkı hedeflediği gibi “edebi eserleri çözümlemenin eğlenceli olabileceğini” göstermişti. Eagleton’ın üretkenliğini düşününce yıl bitmeden yeni bir kitapla karşılaşmak okurları şaşırtmamış olmalı. Eylül başında yayımlanan yeni kitabı “Hope without Optimism” ile Eagleton bu kez belki hepimize çok tanıdık gelen ama üzerinde düşündükçe işlerin çetrefilleştiği “umut” kavramı üzerinde duruyor.

Lancaster Üniversitesi İngiliz dili ve edebiyatı profesörü olan Eagleton’ın Şubat 2014’te Virginia Üniversitesi’nde verdiği ders notlarından oluşan kitapta umudun eski Yunan’dan günümüze yolculuğunu her yönüyle irdeleyen yazar en baştan düşüncesini açık ediyor ve umudu iyimserlikten, tutkudan, idealizmden kesin bir şekilde ayrıştırıyor. Kitabında umudun bir duygu olup olmadığını, tutkudan nasıl farklılaştığını, gelecek fetişizmi yaratıp yaratmadığını sorgulayan Eagleton “trajik umut” adını verdiği kavram üzerinde de duruyor ve en yıkıcı kayıp yaşandıktan sonra bile umudun, varlığını koruyan gücünü ele alıyor. Tabii tüm bunları yaparken yine o kendine özgü anlatımıyla konuya geniş bir yelpazeden bakmayı da unutmuyor Eagleton ve Shakespeare’in Lear’ından Kierkegaard’ın umutsuzluk üzerine düşüncelerine, Walter Benjamin’in tarih felsefesinden iyimserliğin filozofu Ernst Bloch’a uzanmayı da biliyor.

Düşünür Slavoj Žižek, Türkçede yayımlanan kitabı Hiçten Az üzerine Açık Radyo’da yapılan söyleşide, dünyada yaşananları değerlendirirken, “Bugün gerçekten iyimser olabilmenin tek koşulu radikal kötümserliktir” demişti. Eagleton’ın kitabı için de benzer bir yorumda bulunuyor Žižek. İyimserliğin tanım gereği sahte olduğunu vurgulayan ve “Umudun tek taşıyıcıları yaklaşmakta olduğumuz cehennemle yüzleşmeye cesaret edenlerdir” diyen Žižek kitabın, içinde bulunduğumuz karanlık zamanları yansıtan iyi bir formül olduğunu düşünüyor.

Kültür Sanat Haberleri