Kültepe'den çıkan tabletler 4 bin yıl öncesine ait sosyal yaşamla ilgili çok değerli bilgilere ışık tutuyor.
Kayseri'deki Kültepe-Kaniş Karum ören yerinde yapılan kazılarda bulunan tabletlerde, kadın hakları, çocukların evlat edinilmesi, beşik kertmesi, bir gelinin kayınvalidesinden şikayet etmesi gibi pek çok konular işleniyor. Kültepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, pek çoğu ticari yazışmalar olan tabletlerin aynı zamanda milattan önce (M.Ö) 4 binli yıllardaki sosyal yaşantıyı da anlattığını söyledi.
Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, 2015 dönemi kazı çalışmalarının haziran ayında başladığını ve günümüzden 4 bin yıl öncesine ait sosyal yaşamla ilgili çok değerli bilgilere ulaşıldığını söyledi. Kültepe–Kaniş Karum medeniyetinin M.Ö. 4 binli yıllarda bile yazışmalar ve yazılı belgelerin tutulduğu ilk ören yerlerinden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Kulakoğlu, Anadolu'nun bu kısmının 4 bin yıl önce okuma yazma öğrenirken batıda henüz yazının olmadığını ifade etti.
Bu yılki kazı çalışmalarına bölgedeki alan temizlenmesiyle başladıklarını belirten Prof. Dr. Kulakoğlu, şunları söyledi:
"Kazı alanında bir tepe kısmımız var, bir de aşağı şehrimiz var. Karum dediğimiz alanımız var. Günümüzden 4 bin yıl öncesine ait yapı katlarını araştırmak istiyoruz. Kültepe'de yapılan Karum adı verilen Asurlu tüccarların gelip yerleştiği alanda da çalışmalara devam etmek istiyoruz. Kültepe, Anadolu tarihini başlatan bir yer. İlk yazılı belgeler Kültepe'de çıkıyor. Tam 4 bin yıl önce Kayseri'deki insanlar okumayı, yazmayı başka yörelerden çok daha erken öğreniyor. Anadolu'nun bu kısmı o zamanlar okuma ve yazmayı öğrenirken mesela batıda henüz yazı yok. Batıda daha sonraki dönemlerde yazı ortaya çıkıyor. Anadolu'nun belki aydınlanmasının başladığı nokta burası, Kültepe. Anadolu insanı okumayı yazmayı burada öğreniyor. Malum gelen tüccarlar sayesinde ekonomik aktivitelerini, her türlü etkinliğini kaydettiklerini biliyoruz. Kazılarda bulduğumuz 23 bin küsur tablette bunları okuyoruz. 23 bin 500 civarındaki tabletlerin büyük bir kısmı ticaretle ilgili, ekonomi ile ilgili."
Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, bugün şirketlerin muhasebe arşivlerinde alacak, verecek, borç, vergi, ödenecekleler, alınacaklar, satılacaklar gibi ne varsa, 4 bin sene önce Kültepe'deki bir tüccarın arşivinde de aynı belgelerin bulunduğunu anlattı. Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, "Bunlardan biz o dönemin sadece ekonomisi değil aslında diğer taraftan kültürünü, siyasetini, politikasını da öğrenmiş oluyoruz. O kadar zengin ki bu belgeler, dünyadaki zaten en zengin arşivleri oluşturuyor. O anlamda da yine inşallah UNESCO dünya bellek listesine alınacak" dedi.
TABLETLER, SOSYAL YAŞAMI DA ANLATIYOR
Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, kazı alanında bulunan tabletlerin, ticari yaşamın yanı sıra sosyal yaşamla ilgili de çok önemli bilgiler içerdiğini belirterek şunları söyledi:
"Aslına bakarsanız dünyada ve Anadolu içinde aynı şekilde daha 4 bin yıl öncesinden basit anlamda söylüyorum, kadınların haklarından başlayarak, çocukların evlat alınmasından ya da beşik kertmesine kadar aklınıza gelebilecek o dönem dünya görüşlerindeki her türlü medeni ve sosyal bilgilere ulaşabiliyoruz. Onun dışında bir kadının kocasına yazdığı aşk demeyim ama duygusal mektuplar var. Öbür taraftan da bir gelinin kaynanasından şikayet ettiği mektuplar da var. Bunları normal şartlarda herhangi bir resmi kayıtta bulamazsınız. İmparatorluk arşivi alsanız da yoktur. Orada resmi kayıtlar vardır. Bizde bunlar da mevcut."
67 yıldır süren kazı çalışmalarında ortaya çıkan tabletlerde, bir şehirde, bir mahallede, bir evde geçen her türlü sosyal harekete ilişkin verilerin, Kültepe'deki o tüccarların özel arşivlerinde bulabildiklerini kaydeden Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, "Bu çok büyük bir zenginlik. Normalde bizim Kültepe'den çıkartılan tabletlerin yüzde 90'lık kısmı Ankara Anadolu Medeniyetler müzesinde saklanıyor ve korunuyor. Sergide çok az tabletimiz var. Çünkü malum Anadolu Medeniyetler müzesi ama onu içinde belli bir nokta Kültepe'ye ayrılmış aslında" dedi.
Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, Kayseri'de kurulacak arkeoloji müzesinde bu eserleri sergileneceğini ve müzenin Kapadokya'nın en önemli müzesi olacağını sözlerine ekledi.
Faruk ÇUHADAROĞLU