Kılıçdaroğlu'nun sözlerinden öne çıkanlar şu şekilde:
İstanbul'daki Meclis-i Mebusan İngiliz askerleri tarafından basılmıştı. Artık başkent Ankara'ydı. O küçük Ankara... Bugün çok daha büyük, güzel olması gereken; sanayi ve kültür şehri olması gereken bir Ankara var.
Karamsarlığı, eğitimdeki sorunları, sosyal yaşamdaki sorunları, hayatın her alanındaki sorunları biliyorum. Biz CHP'lilerin görevi, inanç, bilgi ve kararlılıkla her sorunu aşmaktır. Şunu herkes bilsin ki bütün sorunları aşacak olan Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Bizim oy birliğiyle kabul ettiğimiz 'İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi' önümüzdeki yüz yılı planlayan beyannamedir. Demokrasiden yana olan tüm halkın katılımıyla cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız. Bu namus borcumuzdur. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
"Cesaretin varsa çık karşıma"
Açılış sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi hakkındaki sözlerine şöyle yanıt verdi:
"Fransız mallarını boykot çağrısı yapıyorsun. Hiç düşündün mü, bu milletin Fransız mallarını alacak parası var mı diye? Elli bin dolarlık çantayla askıda ekmek aynı anda tartışılıyor. Nedir bu? Ben bunu eleştirmeyecek miyim? Dünyanın her yerinde liderler eşleriyle birlikte toplumun önündedirler. Topluma örnek olmaları gerekir. Saray sosyetesi diye bir sınıf çıktı artık ortaya. Yeter artık. 'Benimle konuş.' diyor. Seninle konuşuyorum. Cesaretin varsa çık karşıma. Boyun var, posun var."
"Evine ekmek götüremeyen on binler var"
Erdoğan'ın 'Bu ülkede evine ekmek götüremeyenler mi var?' sözüne de yanıt veren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Erdoğan ne diyecek? Elli bin dolarlık çanta taşırsanız, uçağınız, Osmanlı padişahlarına nasip olmayan sayıda sarayınız varsa ne diyeceksiniz? Adam Saray'da bakıyor, herkesin karnı doymuş, herkes bir değil birkaç yerden maaş alıyor. Sonra diyor ki, 'Burada bir sorun yok.' Fransız Devrimi'ndeki 'Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler'e benziyor. Askıda ekmek uygulamasını sayın Bahçeli başlatmadı mı? Evine ekmek götüremeyen insanlar olduğu için başlattı. Evine ekmek götüremeyen, çöpten, pazar artıklarından geçinen on binler var. Saray sana söylüyorum: On binler var. "