CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasına milletvekillerine teşekkür ederek başladı.
Satırbaşları şöyle:
Biz saraylarda oturalım diye mücadele etmiyoruz. Biz esnaf kazansın diye, taksici kazansın diye, kantinci kazansın diye mücadele veriyoruz. Bizim mücadelemiz bir hak mücadelesidir. Biz halkın partisi, halk partisiyiz. Halkın sorunu varsa çözmek bizim için namus borcudur.
Ocak ayı bizim için hüzünlü bir ay. Çok sayıda anma var. Karanlığa ışık tuttuğu, verdiği mücadele, yazdığı yazılar için, yaptığı konuşmalar için hayatı terör ile sonlandıran aydınlar için. Onat Kutlar, Metin Göktepe, Hrant Dink, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Gaffar Okkan hepsi bir ocak gününde şehit edildiler. Dolayısıyla biz karanlığa ışık tutanlarımızı saygı ve seygiyle anıyoruz.
Afyon Kentsel Dönüşüm çalışmaları
Her yerde kentin bazı bölgelerinin yenilenmesine ihtiyaç duyulabilir. Afyon'da da kentsel dönüşüm kararı alınıyor. Karar alınıyor 2013 yılında. TOKİ geliyor, yıkılacak evler kaç m2, arsalarda değer taktiri yapıyor. Değer biçtiği taktir m2'si 400 lira ile 1750 lira arasında. Burada oturan insanlar fakir insanlar, emekliler. Bunların sesi çıkmaz, bunlara kimlere sahip çıkmaz düşüncesiyle yapıyorlar. Kentin merkezinde 400 liraya arsa mı var? Milletvekilimiz sayın Burcu Köksal araştırdı. Asri mezarlıkta m2 1500 ila 2000 bin lira arasında. Daha pahalı. Bunlarda vicdan da yok. Değerlendirdir, kentsel dönüşüm yap.
Belediye diyor ki "Biz bu kentsel dönüşümün hiçbir noktasında yokuz" yani ben karışmıyorum diyor. İşi yukarıdakilere bıraktıysan Saray'a kadar gider. O adamların cebini doldurmak zaten mümkün değil. Ne versen yerler bunlar.
"19 yıldır tek hedef var: CHP"
Siyasette eleştiri olur. Eleştirinin de bir özelliği vardır. Bir eleştiri gelir, açar bakarız hatamız varsa düzeltiriz. Ben şu soruyu sormak isterim. AK Parti'ye oy veren vatandaşlarıma... Oy verdiniz 19 yıldır iktidar oldular. Kimseye neden oy verdin demedim herkesin tercihi başımızın üzerine. Şu soruyu artık sormak isterim; Bir kanun, kararname çıkaraktı da biz mi engel olduk? Neden insafsız şekilde hakaret boyutuna varan ölçüde biz eleştiriliyoruz. Vatandaşın esnafın borcu kapanacaktı da biz mi engel olduk.
Efenim tarihte bilmem ne oldu. Geçmişte ne olmuşsa olmuş kardeşim artık geleceğe bak. Vatandaş sana geleceği inşa et diye oy verdi. 19 yıldır yönetiyorsun. 19 yıldır tek hedef var CHP. Bir şey yaptık onu söyleyeyim. Hatalarını açıkladık, yolsuzluklarını açıkladık tek tek. Saraylarda oturdular millet çöpten yemek toplarken eleştirdik. O vatandaşın hakkını kim savunacak, ağzını açsa hapse atıyorsunuz zaten. Müsaade edin hapisi biz göze alalım, biz eleştirelim sizi.
Bir daha soruyorum AK Parti’ye oy veren bütün kardeşlerime; CHP 19 yıldır iktidar yaptığınız partinin yapmak istediği bir şeyi ne zaman, nerede engelledi? Yok böyle bir şey. İstedikleri kanunu çıkarıyorlar. Sabah getirdikleri kanunu öğleden sonra değiştiriyorlar. Millet adına biz uyarıyoruz. Bizi eleştiriyorlar ama biz haklıyız.
"Rüşvet alanı, Kur’an-ı Kerim’le dalga geçeni büyükelçi atadın mı atadın"
Bakın Resmi Gazete’ye her gün istedikleri kararı çıkarıyorlar. İstediği valiyi, kaymakamı atıyor mu? Atıyor, biz mi engeliz buna. İstediklerine istedikleri ihaleyi veriyorlar mı? 5’li çeteye verilen garantili ihaleleri tüyü bitmemiş yetim adına eleştiriyoruz.
AKP’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum; Bizim bu eleştirilerimiz yanlışsa “Bırak kime ne veriyorlarsa versinler” diyorsan aban söyle ben de seni tanıyım. Ama ben senin böyle söylemeyeceğini biliyorum. Rüşvet alanı, Kur’an-ı Kerim’le dalga geçeni büyükelçi atadın mı atadın. Bir de “Müslümanım” diye geçiniyorsun. Hiçbir Osmanlı Padişahına nasip olmayacak kadar saraylar oturdunuz mu oturdunuz. “CeHaPe’ye bak ne söylüyor?” Ne söylüyoruz Allah aşkına?
"19 yılın sonunda hangi sorununuzu çözdüler?"
Biz hep beraber fakirin fukaranın hakkını savunacağız. Firavunlara yol göründü göndereceğiz onları. İstediklerine vergi muafiyeti verdiler. Biz yanlış yapıyorsunuz dedikçe hep bir ağızdan üzerimize saldırdılar. Bu bizim haklı olduğumuz gösteriyor. Vatandaşın hakkını, hukukunu savunduğumuzu gösteriyor. Rahatsız oluyorlar bundan. AK Parti'ye oy veren kardeşlerimin sorması lazım. 19 yıldır oy verdiniz. Tek başına iktidarlar. İstediklerini yaptılar, sattılar. 19 yılın sonunda hangi sorununuzu çözdüler? Her milletvekili arkadaşımın, esnafa, taksiciye gittiğinde bu arkadaşlarımızın hangi sorunlarını çözdüler? Kendi sorunlarını çözdüler. Dolar milyoneri oldular. Yandaşları doyurdular, vatandaşa dönüp yerli milli algını yaratmaya çalıştılar.
Dolara secde eden adamlar yerli milli olur mu? Her şeyi ithal edeceksin “Yerliyim, Milliyim” diyeceksin, hadi canım. Hiçbir sorununu çözmüş değiller. 19 yıldır iktidar “Şu sorunu çözdüm” diyemezler. 21. yüzyılın Türkiye’sinde 3 milyonu aşkın çocuk internete ulaşamıyor. Sözde her öğretmene öğrenciye bilgisayar verilecekti. Herkes anında internete ulaşacaktı. Dünyanın parası nereye gitti? Türkiye’de hala İstanbul dahil birleştirilmiş sınıflar var. Afrika'dan söz etmiyorum. 21. yüzyılın Türkiye'sinden söz ediyorum. Yeni derslik ihtiyacı var. Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulundum bize sadece arsa gösterin gerisini biz yapacağız. Buna bile sırt çevirdiler. Allah’ın izniyle bu firavunları göndereceğiz.
"Herkes devleti yönetenden şikayetçi"
Kırşehir’e gittim esnafı dinliyorsun felaket. Herkesin derdi var. Sizler de gittiğiniz yerde, herkes şikayetçi. Kimden? Devleti yönetenden. Devleti yöneten sorunun farkında değil, çünkü sarayda böyle bir sorun yok. Açlık diye bir şey yok.
Ama sarayın dışına bak. Saray’ın dışına çıkamıyorlar, esnafa el uzatıp merhaba diyemiyor. AK Parti milletvekilleri de öyle. O görev bize düşüyor. Bütün kötülüklerin anası işsizliktir. Üniversiteyi bitirmiş. Bir ana baba çocuğunu nasıl okutuyor, bunlar biliyor mu saraydakiler? Bunlarda öyle bir dert yok. İşsizlik yok sarayda. İşsizlikle mücadele ediyorlar mı? Hayır. Neyi konuşuyorlar? Erdoğan ağzını açıyor aynı şeyler, bakanlar ağzını açıyor aynı şeyler. Döviz milli mi, faiz milli mi? Hayır. Hiç yatırımdan, kalkınmadan, işsizlikten söz ediyorlar mı?
"Saraydan bakınca kapanan bir şey yok"
Para gelecek, döviz gelecek o zaman kurtulacağız. Hani siz yerli, milliydiniz. Şirketler kapanıyor, dükkanlar kapanıyor. Erdoğan açıklama yapıyor, "Kapanan falan yok her şer ortada" Saraydan bakınca kapanan bir şey yok. Altın klozetler var. Günde ortalama 273 esnaf ve sanatkar dükkan kapatmış hala diyor ki “Nereden çıkardınız bunu”. Devletten, halkından habersiz olan bir kişi Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetemez. Kendi ülkesinden bu kadar habersiz başka yönetici yoktur herhalde.
Pandemi yüzünden kapalı olanlardan bir de elektrik borcu istiyorsunuz. “Vermezsen kapatırım” diyor. Tehdit ediyor bir de. Erdoğan’ın bunlardan haberi var mı, devlet yönetiminden haberi var mı? Firavunlar halkın içindeki durumu asla göz önünde bulundurmazlar.
"Bu firavun düzeninden milletimizle birlikte kurtaracağız"
Kibirleri vardır. Vatandaşı hakir görürler, kendilerini eleştirenlerin en ağır cezayı almalarını isterler. Bu firavun düzeninden milletimizle birlikte kurtaracağız. Dükkanları kapatıyorsun, miting yapıyorsun açık. Kahveciye, pastacıya, lokantacıya gelince kapat, “efendim miting serbest” Uludağ’da eğlenmek kesinlikle serbest. Adalet mi bu? Bunu söylediğimiz için “CeHaPe çok kötü bir parti” Ne yaparsanız yapın vatandaşın hakkını sonuna dek savunacağız.
"Bu kadar zavallılığı hiç görmemiştim"
Bir de adam tartışması çıktı. Bu kadar zavallılığı hiç görmemiştim. Esnafı batıran adam Recep Tayyip Erdoğan. Bundan daha güzel tanım mı var? Doğru mu? Yüzde yüz doğru. Herkes bunu bilmeli. Biz zaman zaman gazete ve televizyonlarda yer alan fotoğrafları görüyoruz. Çöp konteynerlerinden yiyecek toplayanlar. 21. yüzyılın Türkiye'sine yakıştırmıyoruz. O nedenle biz diyoruz ki, bu garabete son vereceğiz. Aile Destekleri Sigortası ile. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, hiçbir ailenin gelirim yok perişan oldum demeyeceği bir ülkeyi savunuyoruz.
Diyor ki," CHP cenahı sokaklardan rastgele çekilen fotoğraflarla milleti karamsarlığa sürüklemeye çalışıyor." Adamın dünyadan haberi yok. Fotoğrafı ben çekmiyorum. Sevgili Erdoğan eğer sen istiyorsan, gez çöp konteynerlerinin arasında. Pazar kapanışlarında, akşam saatlerinde. Gelebilir mi? Gelemez.
Saray sosyetesinin beslemelerinin keyfi ve işi tıkırında. Erdoğan'a, AK Parti’li kardeşlerime sormak isterim. Günde 47 lira ile 4 kişilik, 5 kişilik aile nasıl geçinir? Onlar 5 yerden maaş alıyorlar, bilmezler. Buna ben isyan etmeyeceğim kim edecek? Saray sosyetesi oturuyorsunuz oradan CHP’ye ahkam kesiyorsunuz. CHP halkın partisidir.
"İktidara geldiğimizde kredilerin faizlerini sıfırlayacağım"
Kırşehir’e gittik esnafı gördük, perişan haledeler. Sözde destek verdiler onu da herkes alamadı. Bütün esnaf kardeşlerimize sesleniyorum. Not alın bu tarihi, saati. İktidara geldiğimizde sana verilen o kredilerin faizlerini sıfırlayacağım. Para var efendim, para var. Namuslu adam için, yolsuzluk yapmayan için para var. Bakın bizim belediyelere. 1 yılda bütün belediyeye hakim oldular, borç batağından çıkardılar. CHP’li belediyeler 3 bin 100 TL maaş veriyor. Devlette mi çok para var belediyede mi?
"Senin verdiğin talimat pazarda, sokakta geçmez"
Sanıyorlar ki talimat verince her şey oluyor. Senin verdiğin talimat pazarda, sokakta geçmez bürokraside geçer. Erdoğan talimat verdi fiyatlar düşecek. Talimata bak. Fiyatlar düşmedi talimat havada kaldı. Düşmez de, çünkü devleti yönetmeyi bilmiyor. Erdoğan, akaryakıt, ilaç, gübre, tohum, kredi faizlerini biliyor mu? Fahiş fiyatlarla köprüden geçen kamyoncuların derdini biliyor mu bilmiyor. Tamamı dövize bağlı. Kişisel olarak nasıl para kazanılır onu biliyor. Hortumculuk konusunda kimse eline su dökemez. Devletin hazinesi nasıl birilerine peşkeş çekilir bunu en iyi bilenlerden birisidir.
"Kime hizmet ediyor Erdoğan paralar kime gidiyor?"
Yüzde 653 gıda fiyatları artarken bu ülkeyi kim yönetiyordu. Bu rakamlar TÜİK’e ait. Oraya da diyorlar ki fiyatları düşük gösterin. Çiftçiyi batıran adam, esnafı batıran adam Recep Tayyip Erdoğan. Kime hizmet ediyor Recep Tayyip Erdoğan? Paralar kime gidiyor? Yüksek faize karşıyım diyor. İndir elinden tutan mı var. Ben indirmek isteyorum birileri indirtmiyor. Londra’daki tefeciler. Sen oraya teslim oldun. Devleti sen mi yönetiyorsun ben mi? Karşıysan adam gibi çık ben bunu indireceğim de. Diyemez. Onun için Recep Tayyip Erdoğan devleti yönetemez.
Dünya ülkelerinden 10 kat faizle borç alabiliyoruz. Dolayısıyla Erdoğan’a güven yok. AKP’li kardeşlerim de güvenmiyorlar. Neden güvenmiyorlar? Bankalardaki toplam tasarrufunu yüzde 55.2'si dolar. Kimse TL’ye güvenmiyor.
Tefecilerin adamı kim, faizcilere hizmet eden kim? Erdoğan. Herkesin bunu bilmesi lazım. İyi ki CHP var. Bütün rakamları gerçekleri milletin önüne koyuyor. Erdoğan’ın dahi bize dua etmesi lazım gerçekleri anlattığımız için. Çıkmaz sokağa giriyor, memleketi de sürüklüyorsunuz. Ben sizin oyunuza değil, ben sizin sorunlarınıza talibim. Sorunlarınızı çözeceğim.
"CHP’li belediyeler olmasa Türkiye çok daha büyük sorun yaşardı"
Gözleri o kadar kararmış ki İBB yoksul bölgelerde ekmek büfesi kurmak istedi. AKP, MHP karşı. Ucuz ekmeğe neden karşısınız kardeşim? “İlla CHP yapmasın”. Millet belediyeye para verdi ona bile engel oldular. CHP’li belediyeler olmasa Türkiye çok daha büyük sorun yaşardı.
Erdoğan yurt dışındaki çiftçilere çalışıyor. 4 Mayıs 2020 TMO diyor ki buğday alacağım. Bizim çiftçiye tonunda bin 650 lira veriyor. İthalat yapıyorlar tonunu 2 bin 250 lira veriyorlar. Bu firavun iktidar şimdi kime hizmet ediyor. AKP’ye oy veren bütün çiftçi kardeşlerim, senin kazanmanın yolu CHP iktidarından geçiyor.
"Türkiye’yi aşı yapandan aşı alan ülke haline getirmiştir"
Malum aşı geldi. Çin’den aşıları getirdiler. Eskiden biz aşı yapardık. Aşı üretirdik. Hıfzısıhha vardı. Şu Allah'ın güzelliğine bak. Türkiye Sağlık Enstitüsü diye bir şey kurdular. Sitesinde şu açıklama var. "Türkiye’de yeni üretim tesisi yapılarak yerine aşı ithalatına gidilmesi Türkiye’yi aşı yapandan aşı alan ülke haline getirmiştir." Kendileri itiraf ediyorlar. Kime hizmet ediyor Erdoğan, dışarıdakilere.
"Nitelikli insan kalmadı devlette"
Yenikapı’da 15 Temmuz sonrası yapılan mitinge madde madde açıkladım. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayın. Bunlar her yere soktu. Nitelikli insan kalmadı devlette. Bu yanlıştır diyeni düşman görmeye başladılar.
"20 günlük bir adam 107 kişiden nasıl oy aldı? Talimat aldılar"
HSK seçimleri pandemi nedeniyle ertelenmişti. HSK İrfan Fidan’ı Yargıtay üyeliğine seçti. 20 gün sonra seçim yapıldı. 20 günlük bir adam 107 kişiden nasıl oy aldı? Talimat aldılar. Bunlar Yargıtay’ın yüzkarasıdır. Tazminat açacaklar, açmazlarsa namerttiler. Bu kişi aynı zamanda intihalci. Bu kişi bilgi hırsızı. Bu insan AYM’ye üye mi olur ya. Hırsızlık yapanı hakim yapıp, hırsızları yargıla diyorsun.
Bizim eski milletvekili arkadaşımız bir açıklama yapıyor. "Vali militan, yargıçlar militan alınan kararları görüyoruz" diye. Vay sen misin militan diye. İşte sana militan. Tekirdağ'da çocukların karnesini dağıtan kim AK Parti İl Başkanı veren kim Milli Eğitim Müdürü. Al sana militan. İçişleri Bakanlığı yazı yazıyor bütün valiliklere, hepiniz suç duyurusunda bulunun, dava açın diye. Açmazsanız namertsiniz. Hepimiz militansınız. Ahlaksızlığın, yolsuzluğun militanısınız siz.
Yargı Etiği Bildirgesi, 14 Mart 2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmış. Bütün evrensel kurallar var içerisinde. Fidan'ın atanması ile o söz çöp sepetine atılmıştır. HSK'da bunun bir unsurudur. O kurul ve AYM'ye yapılan atama yargıda tuzun koktuğunu gösteriyor. İrfan Fidan nasıl yemin edecek? 20 günde seni kim tanıdı? Bir Yargıtay kararının altında imzan bile yok senin. Çürüyen bir adalet var. Onur, şeref sahibi ise o görevden ayrılır kardeşim.
"Bugüne kadar bir yardımcı dahi bulamadın"
Atandınız oraya güzel. Aradan uzun zaman geçti. Bütün öğretim üyeleri ve öğrenciler senin atanmana karşı. Doğru bir atama değil, geleneklere uygun değil. Bilim insanları bir makama oturdukları zaman bilim insanı olmaz. Makam insanı bilim insanı yapmaz. Üniversiteler sıradan kuruluşlar değildir. Üniversitelerde saygı, tartışma, bir araya gelip ülkenin sorunları çözme gibi bir irade vardır. Bugüne kadar bir yardımcı dahi bulamadın. ODTÜ'de sayın Parlar bir dönem rektörlüğe atanır. Fakat itiraz gelir, güven oyu isteyeceğim der. Kendi bölümünde çok az bir oy farkı ile güven oyu almaz. "Benim bölümümde bile güven oyu yoksa ben rektörlük yapamam, götürüp iade ediyorum" der. Bugün onu saygı ile anıyoruz. Boğaziçi Üniversitesi'ne yeni atanan rektör de bundan ders çıkarmalı. Görevi bıraktığınız zaman bilgiye olan saygınız artacak ve herkes sizi böyle anacaktır.