CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nde gerçekleşen çiftçiler buluşmasının açılışında konuştu. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Köylü milletin efendisidir" sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Köylü gerçekten de bugün milletin efendisi mi? Bu sorunun cevabını siz biliyorsunuz. " dedi.
İktidar için "Gayri milli" diyen Kılıçdaroğlu, "Gayri milli bir siyasi anlayış ile karşı karşıyayız. Kendi çiftçisini değil, yabancı çiftçiye destek veren iktidara gayri milli derim kimse kusura bakmasın. " ifadesini kullandı.
Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olaylara ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, "Hepimizin çocukları var. İsteriz ki çocuklarımızın tamamı üniversitelere gitsin. Bizden daha iyi hayat şartlarını yakalasınlar isteriz. " dedi ve şöyle konuştu:
"Üniversiteler bilim yuvasıdır kavga yuvası değil. Üniversitelerde bilgi yani gelecek üretilir. Bilmediğimiz pek çok bilgiyi üniversiteler alırlar, okurlar, paylaşırlar bizler de öğreniriz. Akademik dünyası gelişmiş bütün ülkeler gelişmiştir. Boğaziçi Üniversitesi'nden söz etmek isterim. Orada güzel çocuklarımız okuyor, hepsi başarılı. O üniversitenin gelenekleri vardır. Gelenekler bazen kanunlardan daha güçlüdür. Üniversiteye bir kişiyi atıyorsunuz üniversite kabul etmiyor. Sadece öğrenciler değil hocalar da kabul etmiyor. Olması gerek o üniversite hocasının "Ya kimse kabul etmiyor, büyüklük ben de kalsın ben buradan ayrılayım" demesi lazım. Aksi halde kaos çıkıyor.
80 öncesi ve sonrasını iyi hatırlarsınız bir sürü insan hayatını kaybetti. Kimi sağ kimi sol dedi, gençlerimiz birbirini öldürdü. Türkiye böyle bir şeyin içine sokulmamalı. Öğrenciler istemiyor, öğretim üyeleri de istemiyor. Bir aydan fazladır bir yardımcı bile bulamadı o zaman çekilmesi lazım.
Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:
"Sorunlarınızı biliyoruz. Sorunu yaşayandan sorunu dinlemezseniz sorunu çözemezsiniz, dinleyeceksiniz.
Tarım, dünyanın bütün ülkelerinde stratejik sektördür. Olmazsa olmaz sektördür. Bir çiftçi haykırıyor Denizli'den. "700 bin liralık borç faizi ile 2 milyon 300 bin liraya çıktı. Bütün her şeyimi, tarlamı bağladılar. Kızım da kefilimdi. Birçok hayvanımızı sattık, birçok hayvanım da telef oldu" diyor, isyan ediyor. Haklı bu isyanında. Stratejik sektör ise tarım desteklenmesi lazım.
Çiftçi tarımı terk etmeye başladı son 18 yılda. 2002 yılında 26 milyon 579 bin olan ekilen tarım alanımız 2019'da 23 milyon hektara düştü. 3 Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor şimdi. Ektiği zaman zarar ediyor çünkü. Bunu düşünmesi gereken siyasi otorite yani devleti yönetenler.
2011 yılında çiftçi tarım Bağkurlu sayısı 1 milyon 121 bin kişi. 2020 yılında 556 bin kişiye düşmüş. Bu insanların sosyal güvenliği ne olacak? Sosyal devlet bu insanlara bakmayacak mı?
Gittiler, sanki Türkiye'de bütün araziler ekilmiş gibi Sudan'da ve Nijerya'da arazi kiraladılar. "Pamuk ekeceğiz burada daha ucuz Türkiye'ye getireceğiz" diye. Bir hükümet kendi çiftçisi ile rekabet eder mi? Bizim pamuk, mısır, buğday, arpa üreticisi ne olacak? Batacak. Buna izin vermeyin.
Patates üreticisinin maliyeti 1 lira, 50-60 kuruşa alıcı bulamıyor. Ne olacak bu kişi? Ekenler ne olacak, bu çiftçinin hali ne olacak? İktidardan bir Allah'ın kulu "Bu patates üreticilerinin derdi var. Ben bunu alayım büyükşehirlerde açlık içinde olan binlerce hane var en azından bu hanelere dağıtayım bedava" desin, akıllarına bile gelmiyor. Çünkü Saray'da böyle bir tablo yok. Herkesin durumu iyi sanıyorlar.
Tarım için Anayasa'da özel bir kanun yapılmış. Bu Anayasa'dan haberleri yok mu? Çiftçiler için anayasal güvence var. Siz bunları uygulamıyorsunuz, çiftçiyi batırıyorsunuz.
Teşvikler ödenmiyor. Niye verilmiyor? "Para yok" diyorlar ama köprüden geçerken garanti var, Hazine garanti vermiş. Dolar bazında dakikasında ödüyor, onlara para var. Size gelince para yok. 5'li çeteye var size niye yok? Çiftçiyi kendi arka bahçeleri olarak görüyorlar ondan. "Biz parayı ödemesek de bunlar gelir bize oy verir" diyorlar. Asıl sorunumuz bu. Bu tercihten hükümeti vazgeçirmenin yolu siyaseten diyeceksiniz ki "Paramı zamanında ödedin ödedin, ödemediysen oy moy sana" diyeceksiniz.
Bıçak kemiğe dayandı, dayanamıyor çiftçi. 2021 bütçesinden size destek yapılacak. 2020 ile 2021 bütçesini yan yana getirdiğimizde mazot desteği için 2021 bütçesine 2020 bütçesinden 177 milyon lira daha az para koyuldu. Gübre için 52 milyon lira daha az, Hayvancılık Destek Ödemeleri için 558 milyon lira daha az para kondu. Hem 2020'yi ödemediler hem de 2021'de daha az destek koydular.
2020 yılında 134 milyon lira bir avuç tefeciye ödendi. Size ne verildi? Hakkınız olan o. Bu doğru değil. Böyle bir ekonomi politikası olmaz. Bir arkadaşım söyledi "Burada sağ, sol yok" diye. Bu bir memleket meselesidir.
Çiftçi haciz kıskancında. Traktörü, ineği, tarım araç gereçleri hacizli. Kanun "Bunları haczetmeyeceksiniz" diyor. Kanunu kim takar... Sakarya'da üç köyün tamamı haczedilmişti.
Toprak Mahsulleri Ofisi kurulmuş, bir sürü Tarım Kredi Kooperatifleri kurulmuş. Niye desteklemiyorlar? Ziraat Bankası kurulmuş, Ziraat Bankası Tarım Kredi Kooperatiflerini çiftçi kuruluşu olarak kabul etmiyor. Cumhuriyeti kuranlar bunları çiftçiyi desteklemek için kurdular.
Zam yağmuru var. İlaç zamlı, dünyanın en pahalı mazotunu Türk çiftçisi kullanıyor. E mazot desteği onu da zamanında vermiyorlar. "Deponun yarısı sizden yarısı bizden" dediler. Nerede bu deponun yarısı? Saray'lara taşınanlar bunu bilmezler.
İlaç, gübre, tohum, mazot, yem, su, elektrik ateş pahası. Her şeyi dolara endekslediler. Merkez Bankası'ndan 128 milyar doları sattılar. Kime sattıkları belli değil. 128 milyar doları çiftçiler verselerdi.. Nereye gitti bu para? Kimse bilmiyor.
Bugünkü politika bir siyasi tercihtir. Bu siyasi tercihten yana olanlar bunu çekerler ama bu tercihe karşıysanız o siyasi tercihe "Kusura bakma" diyeceksiniz. "Beni aç bırakman için, beni vergi dairelerinde süründürmen için sana oy vermedim" diyeceksiniz, demek zorundasınız.
"Her şeyi ithal edeceğiz daha ucuz" diyorlar. Daha ucuz değil daha pahalı. Dışarıya bağımlı hale getirdiler bizim tarımımızı. Yozgat'ın kokulu mercimeği bir dünya markası onu bile yok ettiler. Zam yağmur var, önümüzdeki sene ne olacak bu çok önemli.
Gayri milli bir siyasi anlayış ile karşı karşıyayız. Kendi çiftçisini değil, yabancı çiftçiye destek veren iktidara gayri milli derim kimse kusura bakmasın. Herkesin kazandığı bir sistemden herkesin battığı bir avuç kişinin kazandığı bir sisteme geçtik.
Herkesi terörist ilan etmeye başladılar. Esnafın ne günahı var ya? Sen aracıları kaldırıyor musun? Çiftçiye destek veriyor musun? Üretene, alın terine destek veriyor musun?
Buradan hükümete sesleniyorum, çiftçiyi yanında görmek istiyorsa bu faizleri silecek. Ne faizi ya? Çiftçinin alacağı var zaten senden. Hacizleri durdurmak lazım. Zaten batmış vaziyette. Siz üretmezseniz biz aç kalırız arkadaşlar. Bizim toprağımız, çiftçimiz varken neden yabancıdan?"