Öznur KAYA - Halk TV
Profesör Doktor Bengi Başer, kalp hastalarının koronavirüs salgınından ötürü hastanelere erişmek konusunda çekingen davrandığını ifade etti.
Halk TV'ye konuşan Başer, kalp damar yetersizliği olan hastaların takiplerini aksattıklarını ve çok daha ağır şikayetlerle başvurduklarını söyleyerek, "Koronavirüs salgını nedeniyle hastanelere yatırılan hasta sayısı çok olduğu için insanlar tedirginler. Göğüs ağrısını erteleyen insanlar kalp krizi şikayetiyle, ileri evreye gelmiş kalp damar tıkanıklıklarıyla birlikte son anda başvuru yapıyorlar" ifadelerini kullandı.
"Genç yaş gruplarında kalp damar şikayetleri görüyorum"
Yoğun bakımların tamamının dolu kabul edilebileceğini ifade eden Başer, kalp hastalarının tedaviye erişimini yoğun bakım yataklarının dolu olmasının etkilediğinin altını çizdi. Başer, "Benim koroner yoğun bakımım kovid yatağına çevrilmiş durumda. Ağır vakaları normal serviste takip etmek zorunda bırakılıyorum. Çok ağır vakaları göndermek zorunda kalıyorum." şeklinde konuştu.
Genç yaş grubunda da kalp şikayetleri görmeye başladığını söyleyen Bengi Başer, "Genç yaş gruplarında kalp şikayetleri arttı. En çok nefes darlığı ve çarpıntı şikayetiyle gelen hastalar oluyor. Daha önce yüksek tansiyonu olmadığını ifade eden hastalar artık yüksek tansiyon şikayetiyle gelmeye başladı" dedi.
"Kalp hastalarının vefat sayılarında artış yaşanıyor"
Bengi Başer, dünyadaki istatistiklerin kalp hastalarının ölüm oranlarında yüzde 30'a yakın bir artış yaşandığını gösterdiğini söyledi. Türkiye'deki gerçek vaka sayılarının açıklanmaması sebebiyle bu oranı net olarak veremeyeceğini söyleyen Başer, "Hastalar gelemediği için kayıplar var ama oranını net bilmiyoruz. Bizde de yüzde 30 yüzde 40 oranında hastaların evde kaybedilmesi durumu söz konusu. Çünkü hastalar hastanelere gelemediği için daha ağır vakalar ortaya çıkıyor. Birçok hastanenin kardiyoloji servisleri bile covid servisine dönüştürülmüş durumda. Sadece kalp kriziyle gidenlere müdahale edilebiliyor. Birçok hastane anjiyo işlemi yapmayı bile bıraktı" dedi.