Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 9'uncu ölüm yıl dönümünde anarak konuşmasına başlayan Karamollaoğlu, "Allah makamını cennet etsin" dedi.
Karamollaoğlu'nun satırbaşları şöyle oldu:
Bu ülke bu topraklar üzerinde yaşayan her dil, din, inançtan insanın ülkesi. Biz yarım asırlık siyasi hayatımız boyunca bu anlayış ile adımlarımızı attık. Biz her daim bu ülkenin refahını, huzurunu önceledik. Milletimiz için ne yapılması gerekiyorsa tereddüt etmeden icra ettik. Bu tavrımızı bugün de taviz vermeden sürdürmekte kararlıyız. Biz inanıyoruz ki, Türkiye'nin sorunları ancak farklı görüşe sahip siyasilerin bir araya gelerek, diyalog kurmaları ile çözülebilir. Biz ülkemizin sorunlarını çözmek için muhatap ayrımı geçmişte yapmadık. Bundan sonra da yapmayacağımızı açıkca ifade etmek istiyorum. Biz, bu sebepler her görüşten, her partiden ve her anlayıştan insanlarla ülkemizin sorunlarını görüşmeye ve çözüm yolları aramaya devam edeceğiz ve milletimizin derdini iyi biliyoruz. Ülkemizin ve tüm insanlığın yaşadığı problemi hissediyoruz.
Erdoğan-Asiltürk görüşmesi
Sayın Cumhurbaşkanı'nın Yüksek İstişare Kurulu Başkanımız Oğuzhan Asiltürk beyi ziyaretini bu çerçevede değerlendiriyoruz. Bir adım atılmış, bir ziyarette bulunulmuş bunu ne çok küçümseye ne de abartmaya gerek olmadığı kanaatindeyiz. Şunu hemen vurgulamaya ihtiyaç duyuyorum. Biz bazı konuları gündeme getirirken ülkemizin asıl gündemini bir kenara iteleyemeyiz. En son yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de 'geçinemiyoruz' diyenlerin oranı yüzde 51'e ulaşmış. Borcu olduğunu söyleyenler yüzde 77'yi bulmuş. Neredeyse herkes borçlu. Bu rakamlar ülkemizin içinde bulunduğu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Biz ülkemizin gerçek gündemine odaklanmak mecburiyetindeyiz. Özellikle de iktidar.
İşsizlik
İşsizlik patlama noktasına geldi. Oynanmış rakamlar gerçekliği yansıtmıyor. İnsanlar artık iş aramak ihtiyacını bile duymuyorlar. İşin olmadığını görüyorlar. Hayat pahalılığı insanımızın canına tak dedi. İnsanlarımız geçinemiyor.
Eğitim ve Dış Politika
Eğitim'de yaşanan sıkıntılar vatandaşımızı derinden etkileniyor. Geleceğe yönelik endişemiz artıyor. Günlük hadiseler içinde belki dikkate almadığımız, bugün için sıkıntısını hissetmediğimiz dış politikadaki sorunlar devasa boyutlara ulaştı. Yalnızlaştık. O yüzden iktidar "AB ile yeniden irtibat kurmaya çalışacağız" diyor.
Darbe söylentileri
Suni gündemlerden çıkıp da gerçek gündemlerimize bir türlü odaklanamıyoruz. İçinde bulunduğumuz büyük problemlerin tartışılması, çözüm yollarının aranması gerekirken darbe söylentileri ve başörtüsü gibi konularla gündem tekrar tekrar meşgul ediliyor.
Sağlık
Salgınla ilgili olarak bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de aşı ile ilgili bir takım çalışmalar başladı. Biz Hıfzıssıhha'yı ortadan kaldırdığımız için kendi aşımızı üretelim diye bir çabaya rastlamadık. Eğer Hıfzıssıhha kaldırılmasaydı bugün çok ciddi mesafe kaydetmiş olacağımıza ben inanıyorum. Bu temel kurumlar tarihe karıştı. Biz de aşıyı dışarda aradık fakat bu noktada tereddütler var. Aşı süreci ile ilgili kamuoyunun daha şeffaf bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bundan dolayı mutlaka iktidarın toplumu doğru bilgilendirmesi gerekir. Mağdur olan esnafı, mağdur olan iş yerlerini daha da önemlisi mağdur olan bütün insanların mağduriyetini giderebilmek için dünyada çok büyük adımlar atıldı. Biz bu noktada ne yazık ki mağdur olan kesimlere ciddi manada elimizi uzatamadık. İktidar bu konuda sınıfta kaldı desek yanlış olmaz. Mağdur kesimin başında küçük esnaf geliyor. Onların derdi ile mutlaka ilgilenilmesi gerekiyor.
KYK mağdurları ve atanamayan öğretmenler
Üniversiteye giderken kendilerine bir imkan tanınmış, kredi almışlar. Mezun olduktan sonra da kendilerine biraz zaman tanımışlar ama iş bulamayan bir öğrenci nasıl ödeyecek bu krediyi? Hiç kimse gündemine almamış. Devlet önce öğrencisine iş bulmalı ki krediyi öde talebinde bulunabilsin. Sadece onlar değil atanamayan öğretmenler. Hala öğretmen fakültelerine de öğrenci alınıyor. Atanamayacağını da biliyor. Bu mantıklı değil.
WhatsApp tartışmaları
Tartışmalar farklı bir noktaya taşındı. Şirketlerin, bireylerin verileri depolaması, bunları kendi çıkarları doğrultusunda kullanması hakikaten endişe verici bir boyut kazandı. Bir haberleşme portalını kullanıyor, sadece orası için verdiği bilgiler başkalarına peşkeş çekiliyor adeta. Her alanda bağımsız bir ülke olabilmek, kendi teknolojik altyapımızı kendimiz oluşturmak bunun önüne geçilmesinin en önemli tarafıdır diye düşünüyorum. Bundan 70 sene önce kurtarmaya gittiğimiz Güney Kore, dünyada önde gelen teknoloji sistemine sahip. Biz sadece onların pazarı olduk. Ülkeyi yönetenlerin asıl görevi, bu teknolojilerde kendi altyapımızı kurmak. Japonya’nın ya da Tayvan’ın yaptığını biz neden yapmamıyoruz? Çünkü kendimizi ABD'ye teslim etmişiz. Burada çözüm; her alanda bağımsız bir ülke olabilmek, kendi teknolojik alt yapımızı tam manasıyla kurabilmektir.
Sorular
Saadet Partisi-Cumhur İttifakı'nın yan yana getirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kimsenin düşüncesine, sözüne ket vuracak halimiz yok. Biz Türkiye'de siyasi partiler arasında mutlaka görüşmelerin yapılmasından yanayız. Bunu da bu kapsamda bir ziyaret olarak görüyoruz. Bu ziyareti garipsemiyorum ama bir ittifak manasına gelmiyor.
Pazarlarda yerlerden sebze-meyve toplayan yurttaşlar hakkında ne düşüyorsunuz?
"Ben Türkiye'de yoksulluk diye bir şey yok" diyen bakanın o pazarlara götürülmesi kanaatindeyim. Kendileri sıkıntı çekmiyor. Zannediyorlar ki başkaları da yaşamıyor. Onun için bu sözleri söyleyenlerin, elinde tutup pazara götüreceksin.