Kanal İstanbul Projesi için oluşturulan bilirkişi heyetinde bulunan Yıldız Teknik Üniversitesi’nden bir akademisyen, ‘tehdit edildiğini’ öne sürerek görevden çekildi. 16 Aralık'ta heyete resen atanan H.A., 22 Ocak'ta İstanbul 10.İdare Mahkemesi'ne gönderdiği dilekçe ile görevden alınmak istediğini dile getirdi.
BirGün'ün aktardığına göre H.A. dilekçede, “Kanal İstanbul projesi ile ilgili ilk ilişkim Nisan-Mayıs 2013 tarihinde olmuştur. Bu tarihlerde YTÜ İnşaat Fakültesi Dekanı olduğum dönemde Karayolları İstanbul Bölge Müdürlüğü’nden bir kişiyle birlikte özel bir firma yetkilisi benimle irtibata geçerek Kanal İstanbul projesini anlattılar ve İTÜ ile birlikte iki tane de ‘vakıf üniversitesi olmak üzere dört üniversiteden teknik rapor almak istediklerini’ belirttiler. Projenin gizli olduğu ve güzergâh belirlenmeden kamuoyu ile paylaşılmayacağı bilgisi de verildi. Ben de Döner Sermaye İşletmesi kapsamında bu işin yapılabileceğini belirttim ve gizliliğe binaen özel firma üzerinden fakülteye müracaat edildi. Bizden talep edilen, Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün topoğrafyaya göre kabaca ve yaklaşık olarak belirlediği dört güzergâhtan hangi güzergâhın hidrolojik ve çevresel etkilerinin en az olacağı güzergâhın tespit edilmesiydi. Ben de Çevre Mühendisliği Bölümü’nden olan Dekan Yardımcım ile birlikte raporu hazırladım ve talep sahiplerine ilettim.” dedi.
Hazırlanan raporun beğenilmediğini ve yeniden rapor istendiğini ifade eden H.A. yeniden rapor hazırlanma sürecinde açık ve üstü kapalı tehdit aldığını öne sürdü. Dilekçeye şöyle devam etti:
“Bizim rapor ve İTÜ’den alınan raporların Kanal İstanbul’un seçilecek güzergâhı ile ilgili değerlendirmeleri kendilerince uygun bulunmadığından, bizden raporun yeniden düzenlenmesi talebinde bulunuldu. Biz de bunun bizim bilimsel değerlendirmemiz olduğunu, isterlerse başkasından rapor alabileceklerini söyleyerek kabul etmedik. Bu arada İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü ve Hidrolik Anabilim Dalı’ndaki arkadaşlarımdan benim raporun İTÜ’de herkesin malumu olduğunu ve hukuksuz bir şekilde deşifre edildiğini haber aldım. Bu süreçte açık ve üstü kapalı tehditler aldım. Ancak raporun bilimsel olduğu konusunda ısrar ettim.
Bundan sonra Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Barbaros Bulvarı’ndaki binasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yetkililerinin katılımıyla İTÜ’deki diğer hocalarımızla birlikte gayri resmi bir toplantıya çağırıldım. Bu toplantıda bizden güzergâhla ilgili çekincelerimizi detaylıca incelememizi ve tekrar değerlendirmemizi talep ettiler. Ben de yaşadığım yıpratıcı süreci göz önüne alarak, çalışmaya katılamayacağımı kendilerine ilettim. İTÜ’deki akademik grup çalışmaya devam etti. Ben de bu tarihten sonra hiçbir şekilde sürece katılmadım.”
H.A., bilirkişi heyetinden çekilme isteğini ise şu ifadeler ile açıkladı:
“Daha önce bir şekilde sürece dahil olmam ve bunun İTÜ’deki tüm akademik camia tarafından da açık bir şekilde bilinmesinin gerek davalı ve gerekse de davacılar tarafından gündeme getirilebileceği aşikârdır. Bu sebeplerle, dava sürecinin etkilenmemesi bakımından resen atandığım bilirkişilik görevinden affımı talep ediyorum.”