İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'a yönelik sözlerine sert tepki gösterdi. Ağıralioğlu, "Kamu düzenini sağlamakla görevli bir bakanın, yargının tepesindeki en üst düzey Anayasa Mahkemesi Başkanına bu dille konuşmasını makul görmek mümkün değildir. Türk devleti böyle bir üslupla yönetilemez. Sokak çetelerinin kullandığı bir dil, böyle ifadelerle yönetilen devletin Türk Devleri olması bizi mahcup etmiştir." dedi.
Ağıralioğlu basın toplantısına koronavirüs salgını konusundaki son gelişmeleri değerlendirerek başladı. Pandeminin başında 21 gün tam karantinanın uygulanmamasını eleştiren Ağıralioğlu, "Madem böyle sürü bağışıklığına fiili durum olarak geçecektik, bunu bir yönetim stratejisi haline dönüştürecektik o zaman bu kadar sağlık çalışanını virüsün üzerine salmaya ne gerek vardı. Madem sürü bağışıklığına dönülecekti devletin imkanları bu kadar neden heder edildi. Madem kaderciliğe teslim olacaktık bu kadar fedakarlık niye yapıldı" dedi.
"Tam karantina düşünülmeli"
Uzmanların sonbaharda riskin daha da büyüyeceği uyarısı yaptığını hatırlatan Ağıralioğlu, Biz daha etkin bir hazırlığa başlamazsak, yeniden tam karantinayı düşünemezsek, sahayı bu tam karantinada yönetme organizasyonu kurulamazsa birkaç ay sonra karşı karşıya olduğumuz yük bugünkünden çok daha fazla olacaktır. Devleti bu hassasiyete uygun bir ciddiyeti taşımaya davet ediyoruz.” diye konuştu.
"Soylu'nun sözleri "ülkeyi berbat ettik" demektir"
Ağıralioğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun AYM'nin aldığı bir karar sonrası Başkan Zühtü Arslan'a "benden koruma isteme o zaman, kendi aracınla git, gerekirse bisikletle git" sözlerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Ağıralioğlu şöyle konuştu:
"Kamu düzenini sağlamakla görevli bir bakanın, yargının tepesindeki en üst düzey Anayasa Mahkemesi Başkanına bu dille konuşmasını makul görmek mümkün değildir. Kamu düzenini sağlamak demek ülkenizi bisikletle gezilecek ülke haline getirmek demektir. Çeyrek asırdır iktidarda olup, son tahlilde Anayasa Mahkemesi Başkanına, ‘Bisikletle gezebiliyor musunuz hadi gez’ demek, ülkemizi güvensiz hale getirdik, berbat ettik, yönetemedik, güvenle gezilemez bir ülkenin İçişleri Bakanlığı görevini yapmaktayız demektir. Aslında bu biz vazifemizi yapamadık demektir, bunun peşinden istifa gelir.
Türk devleti böyle bir üslupla yönetilemez. Sokak çetelerinin kullandığı bir dil, böyle ifadelerle yönetilen devletin Türk Devleri olması bizi mahcup etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı hatırı sayılır korumalarla geziyor, bizim ülkemizin en iftihar edilecek tarafı iktidara geldiklerinde taahhütleri buydu, memleketin her bir tarafına insanların huzurla gidebildikleri bir ülke vadetmişlerdi 20 yıl sonra bulduğumuza bakın. Geldiğimiz durumda devletin Bakanı Anayasa Mahkemesi Başkanına hadi bisikletle gez bendi gezerim diyor. Bisiklet savaşları başladı. Bisikletle gezilebilir bir ülke vadediyoruz İYİ Parti olarak. Makam arabalarından kurtulmuş bir ülke vadediyoruz. Camilerde koruma ordusuyla namaz kılan protokolden kurtulmuş bir ülke vadediyoruz. Devletin bakanlarının bile Cumhurbaşkanıyla görüşme konusunda geniş bir koruma protokolünden kurtulmuş bir ülke vadediyoruz. Sayın Soylu duysun, milletimizde duysun İYİ Parti’nin en mühim taahhütlerinden bir tanesi makam arabalarının elden çıktığı, koruma ordusundan hem trafiğin, hem gözümüzün kurtulduğu bir ülke vadediyoruz. Süleyman Soylu Bey’in bu en son ifadesi bundan daha kötüsü olmaz diyebileceğimiz bir ifadedir."