İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu, düzenledikleri basın toplantısında Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden Dr. Mesut Cem İlkin ve Dr. Yalçın Özdemir'in andı ve Covid-19 salgınına dair tespitlerini ve önerilerini paylaştı.
İstanbul Tabip Odası’ndaki basın toplantısına İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, İTO Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, İTO Yönetim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, Dr. Osman Öztürk, Dr. Güray Kılıç, Dr. Recep Koç, İTO İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyon Üyesi Dr. Nazmi Algan ile Dr. Yalçın Özdemir’in çocukları ve yakınları katıldı.
Toplantıya katılanlar, hayatını kaybeden iki hekimin fotoğraflarına kırmızı karanfiller bırakarak bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.
“Yönetemiyorsunuz. Hastalanıyor, ölüyor, tükeniyoruz” pankartının asıldığı toplantıda basın metnini İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu okudu. Prof. Dr. Ömeroğlu alınması gereken yedi acil önlemi açıklayarak İstanbul için acil kapanma çağrısında bulundu.
"Salgın kurumları alarm veriyor"
Prof. Dr. Ömeroğlu, İstanbul Tabip Odası olarak meslektaşlarından topladıkları bilgileri ve sahadaki gözlemlerini şöyle paylaştı:
"Ambulanslar COVİD-19 hastalarını taşımaya yetişemiyor, hastalar saatlerce sedyede bekletiliyor. Hastanelerde mevcut servisler yetmiyor, her gün yeni yeni COVİD-19 servisleri açılıyor. Servise yatması gereken birçok hasta yeterli yatak olmadığı için acilde tutuluyor. Yoğun bakımda yatması gereken birçok hasta acilde ya da servislerde bekletilip yoğun bakım yataklarının 'boşalması' bekleniyor.
"Sadece Covid-19 hastaları değil, diğer hastalar da servis, yatak, yoğun bakım sıkıntısı yüzünden sağlık hizmeti alamıyor. Kamu hastaneleri ihtiyaca cevap veremediği için devreye sokulan özel hastaneler COVİD-19 hastalarını ancak ücret karşılığında kabul ediyor. Bütünüyle İlçe Sağlık Müdürlükleri’nin üzerine yıkılmış olan filyasyon çalışmaları vakaların ancak çok az bir bölümüne yetişebiliyor. İstanbul’un sağlık kurumları alarm veriyor ve durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor. AKP rejiminin salgın politikası bütünüyle iflas etti."
7 acil tedbir
Prof. Dr. Ömeroğlu, salgının kontrol altına alınabilmesi, ölümlerin durdurulabilmesi için derhal alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
- İstanbul’un sağlık altyapısının bu gidişe dayanabilmesi mümkün görünmemektedir. Başta şehre giriş-çıkış kısıtlaması, en az SARS-CoV-2’nin kuluçka süresi olan 14 güne kadar toplumsal hareketliliğin azaltılması/sokağa çıkma kısıtlaması, temel/zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde çalışmanın durdurulması olmak üzere virüsün yayılmasını azaltacak/durduracak önlemler hızla hayata geçirilmelidir.
- Salgınla mücadele hastanelerde değil, sahada kazanılır. Etkin bir filyasyon çalışması için birinci basamak sağlık hizmetlerindeki Aile Hekimliği-İlçe Sağlık Müdürlüğü ikiliği kaldırılmalı, Aile Sağlığı Merkezleri hızla bölge tabanlı olarak organize edilmelidir.
- Salgının kontrol altına alınamamasının sorumluluğunu vatandaşlara yıkıp sadece “Maske-Mesafe-Hijyen” tekerlemesiyle pandemiyle başa çıkılamaz. Yapılması gereken, Dünya Sağlık Örgütü’nün başından beri önerdiği gibi çok sayıda test yaparak hastalık tanısı konanlara katı bir izolasyon uygulamak, evde izolasyon koşullarının sağlanamadığı durumlarda yerel yönetimlerle de işbirliği yaparak barınma olanakları sağlamaktır.
- Pandeminin bütün insanlığı tehdit ettiği koşullarda sağlık piyasanın vahşi koşullarına terk edilemez, özel hastanelerin COVİD-19 hastalarından para talep etmesine hiçbir şekilde göz yumulamaz. Kamu sağlık kurumlarının ihtiyaca cevap veremediği her durumda özel hastaneler Sağlık Bakanlığı’nın kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır.
- Covid-19 dışı hastaların aylardır ertelemek zorunda kaldıkları sağlık hizmeti ihtiyacı daha fazla bekletilemez. Bölge ve nüfus özellikleri dikkate alınarak “pandemi dışı hastaneler” belirlenmeli ve ilan edilmelidir.
- Salgın mücadelesi ancak yüksek motivasyonlu ve yeterli sayıda sağlık çalışanlarıyla kazanılabilir. Covid-19 pandemisinin oluşturduğu istihdam ihtiyacı göz önüne alınarak KHK ile ihraç edilmiş ve ataması yapılmayan hekimler/sağlık çalışanları acilen göreve başlatılmalı; aylardır pandemi mücadelesi nedeniyle yorgun düşmüş sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük hakları hızla düzeltilmelidir.
- Türkiye’de salgının sekiz aydır kontrol altına alınamamasının sorumlusu kuşkusuz onbinlerce yurttaşımızın hayatına mal olan pandemi sürecinden başarı hikayesi çıkarmaya çalışan AKP zihniyetidir. Bugüne kadar izlenen eksik, yanlış, tutarsız uygulamalara derhal son verilmeli, acilen aklın ve bilimin ışığında açık, şeffaf, güvenilir, toplumun bütün kesimlerinin katılımına açık yeni bir salgın politikası oluşturulmalıdır.”
Sağlık çalışanlarından ışık eylemi
Toplantıda konuşan İTO Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ise “Öncelikle söylemek gerekir ki bu salgının kesin bir tedavisi henüz yok. Şu an yapabileceğimiz hastalığın yayılmasını önlemektir. Bunun için de bilime güvenerek hareket etmek gerekiyor. Geçtiğimiz ay, Ekim raporunu açıklarken dile getirmiştik; hasta sayısı kontrolden çıkmış şekilde artıyor” dedi.
Dr. Küçükosmanoğlu iyi yönetilmediğini ve sağlık çalışanlarını tükenme noktasına getirdiğini belirttiği sürece karşı Türk Tabipleri Birliği tarafından çağrısı yapılan eylemlilik sürecinin de bu hafta başlatılacağını duyurdu. Bu kapsamda; sağlık çalışanlarının 11 Kasım 2020’den itibaren her akşam 21.00’de “Sağlık Çalışanları Tükendikçe Karanlık Çöküyor” sloganıyla ışıkları 1 dakika yakıp söndüreceklerini belirtti.
"Tedbir alınmazsa mezarlıklarda yer kalmayacak"
ANKA'ya konuşan Küçükosmanoğlu, "Tedbir alınmazsa bir süre sonra mezarlıklarda yer kalmayacak. 14 gün süreyle zorunlu olmayan üretimin durdurulması, alışveriş merkezlerinin kapatılması, toplumsal hareketliliğin azaltılması salgında etkili olacak" ifadelerini kullandı.
Fotoğraf: İTO