Ekonomist İbrahim Kahveci Halk TV Ana Haber'e konuk oldu. Meclis'te son toplantısı yapılacak bütçe görüşmeleri öncesi asgari ücrete ilişkin yorumlarda bulunan Kahveci, "Asgari ücreti artırmayla sorun çözemeyiz" dedi. Türkiye'nin en büyük ekonomik problemlerinden birinin asgari ücret ile ortalama ücretin birbirine çok yaklaşmış olmasını söyleyen Kahveci, bunun eğitim üzerindeki etkisinin olumsuz olacağına değindi.
Kahveci'nin konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Asgari ücret ile ortalama ücret birbirine çok yakın"
Türkiye’de herkes asgari ücretli hale geldi neredeyse. Temel belirleyici ücret oldu. Siyasetin vereceği bu karar aynı zamanda siyasetin ödemeyeceği bir karar. 2500 lira bile olsa bu rakam açlık sınırının altında. 2021 yılını açlık sınırını koruyacak ücret minimum 2800 lira gibi bir rakam. Asgari ücretle ortalama ücret birbirine çok yaklaştığı için asgari ücretin artırılmasıyla toplumda derin sorunlar artmaya devam ediyor. Asgari ücret artırıldı diyelim peki ortalama ücret artırılacak mı? Ortalama ücret artırılmadığında gençler ‘Neden okuyayım ki?’ demeye başlayacak. Zaten eğitim sistemi mesleksiz ama diplomalı bir yeni nesil oluşturuyor. Gözde olan birçok mesleği yetiştiremiyoruz ama mezun olduktan sonra işsiz kalacağı kesin olacak bir gençlik yetiştiriyoruz. Bu gençliğe ne söyleyeceğiz? Asgari ücreti fazla artırınca okumayı tamamen raftan kaldıran bir sistem kurmuş olacağız. Bu denge iki yıl sigortalı çalışmış bir insanın artık asgari ücretle çalışmasını kaldırarak kurulabilir.
"Türkiye'yi pandemiden işçilerin parası kurtarıyor"
İş yeri sahibi vatandaşı işten çıkarıyor ama TÜİK onu işsiz göstermemek için, işçiye 750 lira gibi bir para ödeniyor. Bu da yine işçilerin çalışırken biriktirdikleri paradan ödeniyor, bütçeden ödenen bir şey yok. Türkiye’yi pandemiden işçilerin parası kurtarıyor. Hükümet 8 milyar ile yetindi ama 130 milyarlık işçilerin oluşturduğu fonu kullanarak pandemiyle mücadele ediyoruz. İnsanları 750 liraya çalıştırmak mahkum etmek bu ülkeye yazık etmek demektir. Bugün ülkede işletmelerin bir kısmı karlarını yurt dışına kaçırıyor. Gelir dağılımını bozarsanız, kayıtsız ekonomi oluşturursanız bir tarafta açlıktan sefaletten ızdırap çeken geniş kitle olur diğer tarafta da yüksek alım gücüyle beraber her türlü krize her türlü vergiye rağmen çok yüksek tüketimleri yaşayabilen bir kesim olur.
"Orta sınıf çöktü"
Asgari ücreti artırmak yetmez. Son 10 yılda gelen vergilerin neredeyse tamamı orta sınıfa gelmiş durumda. En büyük pay orta sınıfta. Yüzde 55’lik kesimin milli gelirden aldığı pay iki yıl öncesine kadar sürekli artmıştı. En zengin yüzde 5’in de payı artmıştı. Burada orta sınıf çökmüş oldu. En büyük zararı orta sınıf aldı. Üretemeyen Türkiye küçülme döneminde dahi cari açık verir hale geldi.
Asgari ücretten vergi alınmaması
Asgari ücret şu anda önemli oranda vergi dışı. Bu teklifler tabiri caizse herkesi asgari ücretli yapar. Vergi dilimlerinde dengesizlik var. 2009-2019, Enflasyon yüzde 150 asgari ücret artışı yüzde 267 vergi dilimlerindeki artış yüzde 80, asgari ücretin vergi dilimleri yüzde 100. Vergi dilimlerini yüzde 5 gibi rakamla başlatabiliriz. Her ücretli vergi ödemeli ama karşılığında eğitim giderlerini vergiden düşmek gerekiyor. Zaruri gıda harcamalarını vergiden düşmek gerekiyor. Çalışan iki kişilik bir aileden alınan vergi ile bir kişinin çalıştığı ve dört kişilik bir aileden alınan vergi dilimi aynı. Vergi dilimleri bakmakla yükümlü olunan kişiler üzerinden geliştirilmeli.