Mithat Sancar başkanlığındaki HDP heyetini CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı karşıladı. HDP hafta başında Saadet Partisi'ni ziyaret etmiş bu görüşme yaklaşık bir saat sürmüştü. HDP, başlattıkları demokrasi programı çerçevesinde görüşmeler yapıldığını ifade etmişti.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, CHP ziyareti sonrası açıklamalarda bulundu. Mithat Sancar, görüşmelerin devam edeceği sinyalini verdi. Gündemdeki önemli başlıkları ele aldıklarını ifade eden Sancar, muhalefet partileriyle yapılacak görüşmelerin bir sonraki durağının Gelecek Partisi olacağını söyledi. Sancar'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"En önemli mesele ekonomik krizdir. Asıl mesele Türkiye'nin geniş halk kesimlerinin yoksullaşmasıdır. Ağır ekonomik kriz derin yoksullaşma ve adaletsizliğin daha da yaygınlaşmasıdır. Bu konuda muhalefet partilerinin de temel ortak noktaları olduğunu görüyoruz. Bu faturanın halka yansıtılmasına karşı ortak çalışmaların neler olabileceğini de muhalefet partileriyle konuşuyoruz. Bizim diğer muhalefet partilerine sunduğumuz bir müzakere öneresi var. Bizim kendilerine sunduğumuz başlıklardan biri, Türkiye'nin özellikle OHAL ile yaşamaya başladığı ağır adaletsizlik hallerini nasıl birlikte tamir edebileceğimiz meselesidir. Örnekler arasında Enis Berberoğlu olayı var. Özellikle AİHM kararından itibaren Demirtaş ve bizim tutuklu ya da hükümlü diğer arkadaşlarımızın durumu da özel bir önem kazandı. AİHM'nin Demirtaş kararını da bugün sayın başkan ile görüştük. Bu konuda fikir ayrılığı görünmüyor. Bizler bu kararın yerine getirilmesi gerektiğini başından beri söylüyoruz. CHP yetkilileri de aynı görüşü dile getirmişlerdi. Kayyum rejimi de ağır adaletsizlik örneklerinden biri. Kayyum uygulaması belediyelere yönelik olan OHAL KHKları ile getirilmişti. Üniversite rektörlerinin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını öngören bir düzenleme vardı. Bugün Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve öğretim elemanlarının haklı olarak tepki gösterdikleri uygulama OHAL ile birlikte gelen bir düzenlemenin sonucudur. Bizler, kayyum rejiminin en başta yerel yönetimleri hedef aldığını ama sadece bununla sınırlı bir uygulama olmadığını da belirtiyoruz. Kayyum rejimine karşı mücadele, demokrasi için mücadeledir. Biz bu yaklaşıma karşı bütün muhalefet partilerinin ortak tutum sergileyebilmelerinin önemine işaret ettik. Bizim önerdiğimiz başka bir konu da yol temizliğidir. Demokrasi ve demokratik seçimler için yolun şimdiden sağlamlaştırılması gerekiyor. Bunu iktidardan bekleyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz.
"İttifak gündemimizde yok"
Muhalefet demokratik halkların kullanımı konusunda ortak hareket etmelidir. Seçim ittifakı gündemimizde yok. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve heyetiyle yaptığımız görüşmede de seçim ittifakı gündeme gelmedi ama seçim güvenliği en temel meselelerden biridir. Bu konuda da hemfikir olduğumuzu gördük. Seçim ne zaman olursa olsun ortak çalışmaların bugünden başlatılmasını önemli buluyoruz. Gündemdeki konulardan birinin parlamenter demokratik sisteme dönüş olduğunu biliyoruz. Bizler de güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüşü görüyoruz. Bu ortak program maddesi olarak yerini almış ama biz bunu güçlü demokrasi programı çerçevesine yerleştirmeyi, güçlü yerel demokrasi öneriyoruz. Bu temel ilkelerin yer aldığı ilk anayasa olan 1921 Anayasası ilham kaynağı olarak değerlendirilebilir. Çok güçlü parlamento ve çok güçlü yerel yönetim sistemi ilkesini bugün anayasa tartışmalarında müzakere çerçevesi olarak ele almayı öneriyoruz. 1921 Anayasası'nı bugüne olduğu gibi uyarlamak olmaz ama bu ilke konusunda bu anayasadan ilham almak mümkündür. İktidarın gündeme getirdiği anaysa değişikliğinin samimi bir tarafı yok. Bu kötü yönetimin faturasının daha fazla konuşulmasını önlemek için gündemi değiştirmeye çalışıyor. İktidar eğer samimiyse nasıl bir anayasa değişikliği istediklerine dair temel çerçeveyi muhalefet partilerine ve topluma sunsun. Biz yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu kabul ediyoruz. Biz yeni anayasa derken demokratik, özgürlükçü bir anayasayı kast ediyoruz. Meclis'te sayıları yetmiyor, sayısal dengeyi değiştirmeye yönelik herhangi bir girişimleri olacak mı göreceğiz. HDP toplumu oyalamaya dönük yapay gündemler yaratmaya yönelik Türkiye'de demokrasinin özgürlüğün ve toplumsal barışın önünü açmaya yönelmeyen hiçbir girişime prim vermeyeceğiz.
Muhalefet partileri arasında demokrasiye özgürlüğe ve toplumsal barışa yönelik çalışmaları ortak yürütme konusunda bir genel mutabakat oluşması bizim arzumuzdur. Bunu Türkiye'nin bütün demokrasi güçleriyle de paylaşacak şekilde bir çalışmayı 8 Şubat'ta başlatıyoruz. Bunu basın toplantısıyla kamuoyuna duyuracağız.