'Bir gelişme olmazsa sinema salonları bu yıl hayatımızdan çıkar'

Salgından ekonomik olarak en çok etkilenen sektörlerden biri sinema oldu. Salgın öncesine göre seyirci sayısı 10'da 1'e düşen sinema salonlarının yüzde 50'sini kapatan Şükrü Avşar, SİSAY Genel Sekreteri Fevzi Genç, Kadıköy Sineması sahibi Funda Kocadağ, değerlendirmelerde bulundu.

Covid-19 önlemleri kapsamında 7 ay aranın ardından kademeli normalleşme kapsamında, sinema salonları 1 Temmuz 2021 itibariyle açıldı açılmasına fakat bu süreçte yaşanan kayıplar ne ölçüde yerine geldi merak konusu. Salgın sinema sektörü emekçilerini, film yapımcılarını ve sinema salonlarını nasıl etkiledi? halktv.com.tr olarak yaşanan zorlu pandemi sürecinin beyaz perdeyi nasıl etkilediğini ve sinemanın koronavirüsle imtihanını; Avşar Filmin sahibi Şükrü Avşar, Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği (SİSAY) Genel Sekreteri Fevzi Genç ve Kadıköy Sineması’nın sahibi Funda Kocadağ ile konuştuk.

Salgınla birlikte yaşanan kapanma sürecinde en çok kültür-sanat sektörünün etkilendiğine, ekonomik olarak sinemanın büyük bir yara aldığına dikkat çeken Avşar Filmin sahibi ve yapımcı Şükrü Avşar, tarihte hiçbir gelişmenin sinema sektörünü bu kadar olumsuz etkilemediğini söylüyor.

Seyirci 10'da 1'e düşmüş

Sinema salonlarının kapandığı süreçte film çekilmediğine ve çekimleri devam eden filmlerin ise çekimlerinin durduğunu belirten Avşar, Salgın devam ediyor ve şu an sinema gerçekten yok gibi bir şey. Pandemiden ve kapanmadan önce günlük 3 bin kişinin film izlediği birçok sinemamız, şu an 300 kişiye düştü. Kapattığımız dönemin yüzde 10undayız. Mayıstan itibaren yaz döneminde ise tekrar tamamen kapanır diye düşünüyorum dedi.

'Sinemanın durumu iyi görünmüyor'

Durumun hiç iç açıcı olmadığına değinen Avşar, beyaz perdedeki durumu Avşar Sinemaları'nda, Türkiye genelde yüzde 60-70 Türk filmi ağırlıklıydı. Bizim yerli filmlerimiz sinemayı ayakta tutuyordu. Şu an yabancı filmler pek ayakta tutamıyor. Mesela Matrix geldi fakat beklenen gişe yapılmadı. Bir de bunun dijital boyutu var. Amerikada da dünyada da büyük filmler, doğrudan dijital ile beraber sinemaya çıkıyor. Bu zaten bizim için eksi bir durum. Bu gibi nedenlerle film yapılmıyor yani sinemanın durumu şu an pek iyi görünmüyor diye özetledi.

'Sinema hayatımdan çıkmış olacak'

Böyle giderse 2022de sinema salonlarının çok daha fazla yara alacağı uyarısında bulunan Avşar şöyle devam etti: Eğer bu yıl sinemada bir gelişme olmazsa, bizim hayatımızdan sinema tamamen çıkmış olacak. Çünkü sinema işletmeciliği pahalı bir iş. Elektrikten tutun bütün makine parçalarına ve sinema koltuklarına kadar hepsi sinema izleyicisinin konforu adına büyük rakamlar tutuyor. Buna rağmen sinemaya da hiçbir zaman diğer ürünler gibi yüzde 40-50 zam yapamıyoruz.

Tüm bunları göz önünde bulundurunca salgın bitse bile sinema salonlarını bekleyen en büyük tehlikenin ise film çekilmemesi olduğunu belirten Avşar, kurtuluşun yolunu şöyle anlattı: "Bu gibi durumlarda bazen tesadüfi bazen bilinerek yapılan bazı filmler bir anda sinemayı canlandırıyor. Bir film çekiliyor ve o film müthiş yerlere çıkarıyor sinemayı. Bunu görünce piyasa Sinema varmış’ diyor ve yapımcılar tekrar sinemaya yükleniyor. Bu sürprizi her zaman bekliyoruz. Bu şahlanış olmadıktan sonra önümüzdeki seneye sinemanın bir geleceği olacağını sanmıyorum.

'Elimdeki sinemaların yüzde 50sini kapattım'

Sinema sektörünün ekonomik olarak belinin büküldüğüne ve bu süreci bir sene daha kaldıramayacaklarını belirten Avşar, Bir sene daha uğraşabilirim, yatırım yapabilirim ama 2-3 sene yapamam. Dolayısıyla sinemaların zaten yüzde 50si doğrudan kapanacak ki ben de öyle yaptım. Elimdeki sinemaların yüzde 50sini kapattım. Diğer yüzde 50sini de önümüzdeki seneye kadar bekleteceğim. 2022nin Kasım ayına kadar bekledikten sonra eğer hakikaten sinema bir şey vadetmiyorsa ilerisi yoksa diğer yarısında kapamış olacağım. Dolayısıyla benim için sinemacılık sonsuza kadar kapanmış olacak şeklinde konuştu.

Yılın son haftası umut vermiş

Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği (SİSAY) Genel Sekreteri Fevzi Genç ise sinema dünyasının 2021'i çok kötü kapattığını, son haftalarda çıkan filmlerin ise en azından moral olduğunu ve geleceğe umutla bakabilmelerine yardımcı olduğunu düşünüyor.

Genç, salgın döneminde dijital platformlara olan yoğun ilgiyi ise şu sözleriyle açıkladı: Dijitalin ve sinemanın ayrı mecralar olduğunu düşünüyoruz ve baştan beride bunu vurguluyoruz. Nihayetinde dijital mecralardan önce de ev eğlenceleri vardı. Televizyonun çok daha öncesinde radyo vardı. Bunlardan sonra DVD, CD ve video kasetler Bunların her birinin sinemaya rakip olacağı konuşuldu ama hiçbiri sinemaya rakip olamadı. Dijitalin pandemideki popülerliğinden sonra yavaş yavaş rakamlar yerine oturunca görünen şu ki sinema ve dijital platformlar birbirinin rakibi değil, tamamlayıcısı olacaklar. Bunun en çarpıcı örneği ise 2021in son haftasında vizyona çıkan Spiderman ile gördük ki insanlar istedikleri film olduğu zaman akın akın sinemalara koşuyorlar

'Yüksek bütçeli filmlerin yeri sinemalar'

İlgi çeken ya da sevdikleri bir film olduğunda insanların o filmi dijitalde değil sinemada izlemeyi tercih ettiklerine vurgu yapan Genç, Dijital ile sinema arasındaki ayrışım şöyle olacak; büyük bütçeli filmlerin yeri sinemalar olacak, daha düşük bütçeli biraz daha televizyona uygun filmlerin yeri ise dijitaller platformlar olacaktır. Bu anlamda dijital, sinemadan çok klasik televizyonun en büyük rakibi olacaktır. Çünkü sinemada büyük bütçeli filmlerin hasılatını dijitallerden karşılamak mümkün değil. O yüzden her zaman söylüyorum 100 milyon dolarlık filmler çekildiği sürece sinemalar var olacaktır dedi.

Salgının etkisi yok mu?

Sinema severlerin sağlam içeriğe sahip filmler olduğunda sinema salonlarını boş bırakmadıklarına dikkat çeken Genç, Spiderman ve Eren filminde gördük ki sinema salonları kesinlikle boş değil. Tamamen seyircinin filme olan ilgisiyle alakalı bir durum. İyi film olmadığı zaman sinema salonları boş, yoksa sinemalar çok boş değil. Bu da bize gösteriyor ki aslında seyircinin sinemaya ilgisi, özlemi var. Sadece istedikleri filmlerin gelmesini bekliyorlar. Bunu yine Spidermande gördük. Filmin çıktığı haftayı 2019 rakamlarıyla kıyasladığımızda seyirci sayısının yüzde 33 arttığını gördük. Dolayısıyla seyircinin beklediği, ilgi duyduğu bir film geldiği zaman eski seyirci sayısı artıyor. Bu nedenle pandeminin etkisiyle sinemanın popülerliğini yitirmesinden bahsedemeyiz şeklinde konuştu.

Elektrik zamları kara kara düşündürüyor

Salgın bittikten sonra tüm dünyanın normalleşmeye başlayacağına ve bu normalleşmenin sinema sektöründe de yaşanacağına vurgu yapan Kadıköy Sinemasının sahibi Funda Kocadağ ise çözüm önerilerini sıraladı: Birçok sektör gibi sinema sektörü de salgından nasibini aldı ve ekonomik olarak hasar aldı. Sinema salonlarının uzun aylar kapalı kalması, çıkması beklenen filmlerin bile ertelenmesine sebep oldu. Sektöre mutlaka can suyu gerekiyor. Mesela vergilerde indirim olabilir. Elektrik zamları çok arttı. Şu an hepimiz kara kara düşünüyoruz. Elektriğe gelen zamlar sinemaya nasıl yansıyacak? diye. Çünkü sinema dediğimiz şey ses ve ışık, onun için çok fazla elektrik kullanımı oluyor. Belki bunlarda bir takım iyileştirme ve teşvikler olabilir. Mutlaka vergiler gözden geçirilmeli.

'Mutlaka destek gerekiyor'

Salgınla yaşamayı öğrenmiş olmamıza rağmen normal yaşantımıza duyduğumuz özlemin her geçen gün arttığına dikkat çeken Kocadağ, Sinema seyircisi iyi filmle karşılaştığında normal yaşama dönmenin özlemiyle sinema salonlarına akın ediyor. Sinema hala birçok şeye kıyasla çok ekonomik bir kültür eğlence olduğu için ve bir çeşit sosyalleşme aracı olduğu için ben umutlu taraftayım. Ama mutlaka birtakım destekler gerekiyor. Çünkü en çok yara alan sektör oldu. Lokantalar kafeler her yer açıldı o dönemde hala sinemalar kapalıydı açıldıktan sonra uzun zaman yarı kapasiteyle kullanıldı. Onun için mutlaka destek gerekiyor şeklinde konuştu.

Özel Haber Haberleri